bugün

Araplar çölün taçsız kraliçesi olarak anar. Kadın Türklerden nefret ediyor. Sebebi de nişanlısı Çanakkale Savaşı'nda öldüğü için.

https://youtu.be/G729dz29Kzk?si=1sYECtXzlld9iURC
Azalı türk düşmanlarından birisidir
Normal atalarımız kadının sevgilisini öldürdü.
Arapların kitaplarında kahraman diye anlatılıyormuş.
Lawrance'ın dişi versiyonu.
fotoğraf arşivi.
(bkz: http://gertrudebell.ncl.ac.uk/photos.php
arapların,“Irak'ın Taçsız Kraliçesi” dediği ajan.
(bkz: https://twitter.com/GertrudeBellArc
arapların, “Çölün Kızı” dediği casus.

(bkz: https://www.facebook.com/...ude-Bell-148258185381054/
arabistanlı lawrence ın akıl, strateji ve fikir anası.
Nicole kidman ın canlandırdığı 2015 yapımı biyografik kitabının uyarlaması filmdir aynı zamanda.

Ortadoğu nun şuanki sınırlarının oluşmasında birebir aktif rol oynamış ingiliz misyoner kadın.
sidik içen ar*p köpeklerinin manevi analarıdır kendisi.

ortadoğu'yu resmen elleriyle ilmik ilmik şekillendirmiş desek yalan olmaz. 7'den fazla dil öğrendikten sonra arabistan'daki tüm islam kabilelerini gezip göt vererek kendisine aşık etmiştir. araplar'ın osmanlı'ya ayaklanmalarının ve ingiltere sömürgesi olmalarının en büyük müsebbibidir kendisi.

lawrence denen sarı çiyanın da annesidir.

bugün sahilde paten süren suriyeli ar*p piçlere sorun bu kadını. az çok tarih bilgisi varsa izah edecektir size. sonra da devam edin suriyeli kardeşlerimizin zaten bozuk olan türk ırkının içine sıçmalarına müsaade etmeye.
Büyük kaşardır.
1868 - 1926 yılları arasında yaşamış, Birinci Dünya Savaşı sonrası Irak'ı kurmuş, sınırlarını cetvelle kendisi çizmiş ve yarattığı bu memleketin kralını bizzat kendisi seçmiştir. Bazı bakımlardan bizlerin ismini daha iyi bildiği "Arabistanlı Lawrence" tan daha önemli olan ve Ortadoğu'daki Türk varlığının son bulması konusunda Lawrence kadar mühim roller oynayan, üstelik savaş sonrasında bazı Arap ülkelerinin sınırını bizzat çizmiştir. Yine de bu ingiliz kadını sadece konunun uzmanları bilirler.

Tam adı olan Gertrude margaret Lowthian Bell olarak entellektüel bir ailenin kızı olarak 1868 yılında Durham County'de doğdu. Eğitimi boyunca özel dersler aldı ve Oxford Üniversitesi'nde arkeoloji eğitimi aldı. Oxford'u şeref derecesiyle bitiren ilk kadın olarak okulun tarihine geçti.

O dönemdeki Lawrence gibi arkeologların, dilbilimcilerin bir çoğu gibi ingiliz istihbarat servislerine de çalışmaya başladı. Yine de önce dünyayı görüp tanıması istendiği için iki kez dünya turu yaptı. iyi bir dağcı oldu, iran'a gidip arkeoloji heyetinde yer aldı. 1899 yılında arapça öğrenmesi için Kudüs'e gönderildi ve bu dili mükemmel bir şekilde öğrendi. Ayrıca o zamana kadar yapılmamış olan Judüs civarındaki Arap arkeolojik yerlerinin haritasını çıkarıp yayınladı. Böylece itibarını arttırdı ve daha iyi yetiştirilmesi için haberalma teşkilatında yer alan Sir percy Cox ve Sir Arnold Wilson gibi arap dünyasını çok yakından tanıyan uzmanların eline emanet edildi.

Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasından sonra Mısır'da yer aldı ve buradaki en önemli görevi Araplar'ın Türklere karşı başlattığı isyanı genişletip yönetmekti. Daha sonra Irak'a gönderildi. Bu arada Winston Churchill'in desteğini de kazanmıştı. Londra, Ortadoğu haritasına yeni bir şekil vermek için 1921 yılında toplanan Kahire Konferansı'nda yer alan 40 kişilik topluluktaki tek kadındı. Irak'ın sınırlarını bu toplantı sırasında bizzat çizdi. Bu yeni kurulan ülkenin tahtına da Arap isyanını başlatan Şerif Hüseyin'in oğlu Faysal'ı getirtti. Aynı zamanda Ürdün tahtına da Haşimi ailesini getirdi.

"Çölün Kızı" ya da "Irak'ın tahtsız kraliçesi" olarak anılıyordu, Arap dünyasında bir efsane haline gelmişti. Yine de siyasi kimliğinden sıyrılarak arkeojiye dönmek istedi. Irak'ın ilk eski eserler müdürü oldu ve 1923'te Bağdat'ta müze kurmaya başladı. Üç yıl uğraşıp bugün Mezopotamya medeniyetinin en önemli eski eserlerini barındıran Bağdat müzesini kurup başına geçti.

ingiliz istihbaratçısı bu kadın bir zamanlar tahminen 1907'den sonra, ülkemizde Karaman ilinin Maden şehrinde de kalmıştır. Bu şehirde ne kadar kaldı, neler yaptı, tarihi eserlerden ne kadarını yurt dışına kaçırdığına dair zamanında anne babasına yazdığı 1600 detaylı mektup, 16 günlük ve 7000 fotoğralık arşivine rağmen elimizde hiçbir bilgi ve kaynak yoktur. Osmanlı'ya karşı gerçekten büyük bir kin besliyordu. Bunun sebebi de büyük bir aşkla sevdiği ingiliz Binbaşı Doghty Willie'nin Çanakkale Savaşları'nda öldürülmesinden kaynaklanıyordu. Doughty Willie ingiltere ordusunun Konya askeri konsülüydü. Ama evliydi. Onun 1915'teki ölümüyle birlikte Kahire'deki ingiliz istihbaratı'nın Arap bürosunda çalışmaya başladı. Arap kabileleri Türklere karşı kışkırtmak için sayıları, soy kütükleri, yerleşim bölgeleri konusunda çalışmaya başladığı gibi Türk ordusu'nun Kut-ül Amara'da hindistan'dan getirilen ingiliz kuvvetlerini yenilgiye uğrattığı çarpışmada Türklere karşı kurşun da attı.

Savaş sonrası 1923 yılında yalnızlığın acısını iyice hissetmeye başladı. ingiltere'de seveni yoktu, Arap bürosundaki amiri ve koruyucu Percy Cox'un ölümü ile iyice yalnız kaldı. 1926 yılında kardeşinin ölümü ile son büyük darbeyi yemiş oldu. 12 Temmuz 1926'da, 58 yaşındayken aşırı dozda uyku ilacı alıp intihar etti.

Hollywood Reporter'ın haberine göre hayatı sinemaya aktarılacak olan Gertrude Bell'i, Ridley Scott'un yapımcılığını üstleneceği filmde Angelina Jolie canlandıracak.

(derlemedir)
Soylu bir ingiliz ailesinden gelen Bell, Oxford Üniver-sitesi'nde tarih eğitimi aldıktan sonra Ortadoğu'ya sayısız ziyaretler yaptı. Çok iyi Arapça, Farsça ve Türkçe bilen Bell, bu ziyaretlerde kadınlığını da kullanarak o zamanlar Osmanlı'nın kontrolünde olan Kudüs'te, Suriye'de ve Irak'ta yerel halk ve tüccarlarla güçlü dostluklar kurdu.

Pratik zekası ve güçlü hafızasına, zamanını ve geçmişi anlama becerisi de eklenince ingiltere'de çok tanınan Ortadoğu uzmanlarından biri haline geldi. Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken ingiliz hükümeti, bilgilerinden faydalanmak için onu ingiliz istihbarat Servisi'nde davet etti. Bell, ingilizler'in Irak'ı işgalinde ve yerel halkın onlarla birlik olmasında kilit rol oynadı. Hizmetleri ülkesinde o kadar takdir edildi ki Ortadoğu'yu yemden şekillendirmek için Churchill tarafından 1921'de düzenlenen Kahire Konferansı'na katılan tek kadın oydu.

Doğu'ya ilk seyahat

Gertrude Bell, 1868'de Durham'da zengin ve soylu bir ailede dünyaya geldi. 15 yaşına kadar eğitimine ailesinin yaşadığı büyük bir şatoda özel öğretmenlerle devam etti. O tarihlerde hemen hemen tüm soylu genç kızların yaptığı gibi iyi bir koca bulma yansına girmedi. Ailesinin, özellikle de üvey annesinin teşvikiyle 18 yaşında Oxford Üniversitesi tarih bölümüne kayıt oldu. Okulu birincilikle bitirdi. Arkeoloji ve eski medeniyetlere olan merakı nedeniyle her zaman hayalini kurduğu yolculuğa çıkma zamanı gelmişti. ilk yolculuğu istanbul'a oldu. Daha sonraki durak Tahran'dı. önemli bir aileden geldiği için Tahran'da bir prenses gibi karşılandı. Büyükelçilik rezidansını bir "ana kamp" gibi kullanarak oradan Mısır'a, Ürdün'e, Suriye'ye geziler yaptı. Hem dilini geliştirdi, hem de arkeolojik yerlerin bulunmasında ve korunmasında yerel yönetimlere büyük yardımı dokundu. Gittiği yerlerde gördüklerim günlüklerine yazıyor ve çizdiği haritaları ingiliz Kraliyet Coğrafya Merkezi'ne gönderiyordu. 1913'te ingiltere'ye döndüğünde artık herkes Gertrude Bell'i bir Ortadoğu uzmanı olarak görüyordu.

M15'e katılma

Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına aylar kala Osmanlı imparatorluğu dağılma sinyalleri verirken, ingilitere de diğer tüm Avrupa ülkeleri gibi Ortadoğu'nun değerini anlamıştı. ingiliz Hükümeti, Ortadoğu hakkında sayısız konferanslar veren, kitaplar yazan Bell'in yardımını istedi. Bölgeyi çok iyi tanıyor, yerel yöneticilerle çok iyi anlaşıyor ve halkı çok iyi anlıyordu. 1915'in Kasım ayında Gertrude Bell, ingiliz istihbaratına katıldı. Ortadoğu bölümünde çalışmaya başlayan Bell için en büyük mutluluk nihayet uzun zamandır hayalini kurduğu ortadoğuya geri dönecek olmasıydı. Londra'dan kalkan gemiyle Kahire'ye geldi. Teşkilatta artık "Queen of Desert (Çöl Kraliçesi)" olarak tanınıyordu. Orada 1911 yılında Karakeş'te bir kaç gün bir araya geldiği genç bir arkeologla tanıştı. T.E Lawrence adındaki genç arkeolog, daha sonraları Arabistanlı Lawrence olarak anılacak ve Ortadoğu'daki tüm dengelerini Osmanlı aleyhine bozacaktı.

Irak'ın işgalinde baş roldeydi

Bell, Kahire'de bir ofiste tüm gün çalışıyordu. Bölgeyi o kadar iyi tanıyordu ki, çizdiği haritalar, merkeze gönderdiği istihbarat bilgileri ingilizler Irak'ı işgal ederken kilit rol oynadı. işgal, Bell'in çidiği haritalara ve su kuyulannı tek tek gösterdiği planlara bakarak gerçekleştirildi. ingilizler'in Basra'yı işgalinden sonra Bell, orada bir ofise yerleşti. 1917'de de Bağdat ingilizlerin eline düşünce, ingiliz istihbaratı'nın Ortadoğu sorumlusu oldu. Savaş sona erdiğinde, Bell'in ingiltere için önemi daha da arttı. Yeni Irak'ın sınırlarının çizilmesinde en büyük söz sahibi ol oldu. Çoğu günler kendini odasına kapatıp, haritaların başında saatler geçiriyordu. 1919'da Paris'te düzenlenen konferansta Bell'in ve birlikte çalıştığı Arabistanlı Lawrence'ın fikirleri dikkate alındı. Yeni sınırları çizilmiş Irak'ın ileri gelenleri tarafından "El Hatun" olarak tanınıyordu. Barıştan sonra tüm günü ülkenin ileri gelenlerini, şeyhleri dinlemek ve fikirlerini paylaşmaktı. Irak'ın gölgedeki lideri o olmuştu. Osmanlı himayesinde yüzlerce yıl yaşadıktan sonra ingiltere'nin himayesine giren Iraklıklar, El Hatun'a kendi kendilerini yönetme zamanı geldiğim söyleyince Irak'a bir lider arayışına girildi.

First Leydi El Hatun

Nasıl, Irak'ı Osmanlüar'dan alan Bell olduysa, Irak'a yöneticisi de onun işiydi. Arabistanlı Lawrence'la bir araya gelerek en iyi seçimin 1919'da Paris konferansında tanıştığı Emir Faysal olduğu kararına vardılar. 1921'deki Kahire Konferan-sı'nda Churchill'i de ikna ettiler. Ve Faysal, 23 Ağustos 1921'de ingiletere'nin himayesinde Irak Kralı olarak taç giydi. Sıcak bir Ağustos ayında yapılan törende baş konuk, Paris'teki lüks bir butikten alınan beyaz bir kıyafet giymiş olan El Hatun'du. Bando, ingiliz marşı olan "Tanrı Kraliçe'yi korusun" marşını çalışıyordu. Modayı yakından takip eden ve güzel kıyafetleriyle sarayda dolaşan Bell, Faysal'ın en büyük danışmanı olmuştu. Öyle ki bazı davetlerde, Faysal'ın karısı ve çocukları Mekke'de yaşadığından Irak'ın First Leydisi olarak tanıtılıyordu. Geceleri Faysal ve Bell, uzun yürüyüşlere çıkıyor ve birlikte çok zaman geçiriyordu. Bunlarda haklarında aşk dedikoduları çıkmasına neden oldu. Faysal, Iraklılar arasında güç kazandığında Bell için de gitme zamanı gelmişti. Osmanlı'nın çöküşünde, ingilizler'in Ortadoğu egemenliğinde söz sahibi olmasında en büyük payı olan insanlardan biri, 1926 yılında bir avuç dolusu uyku hapı içerek intihar etti. Neden intihar ettiği ise hala büyük bir sır..

(ALINTIDIR)
ırak devletinin kuruluşunda oynadığı "tarihi" rol hasebiyle ismi zikredilen, ingiliz istihbaratında görevli bayan tarihçidir.

çıkar çatışmalarının batılılara konferanslarda, harita üzerinde, cetvellerle ülkeler kurdurduğu 1920'li yıllarda, devlet olma yeterliliğine bakılmaksızın kurulan ırak'ta, ıraklılar için kurulan ve amerikan işgali sonrası yine ıraklılar tarafından yağmalanan bağdat müzesinin kurucusudur.

"tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer" vecizesini akıllara getiren tarihi şahsiyet.