bugün

demokrasinin ve yönetimin doğasından kaynaklanan bir durumdur. demokrasi bir ideal bir ülkü değildir. sadece teknik bir kavramdır. demokrasi katılım, şeffaflık, yönetimde adalet gibi ilkeleri sağlamaktadır. ancak geri kalmış toplumlar ve yeterli bilgi ve entelektüel birikimi olmayan toplumlar için katılımdan önce istikrar gelir. bu yüzden geri kalmış toplumlarda demokrasi yönetim krizi doğurur.
Özellikle seçmenlerle çıkar ilişkisi kuran ve her seçimde seçmenlere gaz vermeye çalışan oy için dalkavukluk yapan seçim bitince projeleri olmadığı için halkı sömürme yarışına girilen ülkelerde demokrasinin lüks olduğu bir gerçektir.

(bkz: Türkiye de yarı demokrasi)
" Bir oda dolusu çocuğa şeker ile ıspanak arasında seçim yapmalarını isterseniz, şeker kazanır. "

Seçenin ne olduğu çok önemli. Türk halkı olduğu gerçeğini unutmayalım.
Otokrasiyi demokrasi sandiklari sürece lüks olarak kalmaya devam edecektir.
Kesinlikle katıldığım bir önermedir..

ayakların baş olması önlenmeli ve burjuva sınıfı aralıksız 50 sene ülkeyi yönetmelidir..
tespitin dibidir.
Demokrasi ile cumhuriyeti aynı şey zannedenleri de gösteren başlık. Bir monarşinin içinde barındırdığı demokrasi daha az ancak cumhuriyet rejimine göre daha sarsılmazdır. Yargı bağımsızlığı vb. konularda monarşi daha kaliteli bir rejim olduğu için gelişmiş ülkelerin büyük çoğunluğu liberal anayasa,elitizm ve parlamenter monarşiye dayalı bir sistemi benimsemiştir ve gelişmişliklerine monarşinin yarattığı kültürel ortam ön ayak olmuştur. Nitekim monarşi astığım astık kestiğim kestik bir rejim değildir.
Dünyadaki her ülke için demokrasi lükstür. Her ülkede insanlar arasında uçurum var. Ayrıca Türkiye'de Avrupa seviyesinde elit, aydın bir sınıf da yok. Bir kısmın beyni dini, bir kısmın milli masallarla yıkanmış durumda. Yani Kemalistler öyle kendini elit ya da aydın sınıfında sanmasin. Futbol, kadın erkek ya da siyaset başlıklarında ana avrat küfreden bir aydın grubu olamaz. Bu ülkede dini eleştiri ve milli eleştiri yapılmadıkça bu ülkeden umudu kesin.