bugün

takımı kazandıkça coşkusu, kaybettikçe de desteği artacak topluluktur..Takımı kazansa da kaybetse de sırtına takımının formasını giyip, boynu dik şekilde yürüyebilen ve herdaim takımına güveni sonsuz olan yüce tarftarlardır bunlar..ne yazık ki ülkemizde az sayıdadırlar..
(bkz: beşiktaş taraftarı)
(bkz: yaratıcı beşiktaş taraftarı)
galatasaray taraftarı, fenerbahçe taraftarı, beşiktaş taraftarı, vırt taraftarı, zırt taraftarı diye ayırt edilmeyecek taraftarlardır..Her takımın iyi gün taraftarı olduğu gibi kötü gün yani gerçek taraftarı vardır..
takımının herzaman yanında olan ,iyi gününde futbolcusuna oleyyy çektirip,kötü gününde anasına avradına küfür etmeyen taraftardır.
(bkz: hiç bir zaman yalnız yürümeyeceksin)
olaylara eleştirel bakabilen taraftardır. öncelikle şunu belirtmeliyim: taraftarlık ve fanatiklik çok farklı kavramlar ve maalesef ülkemizde fanatikler çok daha fazla sayıda. gerçek taraftar, eğer maddî durumu iyiyse takımının orijinal ürünlerini alır, maçlara gider. maçlara gittiğinde bilir ki yapacağı kötü bir hareket takımına ciddi zarar verecektir. rakip takıma, hakeme veya kendi oyuncusuna küfür etmez gerçek taraftar. onların da insan olduğunu ve onların da duydularının olduğunu bilir. tabii ki yeri geldiğinde takımına tepkisini koyar. takım kötü oynarken gereğini yapar, ama aşırıya kaçmaz.

"iyi günde, kötü günde" yanındadır takımının ama yeri geldiğinde de kötü oynayan takımını harekete geçirmek için tepkisini de ortaya koyar.

olaylara objektif bakar. kararın hangi takımı nasıl etkilediğine bakmaksızın doğruyu savunur. hakem kendi takımı lehine yanlış karar verdiğinde ise çıkıp "hakem yanlış karar verdi" demelidir.

bu kadar şeyi yazdıktan sonra aklıma özhan canaydın geldi. zamanında galatasaray'ın başındayken, rakip takım gol atınca alkışlamıştı ve birçok galatasaraylı onu eleştirmişti. * ama özhan canaydın gerçek bir taraftardı ve gerçek bir futbolseverdi.

maalesef ülkemizde bu tür taraftar çok az sayıda var. "başarıya giden her yol mübahtır" mantığını benimsiyoruz ve olayları, kişileri eleştirmenin yanlış olduğunu düşünüyoruz. bugün bir galatasaray taraftarı, adnan polat'ın yaptığı yanlış bir açıklamayı eleştirebilmeli. aynı şey her takım taraftarı için geçerli. bir takımın taraftarı olmak, o takımı körü körüne desteklemek değildir.
yenilince cadde kapatıp, kızlara saldırmaz.

ve tabii sırf tepesinde siyah-beyaz damalar var diye süper bir mini-cooper'ı da tekmelemez.

edit: işbu eylemler, 16 mayıs günü bağdat caddesi'nde görülmüştür.
her takımda bulunan taraftar tiplerinden biridir. illaki o taraftar bu taraftar diye sınıflandırmamak gerek, pekala her klüpte takımını karşılıksız seven bu çeşit taraftar grupları vardır.

Elbetteki yine her takında tam tersi taraftar gruplarıda vardır. yani menfaat amacı ile seven veya karşı tarafa bok atmayı kendi klübünü sevmek zanneden.
candır o, candır.

(bkz: http://www.facebook.com/p...o.php?v=10150322306202393)
gerçek taraftar, futbol olayına tümden pragmatist davranan kişidir. hedonist düşünmesi gerekir. futbol, stres atsın, keyiflendirsin, işten eve döndüğünde kafa dağıtsın diye var. çok büyük bir endüstri olsa da, amacı budur özünde.

gerçek taraftar, takımıyla ağlayıp, takımıyla gülmemeli. gerçek taraftar mazoşist olmamalı. takımı ona keyif verdiği müddetçe seveni ve takipçisi olmalıdır.

takım kötü gidiyorsa ve hayal kırıklıkları birbiri ardını izliyorsa, ben neden tutayım o takımı ki? bana keyif vermiyorsan, hatta elem katıyorsan, kusura bakma, toparlayana kadar işim olmaz. varlık amacı bu çünkü.

"biz takımımızı yenmek için sevmedik!" diyen adam, kusura bakmasın ama, gitsin kendisini kırbaçlatsın daha iyi.
beşiktaş çarşı grubudur. ne ultraaslan, ne genç fb ayak uyduramaz. bırakın onları dünya çarşı'yı kabul etmiştir.