bugün

patron'un yıllar sonra yaptığı en sağlam track.

///

felek karşımda dikilirken bir tek senin için yere sermiyorum,
hepsine git demiştim, bir tek sana gel diyorum,
çok özlemişim ağlamayı, genelde sadece terliyorum, amaçsızca yanağımdaki göz yaşını elliyorum..

bu beden taş çatlasa 70 yıllık bir zaman makinesi,
para dumandan çürüyen dişlerime dolgu ve kanal tedavisi..
ancak bu şekilde temizlenirmiş insanlığın nefesi,
ve asla bitmeyecek bir bencilliğin hevesi,

iflas etmişti duygularım çok önce kapanış verdi,
sonra tekrar sevebilme ihtimalimi hatırlatış şeklin bana,
dünya ne küçükmüş meğer bunu anladım seni görünce,
gitmek eğlenceliydi peki ya geri dönünce,

şimdi ne değeri kaldı paranın birlikteyken harcamasak
ne alabilirdik karşılıksız birbirimizden yalvarmadan,
bir sabah özgürlüğe uyanıp bir tek ben diyeceksin,
cümle alem bilecek bu şarkıyı bir tek sen bilmeyeceksin..

///
Ya gece aslında bize önceden küstüyse?
hani sen ağlamayı bırakmıştın? geçmişi küçücük bir çikolata kutusuna sığdırmıştın? kolay değil öyle eğer hiçbir sebep söylemeden son bir hoşça kal demeden gidiyorsan dönme..
hatırlamıyorum en son ne zaman güzel rüya gördüğümü, kabuslarla yanarken mazinin çoktan yere düştü külü..
Bir gün ben de göçüp gideceğim bu vahşi tabiattan,
Göğüs kafesimde kırık kalbim elimde kaburgam,
tükendik biz yaradan, sessizliği iple çekerdik
geceyi gündüze inat yürütürken karardan..

şimdi paylaştığımız şey halâ aynı güneş sistemi,
ama baktığımız yıldızlar bile çoktan değişti..
bir daha denk gelir miyiz aynı gezegende gezip dursak,
söküp atabilir miyim hayat meselemden seni?

hani sen ağlamayı bırakmıştın?
geçmişi küçücük bir çikolata kutusuna sığdırmıştın?
kolay değil öyle eğer hiçbir sebep söylemeden son bir hoşça kal demeden gidiyorsan dönme..