bugün

hepimizin nefes aldığı ve yaşamaya çalıştığı şu dünya iğrenç bir yer olmuş.
ve bazılarımızı ölüm dahi kurtarmayacak. hatta ölüm daha beter olacak onlar için.
yani aşşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
not,kendimi ruhi çenet gibi hissettim.
Bugün pazartesi. saatler sonra bir kısmımız işte bir kısmımız okulda olacağız ve lanet insanlarla yüz yüze geleceğiz.

Ayy bileklerimi kescem. Bir insanın yüzü göz önüne gelince bile mide bulanır mı yaa.
Bugün de ölmedik, en azından bedenimiz hala çürümedi çürüyen ruhumuzun aksine.
Aşık oluyorum galiba... Yazık bana benim yorgun ürkek kalbim yine delinip geçilecek....
yorgunluk güçsüzlük içime işlemiş be....
görsel
Biraz daha var tabi entelektüel olmamıza...
Biraz daha var kitaplar ile (sizin tabiriniz ile) kadın düşürmenize...
Biraz daha var adam olmanıza.
Biraz daha var kitap dostu olmanıza.
Biraz daha var o benim ki kadar kocaman olmasada kafanızın içindeki beyninizi kullanmanıza...
Biraz daha var... Ulan ben elimin kiri sayfaya bulaşmasın diye uğraşırken...
Üzücü öncelik olarak basit şeylerden başlayabiliriz gelişmeye çok kolay ama sizler için çok zor...
Kitap okumak.
Ee selametler üzerinizde olsun.
görsel
imkansızız biz.
Birbirimizi çok seviyorduk birbirimiz için ölürüz diyorduk 5 senedir mesafelere meydan okuyorduk. Şimdi ne mi oldu? Bizden geriye bir ben kaldim.
görsel
“Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!”
Serenad, sf.88,
Sevgili Mayacığım, ya da ona benzettiğim insan tanesi.
Kitaba her baktığımda, seni her gördüğümde, geçen 8 saat aklımdasın. Keşke bununla kalsan, beyaz duvara baksam, aklıma yine sen geliyorsun, eylem görüntü önemli değilmiş onu anladım, ve sanırım bir saniye olsun aklımdan çıkmadın. Ve evet, yeniden buraya yazıyorum. Sözlük en sıkı dostum, aracım oldu. Yüzüne diyemediğim, fırsatını bulamadığım çoğu şeyi buradan yapmaya çalışıyorum. Ve, seni seviyorum. Ve yine ve, bunu bir gün yüzüne karşı takılmadan, gözlerim aşağı yukarı kaymadan, ellerim terli bacaklarım çarpraz olmuş ve 'eeğm, şey, aaa' gibi anlatımı kötü kılan hiçbir unsura takılmadan, yüzüne yüzüne söyleceğim.
kime bu kadar inat
kime bu kadar öfke
yabancı mı olduk şimdi seninle
ben mi yanlış yaptım
seni delice severken
dualarımda bir allah bir sen vardın.

https://www.youtube.com/watch?v=naXWduwaWuo hüzün kendiliğinden geliyor dinleyince.
insan yabancı bir yerde yaşayınca ya oraya ait olmak, oralı olmak istiyor, ya da bulunduğu yerden nefret ediyor, küfrediyor.

kim birisinin evinde yıllarca misafir olarak kalmak ister ki?
Hissizleştiğini söyledi az önce birisi bana. Düşündüm hangimiz hissizleşmedik ki... kim hala eskisi gibi duygularıyla hareket ediyor ya da bişiye doya doya coşkuyla yaşıyor Sevinçlerimizde üzüntümüzde yaz yağmuru gibi. Mutluluk dediğimiz şey süpriz yumurta gibi içinden ne çıkacağı asla belli olmuyor. Günlerce gelmesini beklediğimiz zaman geldiğinde bi anda bıkıveriyoruz herşeyden.. hüzün işte tam burda gizli.
bu denklemleri kuranın gelmişine geçmişinde . . .
onu son kez gördüğümü bilmiyordum. o yuzden ustu kor 'sonra gorusuruz' diyip yanagindan opmustum. son gorusmemizmis bi daha onu goremeyecegimi bilseydim sımsıkı ona sarilirdim. o yuzden su an kimle vedalasirsam son kezmis gibi sımsıkı sarilip ugurluyorum.
Sevdiğin insanla aranda 1000 km olması.
güneş doğdu ama sabah olmadı.
son 5-6 saattir hayal kurma yeteneğimi kaybettim, oysa beynimin içinde ne xenler açıp kapatıyordum ifratı inkıraz ya.
görsel

Yağmur sesini dinliyorum. Benimle aynı ruhu soluyanlar, siz anladınız.
yokluğun cehennemin öbür adıdır, üşüyorum kapama gözlerini.
ayrıldıktan sonra altı sene kimselere yaklaşamayan ilk aşkıma, sonrasında kızına adımı veren çarpık ilişkime, en son benle şanslı hissetmiş bahtsız bedevi meriçlerime, muhtemelen bi yerde overdose gidecek ve arkasindan iyi gebermis cabucak diyecegim dört yıllık sevgilime, saygıyla seviyeyle hayatıma girmiş çıkmış yerli yabancı beyefendilere ve sabırla deneyip deneyip asla başaramayan başta universitedeki hakem beye ve lise boyunca bir gun umudunu kaybetmemis tanimadigim stalkerima, saymayi unuttugum kim varsa hepsine saygilarimi iletiyorum.

sikimde değilsiniz. hiç olmadiniz muhtemelen asla da olmayacaksiniz.

hani çok özel çok tek çok eşşiz saniyosunuz ya anasına.
Kendimi geçtim onun için üzülüyorum siz bilseniz sizde üzülürsünüz...
Canim deli gibi popkek goa yemek, Çılgınlar gibi hatay usulü durumun yaninda turşu yemek isterken yediğim şey :(

görsel
ben de kraker kemiriyorum... hayaller hayatlar versusundaki hayatlar rolünü ilelebet üstleneceğiz gibi duruyor...