bugün

Aişe (Radiyallahu Anha) evindeydi. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra odaya giren aç bir keçi içerisinde recm ayetleri bulunan sayfayı yemiştir.

ibni Mace 1944, Abmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269

yazar yorumu: ahahahahahhahahahahahahhahahahahahahhaa.
görsel
Yarın kıyamet kopacağını bilsen de o fidanı dik.

- hz Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi ve sellem.
" bedevinin( köylünün, çifçinin) malını kimse kendi adına alıp satmasın"

" kardeşi de olsak bedevinin malını alıp satmaktan men edildik "

Şu hadis uygulansa köylü ve çiftçi kalkınır, tüketici daha ucuza yer. Çünkü üretici ile tüketici arasında aracı yok.

Ama malesef hanifi mezhebi alimlerinden bir zat bu hadisi şerif i nesh etmiş.

" Din nasihattır " hadisi ile. Ne alakaysa. Kesin kendisi de ticaretle uğraşıyordur.
‘Herkim kertenkeleyi ilk vuruşta öldürürse ona yüz sevap vardır. Kim de onu ikinci vuruşta öldürürse ona birinciden aşağı olmak üzere sevap vardır. Kim üçüncü vuruşta öldürürse ona da ikinciden aşağı olmak üzere sevap vardır’ buyurdu.”

Müslim 2240/147, Tirmizi 1511, Ebu Davud 5263, ibni Mace 3229, Ahmed bin Hanbel 1/420
Tedbir al ama tedbirden daha ziyade Allaha guven.
veren el alan elden üstündür. bu hadis miydi bilmiyorum da güzel söz dursun işte.
Mumin muminin kardeşidir.
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
bir kişi hanımına su bile ikram etse sevaptır.
Ebu Berze Nadle b. Ubeyd el-Eslemi’den (ra.) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sas.) şöyle buyurmuştur.
“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.Ömrünü nerede ve ne suretle harcadığından; yaptığı işleri ne maksatla yaptığından; malını nerede kazandığından ve nerelere sarf ettiğinden; vücudunu, sıhhatini nerede ve ne suretle yıprattığından.”
başkasının dünya' lığı için kendi ahiretlerini riske atanlara yazıklar olsun.
hadis diye bişey yok. emevi uydurmasıdır.
"Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz".(mümin iki defa aynı yanılgıya düşmez).
bir iyiliğe öncülük eden onu yapan kişi kadar sevap kazanır.
Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.

pardon ayetmiş bu.
https://youtu.be/psY4-Q7xB0U
yukarıdaki arsızların misâli;

Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Ahirzamanda yüzleri insana benzeyen, fakat kalpleri şey­tan kalbi olan bir topluluk gelir. Bunlar kurtlara benzerler. Gönüllerinde rahmetin kırıntısı yoktur. Kan dökücüdürler. Hiçbir kötülükten sakınmazlar.
Kendileri ile sözleşsen seni aldatırlar. Yanlarından ayrıldığında arkadan çekiştirirler. Sana konuştuklarında yalan söylerler.
Kendilerine güvendi­ğinde sana hıyanet ederler.

Çocukları şımarık ve hayasızdır, gençleri sinsidir. Yaşlıları hiçbir iyiliği tavsiye edip kötülük­ten sakındırmazlar. Onlara bel bağlamak zillettir, ellerinde­kini arzu etmek yoksulluktur.

Aralarındaki ağır başlı, onla­rın gözünde şaşkındır. içlerinde iyiliği tavsiye eden itham altındadır.
Aralarında mü'min horlanır, fâsık onurludur, el üstünde tutulur. (Peygamber yolu) gariptir.
Bid'a sünnetin yerini almıştır. işte bu sırada Allah kötülerini başlarına mu­sallat eder de iyileri duâ eder, fakat kabul edilmez."

[imam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi]
"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz."
Rasulullah -aleyhissalatu wassalam- şöyle buyurdu:
“Deniz, her gün insanı boğmak için Allah’tan izin ister.
Melekler ise yakasına yapışıp insanı helak etmek için Allah’tan izin isterler.

Rabbimiz tabaraka wa taala ise onlara:
‘Kulumu bırakınız mademki onu ben yarattım,
ben onu sizden daha iyi bilirim.
Şayet o sizin kulunuz ise istediğinizi yapınız.
Eğer benim kulum ise ben kuluma ne yapacağımı bilirim.
izzet ve Celalim hakkı için o bana gündüzde gelse gecede gelse kabul ederim.
O bana bir karış yaklaşsa ben ona bir arşın yaklaşırım.
O bana bir arşın yaklaşsa ben ona bir kulaç yaklaşırım.
O bana yürüyerek gelse ben ona koşarak gelirim.
Eğer benden mağfiret dilerse onu bağışlarım.
Benden af dilerse onu affederim.
Bana tevbe etse kabul ederim. Benden daha cömert ve lütufkâr kim vardır?
Ben Cömert ve Kerimim.

Kullarım geceleri bana karşı günahlar işleyerek yatarlarken ben onları yataklarında korur ve gözetirim.
Kim bana yönelirse onu uzaktan karşılarım.
Kim benim için bir şeyi terk ederse ona daha fazlasını veririm.
Kim benim gücüme dayanarak hareket ederse ona demiri yumuşatırım.
Kim benim istediklerimi gözetirse bende onun istediklerini gözetirim. Beni anan benim meclisimde bulunur.
Bana şükreden,
nimetini arttırdığım kimselerden olur.
Bana itaat edene ikram ederim.
Bana karşı gelenlere rahmetimden ümit kestirmem.
Eğer bana tevbe ederlerse,
onların dostu olurum.
Şayet tevbe etmezlerse onların doktoru olurum.
Kusurlarını temizlemek için onlara musibetler veririm!’ buyurdu.”

Ahmed bin Hanbel Müsned, 1/43
ibni Kayyım Medaricu’s-Salikin 337

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı,
yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.
Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
|Nahl 61
aşağıdaki hadis tamamen uydurma aşağılık bir hadistir.

bir mîrac gecesi peygamber efendimiz (s.a.v.) allâhû teâlâ'nın (c.c.) huzûrunda iken
- yâ rabbim! benim bir amcam var, ebû leheb diye, belki tanırsın. ayıptır söylemesi elleri inanılmaz terliyor. onunla her el sıkıştığımda midem kalkıyor. bu soruna bir çare bulabilir misin ricâ etsem?
diye sormuş. canâb-ı allâh (c.c.) hazretleri ise:
- tabii ki yâ habîbîm. onunla el sıkışmadan evvel içinden 3 defa tebbet sûresinin ilk ayetini oku, bak göreceksin nasıl düzeliyor,
diye cevap vermiş. peygamberimiz (s.a.v.)
- tebbet sûresi hangisiydi yâ rabbim? diye sormuş.
allâhû teâlâ (c.c.)
- yâ ben sana onu indirmemiş miydim? diye şaşırmış.
peygamber efendimiz (s.a.v.) ise
- yâ indirmiştin ama ben daha ezberleyemedim. 600 sayfa oldu, insâf et, diye çıkışmış.
allâhu teâlâ hazretleri (c.c.)
- tamam ben cebrâîl'e söyleyeyim sana tekrar şeyapsın, diye cevap vermiş.
Enes radıyallahu anh'tan;

peygamber sallallahu aleyhi vesellem kaza umresinde Mekke'ye girdi. Abdullah b. revaha önünde yürüyor ve şöyle diyordu:

'Ey kâfir oğlu kâfirler çekilin onun yolundan,
bugün ona gelen Kur'an gereğince boyunlarınızı vurabiliriz.
Öyle bir vuruş ki, tüm başları yerinden yok eder.
ve en yakın dostu dostuna unutturur.'

Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh ona:
'ey revaha'nın oğlu! peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) önünde ve Allah'ın hareminde şiir mi söylüyorsun?' deyince Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) dedi ki: 'ey Ömer bırak onu çünkü onun şiirleri, onlara ok'un tesirinden daha hızlıdır.'
başkalarının dünya'lığı için ahiretini satanlara yazıklar olsun.
bırakınca sevap point kazanılan söz ve anekdotlar.
point sevmiyom ben.