bugün

Az önce izlediğim bi belgeselde ögrendiğim üzere bildiğimiz yagmur damlalarınin yere düşerken aldığı şekil bildiğimiz gibi bir sekil gibi değilmiş.

Bildigimiz klasik ampulün ters hali gibiydi ama dümdüz tepsi gibi iniyorlarmış.bunun sebebi de hava direnciymiş.

Sevdim bunu.
Bugünün bilgisi:

Tarih : 16 Eylül 2015

Artık çok kültürlüsünüz.
Senegal'de 9 yaşında çocuklar hafız oluyor. Türkiyede 90 yaşında kuran okumayı bilmeyenler var.

(bkz: hafızlık)
(bkz: kafirlik)
Sadece dişi sivrisinekler ısırır. Bu yumurtlama dönemlerine denk gelir. Bunun dışında sivrisinekler de tıpkı arılar gibi bitkilerle beslenir.
Perşembeye 1 saat 13 dakika var.
Bilgi acı verir.
Sanayilerde igrenerek baktıgınız demirciler bildiginiz balkon demirinden ve bu gibi işlerden
%80civarında kazanc elde ediyorlarmış.
Kuzey Kore ile Finlandiya arasındaki tek ülke, rusya'dır. *
ios9 ile gelen güç tasarruf modunun 3 saat pil ömrünü uzatamadığı gerçeği.
Ajdar makine mühendisliği mezunudur.
esnemek beyni yatıştırır ve gevşetir.
Az sonra uyicam.
Daha önemlisi varsa söyleyin?
Plastik patlayıcı ancak elektrik akımı ile tetikleniyormus.
--spoiler--
çile: farsça, kırk anlamına gelen çihil'den düzenlenmiş bir terim.

bir şeyh nezaretinde derviş, karanlık bir hücrede yalnız başına kırk gün süre ile az uyumak, az yemek, az içmek suretiyle sürekli ibadetle meşgul olur ki bu olaya, çile denir. nefsi eğitmek için belirli bir süre insanlardan uzak kalıp olgunlaşmak üzere yapılır.
tasavvuftaki çile, ömür boyu değildir, sadece kırk gündür. zira tasavvufta esas olan, "el kârda, gönül yârda" yani "el günlük maişet teminiyle meşgul iken, kalb allah ile beraber olmaktır". nitekim, nur suresinin 37'nci âyetinde bu husus, şöyle desteklenir: "ticaret ve alışverişin allah'ı zikirden alıkoymadığı erkekler..."
hemen hemen her tekkede, eskiden bu iş için bir veya birkaç hücre bulunurdu.
çile olayı şöyle gerçekleşirdi:
şeyh, dervişi çile odasına güsul abdestli olarak dua ile sokar, fatiha çeker, kapıyı kapayıp giderdi. odada bir post yahut seccade, bir mütteka (çok az yiyerek ve uyuyarak çile çeken dervişlerin uzanıp yatmamak için sivri ucunu toprağa saplayarak başlarını hilal şeklindeki kısmına dayadığı bir tür dayanak)ve hücrenin rafında bir kur'an-ı kerim bulunurdu. derviş, bu hücreden, sadece gerekli olduğu zaman çıkardı. tuvalet, abdest, cuma namazı vb. için çıktığında kimseye bakmaz, kimseyle konuşmazdı. yiyeceğini, içeceğini, belirli vakitte bir derviş getirip hücreye bırakıp, selamdan başka bir söz konuşmazdı.
geleneklere göre, çileye girene ilk gün kırk zeytin verilir, her gün bir eksilterek (39, 38, 37, 15 ila...) kırkıncı gün sadece bir zeytin verilirdi.
yiyeceğin zeytin olması, nur suresi'nin 35. ayetinde de ifade edildiği gibi (min şeceretin mübâreketin zeytûnetin), onun mübarekliğinden kaynaklanmaktadır.

derviş çileden çıkınca, kırk gün içindeki tefekkür ve rüyalarını şeyhine anlatırdı. şayet şeyh, gerek görürse onu hemen ikinci bir çileye sokardı. birbiri ardınca üç çile çıkaran olurdu. derviş çileyi bitirip hücreden çıkınca, şükür kurbanı kesilir, kesilen kurbanın et suyuyla hazırlanan tirid yemeği ona sunulur, diğer ihvanı da onu tebrik ederdi.
günümüz türkiye'sinde bu uygulama hemen hemen kalkmış gibidir.
bunun sebebini sorduğumuz mürşid-i kamiller; "devrimizde helal rızık kalmamıştır. çileye giren, hem az, hem de şüpheli yiyecekle bu uygulamaya tâbi tutulursa, görme, işitme, konuşma gibi bazı özelliklerini kaybedebilir. devrimiz zâten çile devri, değildir, dış âlemde gezip nefsini zaptetmek de yeterlidir" cevabını verirler.

mevlevîlerin çilesinin mutfakta 1001 günlük hizmet ile olduğu kaydedilir. 1001 günlük hizmeti bitirmeden çileyi terkeden kişiye ''çile kırgını'' denir.
bu durumda olan kişi, eğer pişman olur da hizmete (yani çileye) dönmek isterse, kaldığı veya bıraktığı yerden değil, baştan başlardı.
nefsinin kötü arzularından vazgeçen ve iyiliklere yönelen derviş, çeşitli aşamalardan geçtikten sonra ermişlik mertebesine ulaşır. ''çile dolduran'' ve tasavvuf eğitimi alan bir derviş artık allah'ın sevdiği kâmil insan olmuş, olgunlaşmıştır.
kamil insan kalp kırmaktan korkar. kendi için istediğini başkaları için de ister.
tek amacı gönül kazanmaktır. dervişler halka gerçek aşkı anlatmak için diyar diyar gezerler.
çile-i ma'kuse: farsça ters çile demektir. derviş kendini ayaktan tavana bağlayarak tepesi aşağı çile çıkarır ve buna çile-i ma'kûse denirdi. ebu said ebûl-hayr'm bu şekilde çile çıkardığı kaydedilir.
--spoiler--
görsel

Balinaların arkalarında bulunan bacak kemikleri.
(bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
Erkek penguen dişi penguene aşık olduğu zaman, hediye olarak vermek için tüm sahili gezer ve en güzel çakıl taşını arar.

görsel
ineklerin ter bezleri burunlarındadır.
Bir bardak taze şampanyanın içine bir kuru üzüm atarsanız,
üzüm asansör gibi bardağın altından üstüne üstünden altına sürekli
dolaşır.
havai fişek göğe gösteri amaçlı atılması için üretilen bir üründür, asla silah değildir.
Bu takımlardan bir halt olmaz.
gözlemlenebilir, nam-ı diğer observable universe'te 3 çarpı 10 üzeri 23, yani üç yüz sekstiyon, diğer bir değişle 300 sekstilyon tane yıldız vardır. ne kadar da ilginç değil mi.
Elma,sogan,patates tatlari aynidir kokulari farklidir.
istanbul'da adalar merkezli büyük bir deprem olacak beş yıl, en geç on yıl içerisinde. marmara denizine kıyısı olan diğer yerleri de etkileyecek. yıllardır söyleniyor. uydurma değil bu depremler periyodik olarak gerçekleştiğinden önceden öngörülen bir şey. birincisi, istanbul'un üzerinde bulunduğu fay hattı beş yüz küsür yıllık bir döngünün beş yüz dördüncü yılında. ikincisi 1939 yılında erzincan depremi'yle başlayıp kuzey anadolu fay hattı üzerinden adım adım batıya ilerleyen deprem fırtınası en son gölcük depremi'yle durdu. gölcük depremi üzerinden 15 küsür yıl geçti. sıra aynı fay hattı üzerinde bulunan bir sonraki segmente geçiyor. bu segment marmara denizi'nin altında yer alan marmara segmenti. kaçınılmaz depremin tahmini odak noktasının adalar civarı olduğu söyleniyor. birinci ve ikinci diye adlandırdığım döngülerin kesişim noktası aynı vakitlere denk geliyor, önümüzdeki beş yıl gibi. ikisi de istanbul'un üzerinde bulunduğu fay hattı üzerinde olacak, belki de daha önce görmediğimiz bir yıkım gerçekleşecek. felaket tellallığı yapmak istemem ama kaçın kurtarın kendinizi istanbul'dan.
Ön yargılara karşı hassas olmalıyız. Kimseyi gerçekten tanımadan yorum yapmamalı. Yaşadıklarını hafife almamalıyız.