bugün

içinde bulunduğumuz simülasyonun tutarsızlığından kaynaklandığını düşündüğüm durum.
çünkü gece demek günün bitimk demek. bir bitiş demek yani. insanlar biten bir şey sonrasinda hüzünlenmez mi? hele de biten şey zamana dairse. ve gecenin karanlığı gündüzün aydınlığından daha çıplaktır her zaman.
düşünmekten yorulduğum zamanlardayım içimde bir yerde Yavuz Çetin haykırıyor. Hüzünleniyorum sebepsiz.
Ondan kalmadi hic bende, bitince bitiyor bizde.
Sessizliğin, tenhalığın, anıların, slow şarkıların getirdiği hüzün.
Herkes kendi gecesinden seyrediyor bir başka gökyüzünü
aynı karanlık da örtse üstümüzü.
(bkz: bırak ay gitsin sen kal bu gece)
karanlığın etkisinden midir, herkesin dinginleşmesinden midir nedir ama gece olunca hep bir damar hep bir melankoli sarar dört bir tarafı.