bugün

insanı korkutur.

Ulan bi hafta sonu yazlığa geleyim kafayı dinleyeyim dedim. il dışında bizim yazlık var atladım geldim 2-3 saat olmadı. Duşumu aldım, balkonda meyvemi yedim, uykum geldi uyumaya çalışıyorum. Ulan içeriden hapşuruğa benzer bir ses geldi. Öncesinde de çantayı yere koyarsında fermuarı sağa sola sallanıp çıt çıt çıt diye ses çıkartır ya öyle bir ses çıktı.

Hırsız girmiş olamaz. Balkondan içeri girerken her yeri kapatıp kapıyı falan kitledim. işin garibi şu ki geldiğimden beri hiç girmediğim 2 oda var. Orada da yataklar falan var. Tek seçenek ben geldiğimde de evde zaten biri vardı seçeneği. Odamın kapısını kitledim mal gibi bekliyorum amk.

Polisi arasam odadan çıkamayacağım ki amk. Bizimkilere haber versem en iyi ihtimalle gelmeleri sabahı bulur. Ki gelseler ne yapacaklar o ayrı amk. Dinliyorum dışarıyı, bakalım.
Yorganın altına girince hiçbisey olmaz abi girin altına.
insanın cesaretini sınar.

Olayı şu şekilde bir özet geçeyim. ilk entryde olan olayı okuyun önce. Orada da yazdığım üzere geç saatte yazlığa geldim, duş, balkon ve yatak üçlemesini yaptım ve içeriden sesler gelmeye başladı.

Yine ilk entryde yazdığım gibi balkondan içeri girdiğimde balkonun kapısını kilitledim ve camları kapattım. Giriş kapısını zaten eve girerken arkadan kilitlemiştim.

Buraya kadar tamam. ilk entryde anlatmadığım bir olay var. Balkonda meyve yerken iş konusunda biriyle telefonda harıl harıl kavga etmiştim. Odada kilitli olduğum sürece eleman bu konuşmaları duyupta çıkmamış olabilir diye düşünüyordum. Zira bu evde daha önce geldiğimizde kalan birini bulmuştuk. Adam kilidi kırıp girmiş bizim evde muhtemelen koca bir kış mevsimini geçirmişti. Her neyse.

Odaya girip dışarıdan sesleri duymaya başladığımda "yok lan ne alaka" dedim. Ancak o hapşuruk sesi yusuflattı. Aslında tehlikelere karşı bu kadar pısırık değilimdir ama zaman beni değiştirdi. Artık bazı şeyleri takmamak gerekli olduğunu düşünüyorum ve mümkün olduğunca beladan uzak duracaksın aga. 18 yaşında değiliz. Evimiz yurdumuz var sonuçta.

Odadan dışarıyı dinlemeye başladım kapıdan biraz uzak durarak. Şizofrenik bir şekilde kapının diğer tarafından ateş edilme ihtimali her zaman bir köşede durur her ihtimale karşı. En korktuğum şeylerden biri wall hack yapılması.

Bekledikçe bir ses duymak için kendimi zorladığımı ve algıda seçici olmaya başladığımı hissettim. Sonra yatağa dönüp sözlükte takıldım. Bu arada özel mesajdan oldukça fazla destek geldi, şunu yapalım, şunu yap vb gibi. Bu vesileyle teşekkür ederim. Sözlükte dalmış durumdayken dışarıyı dinleyemediğimi fark ettim uzun bir süre sonra. Bıraktım ve kapıya gittim. Tahta gıcırtısı duydum. Bu sefer içeride birinin kesin olduğunu anladım.

Çevrede kesici delici bir şeyler yoktu. Orta boy porselen bir vazo içinde çiçekler vardı en kullanılanilir silah oydu. Çiçekleri kenara koyup vazoyu elime aldım. Bu arada ruby'nin yazdığı taktiği uygulayacaktım. Telefonu ses ayarlarından çalıyor gibi ayarladım. Sonra uçak moduna alıp konuşmaya başladım; "ne var lan bu saatte", "oğlum ben halledeceksiniz demedim mi lan piçler", "adamı....." benzeri kuru sıktım. Angara bebesiyim her yerde vuruşurum kafası epey konuştum. Sonra sinirlenip hem bağırıp kapıya ducara falan tekme attım. Sonra bir bağırış daha ve vazoyu gardropun sivri köşesine vurup kırdım. Vazonun dibi düştü ve artık orta halli bir silahım vardı.

O arada tekne falan ata ata kilidi açıp dan diye hole çıktım. Kavga devam tabi, onu şöyle mikicem bunu şöyle yapıcam falan saydırıyorum. Bu arada evde hafif dolaşıp elemanı arıyorum.

Sonra hışımla telefonu kapattım. Bağırarak gördüm lan seni çık o.ç diyerek polat edasıyla kanepeye oturdum.

Ses gelmedi.

Çık lan dışarı ben çıkartjrım yoksa gördüm seni yorma beni dedim.

Neyse ses gelmedi. Sonrasında odaların tamamını dolap içlerine varana kadar aradım.

Sonuç; evde yalnızdım.

Ders: Evin ışıklarını açan düğmelerin tamamı aynı yerde olsun. işe çok yarar.

Tırıs2: uyumaya tam giderken bir hapşuruk sesi daha geldi. Üst ya da yan kattan gelmiş, kontrol ettim.