bugün

shakespeare in 'yağmuru seviyorsun ama ıslanmaktan korkuyorsun' sözüyle arasında cam olan cümle. Pencereden yağmuru izlemek, bir sigarayı 3 nefeste içmek, ellerin cebinde gözlerin koşumsuz atlar gibi hırçın bazen, bilemezsin. Sevdiğin manzarayı izlemek ve onu yaşamak bambaşka şeyler. Yaşamak öldürmek, izlemek diriltmek bir bakıma, her neyse. parmağını şıklatıp kahve yap kendine şarkı mırıldanırken bu boşlukta.
Melankolinin dibine vurmaktır.
ağır depresif bir durum olup acilen eller ceplerden alınmalı pencereden uzak durulmalı veeee yatağa yatıp uyunulmalı. geçmişler olsun.
buğulanmış pencere camına kalp çizerek izlemek bence daha romantik olur ama nasipten de ötesi olmuyor.
kimi zaman kitap sayfasından bir alıntı. hepsinden ziyade anlatılamayacak kadar huzur dolu bir temaşa. çatılar ve martılar gürültüyle haykırır. her yer serin ve ıslak. kafanı pencereden dışarı çıkarmak istersin bazen yaparsın da. hoştur. kalbe ve göze iyi gelir.
Havalara bak havalara. Sanki kendi yağdirmiş da izliyor pezevenk.
Cama vuran yağmur damlaları eşliğindedir. Sadece tabiat konuşur ve sen dinlersin. Cümleler sessizce yağar beynine.
hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde
bir türkü tutturmuşum duyuyorsun değil mi ?
Eller cepte olmadan izlenmiyo sanırım.
Çok klişe oldu artık bunlar dizilerden çalmayın.
Seni oyle gorup uykusunu bolup uykulu gozlerle buyur sicak cikolata yaptim diyen olmali. Uyu sen hadi der yataga yollarsiniz o guzelligi.
Yaptığımdır. istanbul'a ağlamak çok yakışıyor.
güncel Önemli Başlıklar