bugün

yatağa gidip, uykum gelene kadar bir şeyler okuyayım diyerek, bir süredir bekleyen kitaba el atmak, sonrasında kitabın sarması durumunda kalıp, kitap bitene kadar devam edip, sabahın ilk ışıklarında lambayı kapatmak, sonra da uykusuzluktan ne yapacağını bilemeden servis saatini beklemek.
ibadet haline gelebilen eylem.
bağımlılık yaratan hal. kafa yapar, güzel olursun.
akabinde salyaların kitabın üzerine akması,sayfaların birbirine yapışması,sabah uyandığında sayfayı açarken cart diye yırtılmasına sebebiyet verebilecek aktivite.
el ayak çekilir, kimi zaman günün yorgunluğunu atmak için kimi zaman dertlerden, sorunlardan sıyrılabilmek için alırsın eline kitabı, ev ahalisi yatmıştır, bir tek sen uyanıksındır, arada sırada bir kaç köpek havlaması sesi duyulur, loş bir odada, uzun zamandır okunacaklar listesinin en başında duran fakat günlük koşuşturmanın derdine düşüp bir türlü başlayamadığın kitabı alırsın eline, ertesi gün de ne iş ne okul vardır kafa rahattır, onun da verdiği rahatlıkla, sanki mücevher dolu bir sandığı açıyormuşçasına bir heyecanla, gecenin karanlığına doğru okumaya başlarsın kitabı. en büyük zevklerden biridir.
uyumaktan kesinlikle daha keyifli olan aktivite.
Uykusu kaçmış kişinin veya uykusu olduğu halde okuduğu kitabın devamını merak edip ve kitabı alıp, okumaya başlamasıyla yapmış olduğu eylemdir.

Hiç unutmam eylül gecesiydi o gün. Hatta ben bu tarihi telefonuma bile kaydetmiştim...

23.09.2012

tanımda da belirttiğim gibi, okuduğum kitabın devamını merak etmiştim o gece. Pencerem açıktı, içeriye ılıman bi hava giriyordu. Malum, eylül ayında hava pek bi güzel geçmişti. Uykum o kadar baskındı ki o gece, gözlerim kayıyordu resmen ama -her zaman olduğu gibi- uyumak istemiyordum. Kalkıp, odamın gece lambasını açtım. Etraf loştu fakat okuduğum kitabın yazıları belli oluyordu. Kitabı okumak öyle zevk vermişti ki, sayfasını her çevirişimde "acaba şimdi ne olacak?" deyip, heyecanlanıyordum. 100 küsur sayfa vardı bitmesine ve uykum da çok vardı. Ama ben uyumak istemiyordum, biliyordum ki; uyku o kitabın verdiği zevki veremeyecekti... Ben inatçı bir kişiliğe sahip olduğum için, kitabı bitirmek için kendimi direttim ve okumaya devam ettim... Devam ettikçe uykum inadına daha fazla baskınlaşıyordu. O kadar çok gelmişti ki gözlerimdeki damarlar kıpkırmızı, gözlerimin altı mosmor olmuştu. Ve o kadar çok gelmişti ki ağzım esnemekten neredeyse yırtılacaktı. Buna rağmen kıtabımın azalan sayfalarını görmek beni hüzünlendiriyordu. Uyku akan gözlerime bir de gözyaşı eklenmişti... Neden mi? Çünkü, kitabım hem duygusal sona sahipti hem de bitmişti... O gece ağlaya ağlaya uyuyakalmıştım...

Gece kitap okumanın tadı ve zevki bambaşkadır. Herkese tavsiye ederim...
Abimin okuduğu kitaplardan birini yürüterek yaptığımdır. Bu saatlerde başlayip kitabı bitirene kadar okuma eylemi.
güncel Önemli Başlıklar