bugün

lise döneminde t.g.i. fridays de garsonluk yapmış biri olarak duygularımı iletmek istediğim konudur.

2 yıllık deneyim içinde bünyenize iyice sinmiş olan garsonluk yaşam biçiminiz olmuştur, yardım severlikte hizmet etmekte mareşal sahibisinizdir.

artık o zamanlar geride kalmıştır, lise bitmiştir, kurumsal bir şirkette muhasebecilik yaparsınız. Manitanızla bir restuaranta gidersiniz. üsküdarda ki kanaat lokantasına girmişsinizdir ortadaki masalardan birindesinizdir. etrafınızda kalan masaların hepsi doludur. öğle saati olduğu için baya bi gürültülüdür.

Yan masada ki adamın biri garsona sesini duyuramamış olacaktır ki birden yüksek bir ses ile "bakarmısın" diye bağırır

vücuda işlemiş garsonluk dürtüleri harekete geçer ve yerinizden bir hışımla kalkıp "buyrun efendim" dersiniz.

herşey durur, adamla göz göze gelmişsinizdir, sevgiliniz size bakmaktadır, adam ve yanındakiler şaşkındır.

dünya dönmez o an, herşey durmuştur, öylesine durmuştur ki an kalakalmak manasını yaşıyorsunuzdur ve geriye alamazsınız kendinizi bir yatağa bağlanmışsınız gibidir. toparlanmak imkansızdır.

adam: siz restaurantın yöneticisi felansınız herhalde iki saattir garsona sesleniyorum bakan yok

der

geriye dönüp

garson bey diye seslenip masaya çağırır yerine oturursun

kız arkadaşın şoke olmuştur.

durumu anlattığında yanına gelip geçti geçti diyerek deli muamelesi yapar.

t.g.i. fridays adamın kanına işler