bugün

defalarca yüksek sesle seslenildiği halde vicdansız garsonun dikkati çekilemeyince, özgüven duygusunda yaşanan dramatik ve ani düşüş, masa arkadaşlarına karşı duyulan büyük ve gereksiz mahcubiyet.
basketbolcuya yer açıp denildikten sonra attığınız topun airball olmasıyla duyulan mahcubiyete benzerdir.
hitap cümlesinin sonunda başlayan mahçubiyettir. ses kaymasıyla daha da beter hale gelir. şu şekilde; "bakarmısınııeeüüeezzzz, öhöm... sağır canım bunlarda"
el işareti ve göz kontağı kurularak üstesinden gelinebilecek mahcubiyettir.
hele yanınızda 2 kızda varsa daha kötü olan bir durum.
varoluşculuğa vardıran mahcubiyet serisinin kısmen orta büyüklükte olan sarsıntılarından biridir. lakin bu duygu mecliste 'gayrı benden mahcubunu istemiyorum' denilerek yenilebilir.
(bkz: ezik insan)
- valla arkadaşlar size karşı da çok mahçup oldum, kusura bakmayın.

+ yok canım, senin ne suçun var, garsonun puştluğu.

* sensin lan puşt!
hele yanınızda bayanlar varsa ve sizin çaresiz çırpınışlarınızdan bıkan bayan ilk defasında sesini duyurduğunda katbekat artan mahcubiyettir. (bkz: henüz başıma gelmedi)
yerini amansız bir mücadeleye ve telafi etme çabasına bırakan mahcubiyettir.
kötü bir durumdur efenim masada kız arkadaşınla oturuyorsan garsonu dövsen yeri !
en son çare olarak zaten "bakarmısınız!" diye çemkirmektir.
çevre masadakilerin alaycı bakışları arasında kaldığınızı hissetmenize de sebeb olur. (bkz: zor durum)
avına usulca yaklaşan aslan misali garsonu bir süre göz hapsine aldıktan sonra -kol havaya kalkar, parmak şıklatılır, garson duymaz, el mağrur bir şekilde saça doğru indirilir- kaşınırsınız... *
Yanınızda babanız varsa mahcubiyet babaların bilgi ve tecrübesi kadar büyük yaşanır. Diliyle söylemese bile jest mimik ve bakışlarıyla baba şöyle söyler: Beceriksiz, kocaman adam oldun bir garsonu çağıramıyorsun!