bugün

tırışkadan bilim insanı.
akp kadrolarının tübitak'ı ele geçirmesinden sonra bilim ve teknik dergisinde makalelerinin yayınlanması beklenen hayâlî bilim insanı. başlığı şimdiden düşleyebiliyorum; "sivrisineğin kanatları 'allah' deyu".
hastalıklı bir düşüncenin hayal mahsulü ürünüdür kendileri. böyle bir adam gerçekten varsa bile bu şekilde bir araştırma yapmış olmasının hesabını, tanrının varlığı teorisi nezdinde tanrıya açıklayamayacak olan adamdır.

koca evreni yaratan tanrının sivrisineğin kanadının bilmem kaç milyon kez yavaşlatılmış sesine ismini ekleyeceğini, domatese, salatalığa hem de arapça olarak adını yazacağını nasıl düşünürsünüz? tanrının varlığı teorisine inanıyorsanız en büyük mucize, gözlerinizin önündeki yaşam, aldığınız nefestir.

bu evreni yaratan yüce gücün imzasını hıyarın içine, sivrisineğin kanadına eklemek gibi bir narsistliği olmayacağı, bunun ancak insani bir davranış olduğu eser miktarda zekaya sahip biri tarafından bile düşünülebilecek bir gerçektir.

tanrıya, bir ressamın tuale ismini yazması ya da bir yazılımcının yazılımına şaka yollu buglar koyarak ismini şifreli bir şekilde kullanıcılara göstermesi (word'de bile var bu gibi buglar) gibi insani yakıştırmalar yapmak, tanrının varlığı teorisine inanan biri olarak bizzat teorinin köküne kibrit suyu dökmek değildir de nedir?

Ortaokulda bir din öğretmenim vardı, kendini "sızıntı" okuduğu için aydın kabul ediyordu ve bir gün elindeki sızıntıyla derse gelerek o en büyük mucizeyi bizlerle paylaştı. Bir fotoğraf vardı haberde. Zavallı bakışlar atan kara tenli bir adam, beyaz örtü örtülmüş küçük bir kare masanın önünde objektife gülümsemeye çalışıyordu. Masanın üzerinde bir patlıcan, tam ortadan iki parçaya bölünmüş; ilk parça halka halka kesilmek istenirken gariban vatandaş orada arapça "Allah" yazısı görmüş; o şaşkınlıkla diğer yarısını da dikine kesince gördüğü arapça "Muhammed" yazısından sonra dumura uğrayıp ulemaya koşmuş... işte galin asenof biserof da, "bilimsel" çalışması da böyle bir hayalin ürünü...

bir de en güzeli, eğer bu iddia doğruysa bu durumda sivrisineklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde (mesela bir bataklıkta) ortam bir hayli arabesk olmalıdır...
düşünsenize "allah allah allah allah"

sivrilerden biri mikrofonu kanadına tutarak devam eder. bıyıklıdır bu sivri, yanında da dans eden bir kız vardır ve şarkıya girer:
"bu nasıl sevmek, insan değil bu sanki bir melek"
(koro) allah allah allah allah.

(bkz: bataklık gazinosu)
(bkz: tanrıyı bataklıklara layık gören bir birey olarak biserof)
(bkz: tanrıyı sivrisineğin kanadında arayanlara inanan her dinden insanların yarattığı derin paradoks)
(bkz: bisiktir çaykof)