bugün

atatürk'ün üç kez ziyaret ettiği okul.
1868 yılında sultan abdülaziz tarafından yaptırılmış mekteb-i sultani , ahmet haşim,tevfik fikretgibi edebi şahsiyetleri mezun etmiş bir okuldur aynı zamanda.
bu sene ile birlikte (daha önceden de ufak ufak kendini hissettirmiş olan) yeni bir döneme girmiş olan okuldur.
ayı necati yoktur artık, mehmet kılıç dünya değiştirmiştir, altan* abi görünmemektedir. seza* abla ve ışıl abla gibi kilit isimler de ayrılmıştır. hayırlısı artık...
iel'de ezik kalan tiplerin gitmek için can attıkları kardeş okul...
yüzyılları aşan tarihinin ilk müdiresinin yönetimine girmiş okuldur.
ayrıca lise yönetim kadrosunda sadece bir erkek yönetici vardır.
sonunda bir kadın müdür görmüş okul.
iyi mi oldu kötü mü oldu tam kestiremedim.
kötü galiba.
türkiyenin mekan olarak en muhteşem yerinde bulunan okulu.
http://www.yenisafak.com.....2007&c=1&i=82844
Birkaç kıskanç insanın bok atıp durduğu Türkiyenin tartışmasız en iyi okulu.
milli eğitim'in köpeği olma yolunda, müdür meral mercan önderliğinde koşar adım ilerleyen lise , her şeye rağmen mektebim.
yetiştirdiği her dönemin ayrı bir özelliği olan okulum.

dönemimde aslına bakarsanız o kadar da düzgün bir eğitim falan yoktu. okul günleri ders asma, kopya çekme, öğretmenleri kaale almama, eğitim görmeme havasında geçer; sınıfta kalmak için hakikaten geri zekalı olmanız gerekirdi.

sonra erdoğan teziç müdürlüğünde, sayın teziç dört bir yandan bastırdı eğitim verebilmek için. bizler de direndik, ayıp laflar bile söyledik aleyhinde. ama adamcağız haklıydı dediklerinde.

ardından günümüzde yine şahlandı. ama sanırım 90lı yıllardaki mezunlarının tamamı biraz eksiklik çekmiştir galatasaraylılığına değin.

daha önceki "devrecilik" sistemi cumhuriyetçi bir çizgide olması gerekirken, benim döneminde yerini ülkücülerin, komünistlerin ve dincilerin birbirleriyle ahenkle devreciliği ele geçirerek cumhuriyetçileri dışlamasıyla geçmişti.

mezun olalı neredeyse 10 yıl oldu, şu ana kadar da galatasaray liseli olmak ayrıcalığını hiç bir zaman yaşamadım. muhabbet sırasında "aa orda okumuş" dedirtmek bir kenara; ne iş hayatımda herhangi bir işime yaradı, ne de zor dönemlerimde yardım elini uzatan biri oldu.

peki galatasaray liselileri hayatında daha farklı kılan nedir diye soracak olursanız; cevabı da sanırım özgürlüğü tadarlar. bu da onlara medeni bir ülkede yaşamış misali, özgür düşünceyi ve yaratıcılığı katar.

türkiye'de özgürlük diye bir şey yoktur. osmanlı'dan kalan padişahın köleleri halk anlayışı hala devam etmektedir. cumhuriyetin ilk gününden bu yana bu ülkeyi kim yönetiyorsa, tüm halk bu yönetenlerin kölesidir. ama mektepte bu biraz değişiktir.

hiyerarşi elbette vardır, ama hiyerarşi daha çok düzgün bir devlet anlayışı ile kanunlara uyma dersi verdirir.

şu sıralar eski eğitim tarzına dönmüştür diye gözlemliyorum, öğrenciler derslerini çalışıyor ve bir şeyler de öğrenmeye çalışıyorlar. olması gereken de budur.
türkiye ye yön veren okuldur.
kanuni sultan suleyman donemi sadrazamlarindan frenk ibrahim pasa tarafindan 1528 yilinda yaptirilmistir. yanliz bu okula turk soyundan gelen ogrenciler alinmiyordu. okula sirp, yahudi, rum, bulgar, arnavut, ermeni vesairesi aliniyordu yanlizca.
insan buradan mezun oldumu afedersiniz "çük gibi" ortada kalmış hissediyor kendisini.
yatakhane muhabbetleri, sınıflar, sabahlamalar.. hepsi birer anı olarak kalıyor..
alışmaya çalışıyoruz bakalım..
bu sene; 140 devresiyle birlikte; zekeriya çakmak, georges doumergue, fulya tatar, adnan öztürk, Enver BEKAR, Meriem BEN MAMi gibi eski hocalarını da kaybeden kurumdur.
istiklalde yürürken sadece bakmakla yetindiğim zamanında yazıp da kazanamadığım(kazansam mucize olurdu) takımımın lisesi.
cahit sıtkı tarancı'nın bir zamanlar okumuş olduğu okul.
bir zamanlar, her cumartesi, önünde cumartesi anneleri'nin eylem yaptığı yer.
(bkz: sultani den zirveye)
1915 yılında Galatasaray Lisesi ile istiklal Harbi yıllarında 3 liseyle
istanbul Tıp Fakültesi tek bir mezun bile veremedi; çünkü Müslüman ve gayrimüslim tüm öğrencileri cephede şehit oldu.
Çanakkale ve istiklal savaşlarına katılan çok sayıda çocuk, vatan savunmasında kahramanlık örnekleri sergiledi. Öyle ki 1915'te bütün öğrencileri şehit düşen Galatasaray ile istiklal Savaşı yıllarında Konya ve izmir Liseleriyle istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tek bir mezun bile veremedi. Müslüman ile çok sayıda gayrimüslim vatandaşımız cepheye birlikte koşup vatan uğruna omuz omuza savaştı.
Çanakkale destanında, bugünkü istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, eski adıyla Daru'l-Fünun öğrencilerinin ayrı bir yeri var. Daru'l-Fünun 1. sınıfta öğrenim gören 2 bin 500 tıbbiyeli, okullarını bırakarak Çanakkale'ye koştu. 2 tümen hâlinde Gelibolu'ya giden gençler, bir Anzak baskını sonucu şehit oldu. Bu nedenle sonraki yıl açılışta siyaha boyanan Daru'l-Fünun, 1921 yılında hiç mezun veremedi.
Galatasaray Lisesi öğrencileri, sporcuları ve müstandemleriyle birlikte Çanakkale cephesine koştu. Vatan müdafasında hazır bulunan Galatasaraylılar arasında, Müslümanlarla birlikte gayrimüslim ailelerin çocukları da vardı.
Mehmed Nazım, Mehmed Ali, Agop Elmasyan ile Mıdırgıç Dikranyan, Abdurrahman Robenson, Hasnun Galib, Halid Fuad, Nazmi, Neşet, Refik Ata, ibrahim Orhan Bey ve daha birçok gencin adı, Galatasaray Lisesi'nde oluşturulan Şehitlerimiz; kürsüsünün içinde yan yana kayıtlı.
Çanakkale Savaşları sırasında orduya gönüllü asker istenir.
Galatasaray Lisesi'nden de cepheye gönüllü asker istendiği haberi, tüm öğrenciler arasında büyük bir heyecan ve yarışa sahne olur. Bütün Galatasaraylılar, isimlerini listeye yazdırabilmek için geceden kuyruğa girerler. O yıl Galatasaray Lisesi öğrenci mezun edemez, çünkü cepheye giden tüm gençler vatan için canlarını vererek şehit olmuşlardır. Galatasaray Lisesi müstahdemlerinden Mustafa ve Ahmet Eğinli de, öğrencilerle gönüllü olarak cepheye gider. Her iki kardeş de Çanakkale ile Edirne'de şehit olur. *
Eğer bir gün çocuğum olursa okuyacağı yerdir. Okuması da gereklidir ayrıca.
Türkiye'nin oks itibariyle en iyi lisesi...
uçuk puanlar isteyen kral lise. bizim zamanımızda da deli puan istiyordu, hala da istiyor. manyak bunlar azizim. ama yine iyi okuldur. kaçırdım ondan biliyorum.
5 senelik öğretime geçtikten sonraki her sene gibi, bu seneki öss'de de ilk yüze 20 kadar öğrencinin girmesi yetmeyecekmiş gibi bir de birincilerin beklendiği lisedir.
içinde bu hayatta beraber zaman geçirmekten çok mutlu olduğum ve olacağıma inandığım iki insanı barındırmış * * lise.