bugün

kendilerini olmuş gibi gören, sanki bütün fakülteyi yönetiyormuş gibi davranan ama işin özünde profesörlerden fırça yiyen ve bunun hıncını öğrencilerden çıkaran uyuz şahsiyetlerdir. bu tarz asistanlar gıcıklık yapmayı, ilerde bilge bir profesörde olması gereken özelliklerden biri olarak gördükleri için yaparlar. halbuki bir profesörün çalışmak, idealist olmak ve araştırmacı ruhuna sahip olmak gibi özelliklerini örnek edinseler bütün üniversite gençliği tarafından saygı duyulacaklarına eminim.
karşısındaki hocasını asistan diye hafife alan öğrenci karşısında haklı olan kişidir. ne kadar kabul edilmese de asistan biraz anlayışlı davrandığı zaman tamam olay kopar. bir de bayan, genç ve güzelse...
disiplini ve saygıyı sağlamanın tek yolunu "gıcıklık yapmak" şeklinde gören "eksik" insanlardır. ilmine, irfanına bakacağına kendisinden hem yaşça hem deneyimce düşük olan öğrenci ile sidik yarıştırır. zekasının, aklının yetmediği yerde de sözümona "makamını" kullanıp baskın çıkar.
yıllardır süren öğrencilik hayatımda tek bir asistana bile saygısızlık yapmadım ama bu onların yaptığı yetersiz hareketleri görmeme engel değil.
anfiye gidrdiğinde öğrencilerin asistana verdiği tepki yüzündendir.
asistan derse girer, öğrencilerin bir çoğu dışarı çıkar. kalan öğrencilerin yüzde doksanı asistanı dinlemez. bir iki öğrenci soru sorar, sınavlar öncesi soru koparabilirmiyiz ayağına. eee bu durumda asistan ne yapsın...
(bkz: asistanın suçu ne)
kompleksli zavallılardır.
hepsi gıcık değildir *
istemediğin kadar...zebil..zebil...
(bkz: istanbul üniversitesi)
(bkz: mühendislik fakültesi)
(bkz: makina mühendisliği)
gazi işletme' de özellikle pazarlama asistanlarının götü havadadır.
özellikle van yyü de ki ve özellikle ziraat fakültesinde ki asistanların takındıkları tavırlar bütünü.