bugün

11 er kişilik iki takımın topu kaleye göndermek istemesi, dünyada ki insanların yaklaşık yüzde 75 inin futbolla yatıp kalkması maç izlemek için yüzlerce ytl nin gözden çıkarılması bazı insanlar için akıl almaz bir iştir. bir düşünün bir dünya kupası maçı maç esnasında dünyada herşey unutuluyor. ne ekonomi ne başka bir şey varsa yoksa futbol. televizyonda bir derby maçı bütün randevular o maç saatine göre ayarlanıyor. sevgiliyle görüşülecekse bile maçtan önce maçtan sonra saat veriliyor. o saatte kahvehaneler bira salonları dolup taşıyor adeta hayat duruyor. sırf futbol okumak için gazete satın alınıyor. futbol gerçekten bir dünya meselesimidir. 22 kişinin bir topun peşinden koşması gerçekten neden bütün dünyayı bu kadar ilgilendiriyor. bununla ilgili aklımda kalan bir söz var futbol sadece futbol değildir. bu söz herhalde herşeyi anlatıyor.
"bana on binlerce insanı uyutabileceğim bir beşik inşa edin" (salazar)

(bkz: lizbon stadyumu)
(bkz: fado fiesta futbol)
fabrika kurulabilecek büyüklükte transfer paralarının olduğu ve o fabrikada çalışacak işçilerin toplam maaşları kadar teknik direktör aylığı olan bir sektör için futbol kainat meselesi bile olabilir.
işsiz güçsüz insanlar takımları galip geldiklerinde bütün dertlerini, parasızlığını, pulsuzluğunu, açlığını, işsizliğini unutur. bu da ancak futbol ile olur.
futbolun doğasıyla ilgili olan olaydır. çünkü futbol herkese hitap eder, futbol hayattır. futbol herkesin anlayabileceği kadar basit, herkesin yorum yapabileceği kadar mütevazi, her an her şeyin olabileceği kadar süprizlere açık bir spordur. ayrıca insan futbolda kendi hayatını görür; mücadeleyi, hırsı, hüznü, mutluluğu, dayanışmayı, zekayı, yeteneği. kısacası futbol hayattır, futbol gerçektir.