bugün

futbol acayip şekilde hayata benzer

dar alanda kısa paslaşmalar filminden.
hayat memat meselesidir diye devam eden cumle bill shankley "soy adını yanlıs soylemis olabilirim" soylemis
(bkz: futbol kesinlikle sadece futboldur)
(bkz: hayat futbol degildir ama futbol hayattır)
ingiliz gazeteci simon kuper in futbolun, sınıf farklılıkları, milliyetçilik, devlet yönetimi, etnik ayrılıklar gibi toplumsal konularla ilişkisini 22 ülkeden 600 e yakın insanla görüşerek belgelediği kitap..
bazen şiddettir, bazen şikedir, tanımadığın bir insanla dostluk kurabilme, en yakın dostunla kavga etme sebebidir.
simon kuper'in tüm dünyayı gezerek 1994 yılında çıkardığı orijinal adının football against the enemy olan kitap. barış tut önderliğindeki ithaki yayınları tarafından basılmıştır ülkemizde.
zamanında johann cruyff un dedigi söz...
futboldan anlıyorum ayağına söylenmiş talihsiz biz sözdür.küçük çocuğunuza futbolu anlatmak için asla yeterli olmayacak bir açıklamadır.

-baba futbol ne?
+futbol asla sadece futbol değildir yavrum.
-peki.
(bkz: istanbul since 1453)
(bkz: ticaret)
"Futbol sadece futbol değildir" sözünü bilirsiniz. Futbol denilen ve 20. yüzyılda bazı ülkelerde gençlerin neredeyse din ve ibadet derecesini yükselttiği spor dalının perde arkasındaki gerçeklere işaret etmektedir bu söz. iktisadi, siyasi, ideolojik boyutundan aktüel alana varıncaya kadar futbolun gizli ajandası anlatılmaktadır sizin anlayacağınız. 80'li yıllarda ülkenin kaderine hakim olan bir zihniyetin temsilcisi, futbolu gençleri ideolojik görüş ve çatışmalardan uzak tutacak, onların zihinlerini hadım edecek bir araç olarak gördüklerini ve bunun için futbola her türlü maddi desteği verdiklerini/vereceklerini açıkça itiraf etmişti.
dinamo kiev' li genç futbolcuların, hayatlarına malolacağını bilmelerine rağmen şımarık,faşist nazi askerlerini sahada resmen aşağılamaları.
''tanrı yeryuzune inse benim kadar etkiliyeci olamaz''..maradona'nın kendi gercekliğini tanrı ile mukayese ederken kullandığı bu söz futbolun doğasını anlamamız için fazlasıyla çarpıcı.dunyada hiç bir idelojinin,her hafta yuzbinlere varan bir kitleyi aynı alana toplamasının ve aynı slogan altında bağırtmasının imkansızlığını göz önune alırsak çokta yanılmış sayılmaz maradona.
futbol kimilerinde çokça bahsettiği gibi bir din kadar kutsal ve yuce.asla bir oyunun bildik rekabet ve mucadele sınırları içerisinde hareket eden disiplini ile sınırlandıralamayacak kadar kendini aşan sonsuzlukta.
bildik ifadelerle gladyator zamanına gönderme yapılanların aksine futbol ne kan dokülmesinin hazzını sunmakta,ne de şiddetle göbek bağı bulunmakta..futbol herşeyden bağımsız,kendini var eden ve üreten bir sürec içerisinde ilerliyor.mazisini sahiplenebileceği,öncülüğünü verebileceği bir zeminde değil..en basit oyun diyebilirsiniz ama aynı zamanda en zoru..belki tum ilgisi bu bağlamda doğmakta, basitliği ve zorluğu aynı evrende seyir halinde sunabilmesinde.son derece basit kurallarının yanında,baskın ayak hakimiyetinin egemenliği olmasından dolayı da zordur.futbol dışında hiç bir oyun ayaklarınızı futboldaki kadar verimli kullanılmasını istemez.
ulaşılabilirlik onu besleyen en önemli etken...sadece sahip olmanız gereken bir top.bir topunuz varsa (bazen topa bile gerek kalmaz) oyun başlıyor demektir.basketbol gibi pota aramanın,voleybol gibi ağ çekmenin bir gerekliliği bulunmamakta.
futbol her an ulaşılabilir olmakla sizi asla bırakmayacak,kendini her daim sıcak tutacak bir spor.
sürprizleri doğası gereği her an sunabilmesinden ruh dönümlerinizi diri tutan bir heyecan dalgası.kazanmak,kazanmak hep kazanmak..onun sizden tek istediği bu....
nazilerin meşhur propaganda uzmanı gobelsin belirttiği gibi ''bir maçi kazanmak insanlar için bir sehri fethetmekten daha önemli'' kitlelerin her hafta toplandığı ve uzerinde bu kadar uzlaştığı bir spor dalı için iktidarların kendi propagandalarını yapmadan gecmelerinin imkansızlığı,milli takımlar yaratarak ''ulusal onurun'' temsiliyetini vererek kendini göstermekte.
futbol kimi zaman bireysel bir heyecan ile içeride yaşanılan yalnızlık ise de çoğu zaman kitlesel paylaşmanın,sosyalleşmenin aracı olmakta.kendi sınıfsal duruşuna ,dinine,ırkına uygun kulubler oluşturulması futbolun insanın ta kendisi olduğunu,direkt onu hedeflediğini örneklemekte.
ezik gururların onarılabileceği bende varım demenin kısa yoldan adresi olmakta.desteklediği bir kulubun başarılarını kendi hanesine yazan, kendi ideolojisinin haklılığını herkese ispat etmişcesine muzaffer kılınmakta..
futbol simon kuperin de belirttiği gibi asla sadece futbol değil,o kendini çokça aşan bir yerde belki de tanrıyı sahaya surmek için ısındırmakta..
barda filminde barın içinde bulunan futbol sahasının duvarında yazan söz.
(bkz: top geçer adam geçmez)
--spoiler--
"... ufak bir bardağa votka doldurdu ve sembolik olarak tek seferde içmemi söyledi.. o gece bir çok sembol içtim!"
--spoiler--
birazcık küfür, birazcık pankart, çoğu zaman alınan galibiyetin ardından zafer naraları atmak olsa da yenilince de çocuklar gibi ağlamaktır.
zaman zaman beyzboldur.
mafyasız futbol olmaz olamaz olmamıştır...
liverpool un ünlü menajeri bill shankly'nin bu konuda şöyle bir sözü vardır: "futbol hayat memat meselesi denir, ama futbol bundan daha önemlidir."
kimi ilişkiler vardır,futbolcu bonservisini eline almak ister,fakat kulüp izin vermez,zorlar,ama bonservisini eline almak isteyen futbolcu eninde sonunda alır,tazminat ödeyerek alırr veya süresi dolana kadar kulüpte kalır ama oynamaz,başka kulüplerle temas halinde olur.
(bkz: albert camus)
çarşı gurubuna bakıldığında anlaşılacak hadisedir.

(bkz: aşk)
(bkz: sevgi)
http://www.gazetetime.com/?c=134&a=4097