bugün

Bu ayarda anime var mı bilmiyorum; ama mükemmel bir yapısı var. Bunu yapanların beyin kıvrımları aşırı gelişmiş olmalı. Attack on titan'ı bundan sonra izledim. Bir süre sonra ilgiyi kaybediyorsunuz; ancak fma sonuna kadar merakla izlettiriyor. Karakterler ve işleniş kusursuz. Ne çok uzun, ne de tekrara düşüyor. Tadında bırakıp efsane olmuş gerçekten.

Not: Death note bile L ölmeden önce baymaya başlamıştı. L ölünce hepten bitti.
-Simya diye bişey yaptık ortalığı yıkacaz olum !
+tamam.
Bir kez daha izleyip bir kez daha mest olduğum anime. Bir anime bu kadar mı güzel olur. Başyapıt yemin ederim.
Mangaya bağlı kalan yeniden yapım. izlediğim en iyi animelerden biridir.
görsel
Şu minik sevimli figürlerine sahip olduğum anime.

görsel
müzikleri , bölümleri ve karakterleri çok başarılı yapılmıştır. gelmiş geçmiş en başarılı anime serisi
Tekrar izlemeye başladığın remake animedir.
Aşağıdaki sahnede Gözlerim dolu dolu küfrettiğim animedir.

görsel
Dün gece saat 5 civarında bitirdiğim anime.Tamam final güzeldi hüzünlendirdi ama bi önceki bölümde (spoiler) van hohenheimin öldügü sahnede salya sümük oldum amk (spoiler)
eduardo eruriki* ve alophonso eruriki* kardeşlerin hikayesidir. genç yaşta babaları (van hohenheim) terk eder, anneleri vefat eder. iki kardeş annelerini geri getirmek için insan dönüşümü yapmaya çalışır, başarısız olurlar. edo sol bacağını, al ise vücudunu kaybeder. kaybolan bedenlerini bulmak için felsefe taşının peşine düşerler.

şimdiye kadar 2-3 tane anime izledim. 64 bölümü 3 günde bitirtti. o derece iyi, o derece sarıyor. Japonların ingilizce isim telaffuzları da çok hoşmuş. king bradrey, roiy mastang, winry rokkobell vs. animede selim adında çocuk karakter var. ilk gördüğümde şaşırmıştım.

--spoiler--

biliyorsunuz van hohenheim felsefe taşından bir insan (500000 küsür insanın ruhu). izumi ile karşılaştıkları zaman elini karnına sokuyor, vücudunda ki kan akışını yeniden düzenliyor fakat izumi'nin insan dönüşümü için feda edilen organlarını geri getiremeyeceğini, organların onun günahı olduğunu söylüyor. animenin sonunda roy çük kadar şişenin içinde ki felsefe taşıyla insan dönüşümünde kaybettiği gözlerini geri alabiliyor. nasıl oluyor bu iş?

bir de simya işini tam anlayamadım. mesela roy ateş simyacısı fakat son 3-4 bölüm içerisinde bir yerde riza'yı korumak için topraktan engel oluşturuyor. bir insan kaç farklı simya öğrenebiliyor ki? o zaman Edward ile alphonse'nun metal simyacılığının bir önemi kalmıyor. arayan bulur öğrenir.

kimblee çok tırt çıktı. hapiste yatmış, felsefe taşı da var ama gel gör ki bir roy kadar yıkıcı olamadı. kızıl simyacıymışmış.

--spoiler--
Gün itibari ile başladığım anime. Death Note ile kıyaslandığına göre beni oldukça etkileyecek gibi görünüyor. tsk.
yıllardır içinde bulunduğum anime dünyasının tarafımca zirve noktası olan seridir. iki kardeşin sımsıcak hikayesini öyle içten, öyle akıcı anlatır ki, ekranın içinde kayboluverirsiniz. animeye karşı önyargısı olanların veya animeye yeni başlayanların kesinlikle izlemesi gerekir.

Van Hohenheim, edward, al ve roy mustang karakterleri efsanedir.
izleyin ama izlettirmeyin.
çünkü o bizimdir bizim kalacak.
felsefi derinliğin yanı sıra bir anime üstü kurguya sahip başyapıt. her ne kadar yarıda bırakmış olsamda.
Herkesin ölmeden önce izlemesi gereken bir başyapıttır. Şu ana kadar izlediğim en iyi animelerden birisidir. içinde aksiyodan tutun drama kadar herşey var. Ama brotherhood u izlemeden önce ilkini izleyin. Birbiriyle bağlantılı değil fakat brotherhood un çizimleri çok daha iyi. Maksat daha fazla zevk alın daha uzun sürsün.
mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt.
En sağlam yapıtlardan biri olduğunu düşündüğüm ve favorilerimden olan, senaryo ve az da olsa karakter olarak (bkz: berserk)'ten esinlenilmiş ancak tek çocuk olduğum için harikulade anlattığı kardeşlik duygusunu tam olarak hissedemediğim (zira bu yapıttakı duyguları kardeşi olmayan insanların tam olarak anlayamayacağını düşünüyorum), bu yüzden de çoğu izleyicinin beğendiği kadar beğenemediğim, eleştiri sitelerindeki gibi (myanimelist.com, watch mojo.com,animenewsnetwork.com, imdb.com anidb.com) en yükseğe çıkartamadığım yapıt.

zirvede yer almasının sebeplerini, cesur bir yapıt olmasıyla, insanların zihnindeki tanrı olgusuna benzer bir karakter yapısına yer vermesiyle, derin işlenmiş kardeşlik ve babalık olgularına yere vermesiyle, abartılı kaçmayan ve tam tadında bir romantizm sahip olmasıyla beraber; 2. dünya savaşını anımsatmasının da faydası olduğunu düşünüyorum.

fark edemeyenler için ---- spoiler-----

(amestrisliler nazi almanyası ve bradley de hitler oluyor bıyığa ve lakabı olan führer'e dikkat.soyu kırılan ishiballiler de katliama ugrayan yahudiler.kuzeydeki briggs ordusu da sovyet rus ordusu oluyor.)----spoiler

öncelikle, izlediğim bütün shounenler arasında en sağlam fight sahnelerine sahip.tek eksiği fightlarin kısa olması. o da animenin kısa olmasından kaynaklıdır ya da uzun seri izlemeye alışkın olduğumdan yadırgamış olabilirim. animenin başları ve ilerleyen bölümleri mükemmeldi fakat serinin ortalarına doğru sıkmaya başladı, sebebi de muhtemelen çok fazla askeri ortamda geçmesinden ve fazla askeri muhabbete sahip olmasından dolayı kendini tekrar etmesi.serinin ilk bölümleri hariç (bkz: death note) (bkz: shingeki no kyojin) kadar sürükleyici olmayip (bkz: one piece) kadar da insana her türlü duyguyu yaşatamayıp, kendi içinde kusursuz ve tatmin edici bir finale sahip olup ancak (code geass) kadar etkili finali olmayıp biraz daha geride kaldı bana göre. fma kadar her duyguyu yaşatan anime mi var diyenleri duyar gibiyim ama yapma gözünü seveyim fma'da ki komedi (ilk bölüm hariç) gayet zorlama , boş ve sırf komedi olsun diye konmuş sahneler.

-------------------spoiler -----------

homunculusların babası olan, sözde tanrıyı yutan ve süper karizmatik bir hale bürünmüş zat; yenilmeden 2 bölüm öncesinde dünyanın gerçek anlamda "anasını ağlatıyordu". Zaten ondan öncede çok fazla görünmemişti ve tam en heyecanlı sahneler geldi derken adam 2 bölüm sonra yenildi ya.oğullarından biri olan king bradley, kendisinden daha fazla dayandı daha fazla can aldi, can yaktı. kaldı ki bu eleman, sözde tanrıyı yutmadan önce de overpower denecek seviyede, bulunduğu ortamda simya'yı mühürleyip rakiplerini etkisiz hale getirebiliyordu.tamam arkadas diğer shounen serilerle karıştırdığımı düşünüyorsun bu satıları okurken fakat 150 - 200 bölüm olsun da demiyorum ki. Şöyle en azından 3-5 bölüm fazla olsaydı, 68 ya da 70 gibi bitseydi, daha heyecanlı fight sahneleri izlesydik.tamam tüm dünya sana saldırıyorken sen tepki vermeyerek cool gözüküyorsunda; arada bir tekme, tokat birşeyler salla. aradan birkaçını çıkar ki daha fazla duygusal sahne izleyelim.

------------------ spoiler-------------

ayrıca watchmojo.com en iyi kadin anime karakterini (bkz: riza hawkeye) seçmiş.tamam severiz de (bkz: gasai yuno) (bkz: mikasa ackerman) lar varken birinci olamaz ya.üstelik listede mikasa ikinci.

neyse yetti bu kadar yerdiğim.yeryüzündeki, "kardeşlik" denen kavramı, bütün duygularyıla yaşatan ve gelmiş geçmiş en başarılı şekilde anlatan eserdir. (Buna; tiyatro, sinema, film, dizi, müzik, tablo vs.akla gelebilecek bütün sanat dalları dahildir.)
Lisede arkadasimin tavsiye ettigi ama izlemedigim anime. 2 bucuk yil oldu.
din olsa tapılır.

evet öyle.

efendim anime deyip geçmeyin, iki boyutlu çizgiyle insanı beşinci boyuta geçirebilen bir yapım. felsefesi ve verdiği insanlık dersleri bir yana komiktir de aynı zamanda. evet evet bildiğin kimik, gülüyosun falan söyle izlerken. sonra duygusaldır. beklenmedik bir anda tek bir cümle ile yüreğinizi sızlatabilir. geçmişi unutmaz, bir karakter ölmez, hep hatırlanır, hatırlatılır... geçmişden ders almayı öğretir. karakterler yaptığı yanlışların farkındadır. Erdemlidirler. 7 günah etrafında toplansa da animenin genel yapısı, insanı insan yapan sevgi, bağlılık, sadakat, erdem, çalışkanlık, özverili olmak gibi şeylere de bir o kadar sağdıktır.

64 bölümdür ve 5 sezon olarak ayrılır. Her bir karakteri ayrı yapıda ve kendine özgüdür. Hepsinin yeri ayrıdır. En önemsiz dediğiniz bir karakter bile beklenmedir bir şey yaparak sizi şaşırtabilir. Güçlü olmak nedir her bir karakterler farklı şartlarda sınanarak izleyiciye gösterir. ve hepsinin imtahanı çok farklı boyuttadır. Sadece karakter hikayeleriyle kalmayıp savaş alanı, katliam ve tabiki kapitalizm gibi gerçeklere de alttan alttan eleştiren yapım, uzunca bir süre de güncelliğini koruyacaktır.

Velhasıl izlemediyseniz izleyin efendim. izleyin ve "az bile söylemişler" deyin.

not: eklemeden geçemiycem, bir sountrackleri var ki, böyle score müzikler olamaz ya.. çok iyi, çok çok iyi...

not 2: söylemezsem çatlarım, winry ve ed'in final bölümünde tren garında yaptığı konuşmanın belki de dizinin en romantik aynı zamanda da en komik sahnesi olduğunu düşünen bir tek ben miyim?
tanım: anime nedir sorusuna japonların medar-ı iftiharla verilebileceği net cevaptır.

yıllar önce ilkini izleyip çok beğenmiş biri olarak ısrarlara daha fazla dayanamayıp brotherhood'u da bir kaç gün içinde bitirmiştim. daha sonra ısrar eden arkadaşım kendinden emin bir biçimde nasıl bulduğumu sormuştu. seyrettiğim en iyi şey olabilir demiştim ve hala aynı şeyi söylüyorum. zamanının ötesinde bir seridir fmab.
Daima Alphonse elric'in yaptigi fedakarliklarla hatirlayacagim efsane anime serisi.

--spoiler gibi--

Belkide serinin en derin karakteridir alphonse. zarif ve çocuksu ruhuna tamamen aykiri duran sert ve antik zirhina düsman olmak yerine onu sevmis, zirhiyla bir bütün olmayi basarmistir.

Diger insanlar tarafindan hala insan muamelesi görse de zaman zaman varligiyla ilgili süpheye düstügü olmustur. Sadece böyle zamanlarda, çok nadiren isyan etmistir. Kimsenin anlayamayacagi bir yalnizligin pençesindedir. Uyumaz, acikmaz, yorulmaz.

En sevdigim özelligi ise ne olursa olsun kin tutmamasidir. Ne düsmanlarina ne de onu birakip giden babasina kin tutmamistir. Fedakarligin kralini yapar. Sevdikleri için birçok kez o kavusmayi çok istedigi bedeninden vaz gecerek kendini feda etmeye kalkmistir. Animede üzerinde durulmasa da winry'den bile sirf abisi için vazgeçtigini düsünüyorum. Hayati fedakarlikla geçti bu çocugun.

Simya konusunda kendisinden üstün olan abisini hiçbir zaman kiskanmamistir. Neden senin degilde benim bedenim alindi diye sormamistir. Ulusal simyager olamamayi dert etmemistir. Onun tek amaci bedenine kavusmaktir. Amma velakin bu yola körü körüne baglanmamis, bedenini geri almak için yanlis hiçbir sey yapmamistir. Yapmasi gerekiyorsa bile yanlis yola sapmamak için bedeninden vazgeçer. Fakat bu pes ettigi anlamina gelmez. Abisiyle baska bir çözüm bulana kadar asla pes etmezler. Bu ikisinin ortak ve baskin özellikleridir.

Alphonso Elric'i düsündügüm zaman nedense hep düsüncelerimin arka planinda fma brotherhood'un ost lerinden "trisha's lullaby" çalar. Aglayasim gelir, kendimi tutarim.

Bence 7 günahtan arinan karakter father degil alphonso elric'tir. Bir an bile karakterinden ödün vermemis, insan bedenini kaybetse bile insanligini asla kaybetmemis muhtesem bir karakterdir alphonso elric.

--spoiler gibi--
Açık ara farkla en iyi animedir.
imdb'de 8.6 olması da bunu http://www.imdb.com/title/tt1355642/ kanıtlar.
Ağlatan animedir,candır.
Ayrıca geçen günlerce Kadıköy'den mangasını aldığımdır.
"o ne amk çizgifilm mi izliyon bu yaşta" diyen arkadaşı göt edebileceğiniz seviyede kan ve şiddet mevcuttur ayrıca.
Dizimag farkıyla izleyebilirsiniz.
Anime severler hemen intikal etsin.
(bkz: hagane no renkinjutsushi)
sürekli death note ile kıyaslanan animedir ancak ikisi de ayrı ayrı kendi dalında güzeldir.
kısacası bitirip bitirip bir daha başlanılası dizi.
diğer animeleri bilmem de kesinlikle death note'dan iyi değildir.