bugün

çok üstüne gittiniz ağlattınız çocuğu.
(bkz: Ya oto yıkamacı kardeş çok rahat konuşuyordun)

Güldüren durumdur. Yapanların eline sağlık. Evet.
Sosyal medyada işlenen suçlara karşı suçun Ve niteliğinin ülkece bilinmiyor olmasından ötürü gerçekleşmiş gibi duran hadise.

Söz konusu yazar hakkında kişiselleştirilmiş bir entry girmeyeceğim. Hazır lafı açılmışken değinilmesi gereken bir şey var;

Sosyal medyada öyle ya da böyle işlenmiş suçlar, suça konu materyaller silinse dahi bu cürmü işlemiş kişileri maalesef ki cezai işlemden kurtarmıyor. Yani siz Atatürk, din, kuran, peygamber, cumhuriyet hakkında hakaret ya da küçük düşürücü entryler girerseniz ve bu ekran görüntüsüyle sabitlenirse, yazınızı da silseniz, modemin fişini de çekseniz, ülke internet altyapısını da sikertseniz kaçış noktanız yoktur.

Çok bilinen bir yanlış daha var;
Atatürk'ü küçük düşüren, dalga geçen, aklı sıra itibarını sarsmaya çalışan kişiler bu terbiyesizliklerini 'ama hakaret etmiyorum' şeklinde savunuyorlar. Evet hukuk niyete göre hüküm vermez. Fakat atladıkları bir şey var ki; birisine hakaret etmek sadece küfür etmek demek değildir. ima etmek, yol göstermek, kanaat oluşturmak da en az hakaret kadar suç unsurudur.

Yani siz Atatürk'e ayyaş, peygambere kadın düşkünü iması yaparsanız; kendinizi 'hakaret etmedim' diye sabaha kadar da avutsanız götünüzden o kanı alırlar.

Sosyal medyaya dair henüz dünya üzerinde hiçbir yasal düzenleme yapılmamışken bizler üniversitelerde bu hususları tartışıyorduk. Nitekim akademideki tartışmalardan çıkarımlarla tüm dünyada yasal düzenlemeler yapıldı. Çünkü sosyal medya; tek başına hukukçuların bir araya gelip üzerinde ceza maddeleri oluşturabileceği sığ bir konu değil.

Bir lafım da zall'a... kendisini sosyal medya uzmanı olarak tanımlıyor ama sosyal medya uzmanı olmak yazılım becerisiyle bir site yaratıp, reytingi üzerinden reklam almak demek değildir. Öyle olduğunu düşündüğü için sözlükte girdiği entryler nedeniyle cezaevine giren sözlük yazarlarını sürekli olarak Twitter'da 'ifade özgürlüğü' adı altında savunmaya çalışıyor. Fakat gerçek bir 'sosyal medya uzmanı' olmuş olsaydı sosyal medya ile alakalı yasal düzenlemeleri henüz akademide tartışma düzeyindeyken takip edip, ardından yasalarla ne şekilde suç unsuru kabul edildiklerini çok iyi biliyor olması gerekirdi. Yıllardır sözlük yönetiyor olmasının getirdiği tecrübe ve yasal şahitlikler bile ne yazık ki kendisine gerekeni anlamak konusunda yardımcı olmuyor. O yüzden yazarları tutuklanıyor diye Twitter'da veryansın etmekle meşgul.

Sosyal medya uzmanı olmak bu tip gelişmeleri takip etmekle olunuyor. Twitter'da yumurta (bot) 5000 takipçi satın almakla, sözlük kurup 'Türkiye'ye yön veriyoruz demekle' olmuyor. Bize akademide boşuna okutmadılar bunları. Öyle olsaydı 6 ay Bilge adam'da yazılımcılık kursuna gider, biz de 'sosyal medya uzmanlığımızı' ilan ederdik.

Evet yazılımcılık da önemlidir. Ama sosyal medya uzmanı başka bir şeydir. Sosyal medya uzmanı bir şeyi tasarlar, yazılımcı ise bu tasarımın gerçekleşmesinde küçük bir yapı parçasıdır. Hepsi bu'dur yani.
Bir yazılımcı zamanla tecrübe ve şahitlikler ile bir parça sosyal medya uzmanı olabilir. Ama asla sosyal medya uzmanı olamaz. Ve en iyi sanayi şirketleri, Üretici şirketler nasıl ki kallavi bir halkla ilişkiler birimi yaratmak zorundaysa; büyük işlerle uğraşan yazılımcılar da adam akıllı sosyal medya uzmanlarıyla çalışmak zorundadır.

Aksi durumda yaptığınız işin içinde suç unsuru barındıran binlerce şey olabilir. Bunun en güzel örneği de (bkz: Uludağ sözlük) mecrasıdır.
şu çapsıza prim verilip hakkında bir dolu başlık açılmasını anlamıyorum. siz açtıkça reklamın iyisi kötüsü olmaz diye çengi gibi göbek atıyordur bir yerlerde. bir tane de kokmuş ihtiyar vardı. fenomenim ben falan diyordu.
korksa ne olur korkmasa ne olur. ederi ne?
zibilyon tane hesabı var deyyusun

birini nadasa alır öbüründen devam eder.

görsel
Demek ki çalışmalarımız yavaş yavaş meyvesini veriyor... hepsinin akıbeti aynı olacak bunların yok öyle meydanı boş bulup kafanıza göre at koşturmak size...
kendisine yakışanı yapmıştır. bir süre önce beni nasılda arzulu bir şekilde tokatlamak istediğini anlattığı bir başlık açmıştı. ben de hevesini görüp "isteyen buyursun gelsin" yazmıştım ve o entryden kısa süre sonra yazdığını editleyip isteğim azaldı diye ekleme yapmıştı.

bunların tabiatı geri vites üzerine kurulu. nickleri belli diğerlerine bakın hepsi aynı. Evvelden farklı nicklerle defalarca gelip millete hakaret ettiler ancak yazdıkları şeyler suç içerdiği için şikayet edilince hesaplarını silip kaçtılar sanki fayda edecekmiş gibi. Bunların bir çoğu ergenlikten yeni çıkmış yazdıklarının nelere sebep olacağını bilemeyen eğitimsiz ve ailesinden sevgi görmeyen çocuklar. En basitinden örnek aldıkları adam "çark etmek" denilince ilk akla gelen isim. örnek alınan böyle iken müritleri neden farklı olsun ki ? ilk sıkıntıda kuyruklarını kıstırıp kaçıyorlar. veya kaçtıklarını zannediyorlar ama şemsiye açılmıyor işte..
görsel