bugün

meşhur "söylediğinizi onaylamıyorum, ama bunu söyleme hakkınızı ölene kadar savunacağım" sözünün sahibi aydınlanma çağı'nın önemli isimlerinden. türk düşmanıdır ayrıca. ve ayrıca eşcinseldir.

edit: bu eşcinsel eklemesini türk düşmanıdır dedikten sonraki gazla yaptım herhalde!... türk düşmanı ibiş gibisinden... neyse...
iyi bir tarih yazarı ve feylesoftur.ateisttir ve türklerden de hiç hoşlanmaz.buna rağmen yazdığı bir tarih kitabında 17.yy daki durumumuzu mükemmel özetler.
(bkz: tanrı mı insanı yarattı insan beynimi tanrıyı yarattı)
"demokrasi ayak takımının despotizmidir" sözüyle yönetim felsefesine farklı bir bakıs acısı kazandırmıs aydınlanma düsünürü.
*Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar.

*insan zeka karşısında eğilir ama şefkat karşısında diz çöker.

sözlerinin sahibi ünlü fransız düşünür, yazar.
kandid ya da iyimserlik adlı bir kitabı vardır.üslubu harikadır.*
(bkz: voltaren)
esas ası François Marie Arouet olan fakat voltaire takma adıyla tanınan 17. yy sonlarında doğup 18. yyda yaşamış olan fransız yazar ve düşünür.
mecliste yaptığı konuşmada 'beyler, siz benim tanrı'yı inkar ettiğim zannındasınız; fakat fikrim odur ki, tanrı(yani sanılalın aksine ölüm değil tanrıdır bu cümlenin aslı) olmasaydı dahi onu yaratmak zorunda kalacaktı insanoğlu' diyerek, hem eleştirileri karşılamış hem de makyevelizmin uç örneklerinden birini sergilemiş düşünür-tarihçi-yazar ve (göreceli)aydın.
1864 yılında bir şüphe üzerine Voltaire in mezarı açılmış ve vücudunun mezarda olmadığı farkedilmiştir. Hırsız ve Voltaire in bedeni daha sonra asla bulunamamıştır.
'mükemmel bir hükümet asla var olmaz; cünkü insanların tutkuları vardır. sayet insanların tutkuları , hırsları olmasaydı ozamanda hükümete gerek kalmazdı.' voltaire.
din ve ifade özgürlüklerinin yanı sıra, insan hakları konusundaki düşünceleri ve felsefi yazınları ile tanınan yazar. eserlerinde kilise dogmaları ve döneminin fransız müesseselerini yoğun olarak eleştirmiştir ve zamanın en etkili isimlerinden biri olarak tanınır.
kandid ya da iyimserlik ve feylesofça konuşmalar* isimli kitapları da olan düşünür ve oyun yazarı.kandid ya da iyimserlik kitabında romanın kahramanı osmanlıya gelir ve bir türk işçisinden şu sözleri işitir:"çalışmak bizi üç şeyden kurtarır:kötü alışkanlıklar,yoksulluk ve can sıkıntısı." bir yerden kulağınıza çalınıyorsa bilin ki bu romandan.dünyadaki en etkileyici filozoflardan biriydi;ama terk etti gitti o da bu diyarları.

(bkz: yaşamın gelip geçici olması)
"uzun bir tartışma, her iki tarafın da haksız olduğunun belirtisidir. " v.
jean jacques rousseau ile hararetli tartışmalarda bulunmuş, özgür düşüncenin entelektüel savunucusu.
" Tanri'nin iyi bir ruhu siyah bir bedene yerlestirecegini dusunmek bile istemiyorum" demis olan fransiz dusunur. sanilanin aksine demokrasiyi degil , monarsiyi ve yahut aydin mutlakiyetini yani bir nevi aristokrasi'yi savunmustur hayati boyunca.
ıv. henri adına hanriade adlı bir destan yazmış şair.
aydınlma çağı düşünürlerinden.türk düşmanıdır ancak örnek alınmasında zarar yoktur,tabi her açıdan değil.
'tanrı olmasaydı onu yaratmak gerekirdi.'
hayatı boyunca devlet kurumlarının yozlaşmasını ve soylu aileleri hicvetmiş, bundan dolayı hapse girmiş, ingiltere' ye sürülmüş ancak doğru bildiğinden asla vazgeçmemiş fransız düşünür. en bilinen seri candide' de, yozlaşmanın saraya ve soylu çevrelere sıçramasını net bir biçimde dile getirmiştir. hem fransa hem de almanya kralı ona söz geçirememiş, tükürdüğünü yalamayı reddeden düşünür, hayatını toplumun uzağında, tek başına sürdürmeyi yeğlemiştir.
yaşadığım günlerin tadını çıkarıyorum
tam bri özgürlük ortamında
ömrümü huzur ortamında tamamlıyorum
ona hep hayrandım; ama bağlı kalmadım
yanlışlarımı gidermesini bildim
hem gerçek mutluluğu tanıdım
onun için yaşadığım günlerde...
mezar taşında şu yazar : ruhu burada fakat kalbi heryerde...
insanı, sırf doğası gereği "hayvan" sınıfına koyan bir dahi.
düşünceleri yaşanmışlıklarından beslenir ve onun için sadece yaşananlar gerçektir.
doğru söylediği için dokuz köyden kovulmaktan da geri kalmamıştır.

(bkz: ingilizler üzerine felsefe mektupları)
rahmetlinin, "söylediğinizi onaylamıyorum, ama bunu söyleme hakkınızı ölene kadar savunacağım" sözünü, lise son sınıf demokrasi ve insan hakları kitabında yanılmıyorsam, "düşüncenize saygı duyuyorum" şeklinde çevirmişlerdi. adamcağız duysa mezarında ters döner vallahi, bu ne yüzeysellik.
dördüncü nesil yazar hoşgelmiş.