bugün

Gençlikte çok ekmeğini yediğim rengarenk tatliş sokak. Güzel kızları buraya götürürdüm, ay nereler de biliyor, ne entelektüel erkek deyip öbüşürlerdi benle. Yaşlandık tabi.
Samimi gibi görünen ama son derece soğuk bir cafeler sokağı.
daracık merdivenlerden oluşan bu sokakta merdivenin her iki tarafı cafelerle bezenmiştir. Eğer paranız cebinize çok geldiyse ve taşıyamıyorsanız uğramanız tavsiye edilir. cafe olarak ise Chez vous un gerek müzikleri gerek kendilerine has aromalı şarabı (aynı kadehte kavun, ahududu ve elmanın güzel birleşimi) güzeldir.
eskinin "cezayir sokağı". sonradan ismi değiştirilip "fransız sokağı" yapılmıştır.

ironiye bak.

cezayir soykırımını yapanların ismini cezayir sokağına veriyoruz. onlarda türlü türlü kanunlar çıkarıyorlar.
gidildiğinde esnafları yüzünden insanın fransız hissettiği yer.
bursa'da setbaşı'ndan yeşil'e doğru giderken ilk sağda da vardır bundan. istanbul'dakine benzemez ama fena sayılmaz.
günden güne tenhalaşan sokaktır. o pahalılıkla da aksinin olması hayaldir.
cezayir sokağı olarak anılsa daha iyi olacak menekşe gibi sokak.
eğer sıcak bir yaz günü giderseniz hafifte esinti oluyorsa o yapay ama muhteşem güzelliklerdeki cafelerden bir tanesinde uyuya kalabilirsiniz. gündüz saatleri sessiz, sakin, tenhadır lakin akşam vakti giderseniz her yerde canlı müzik, yüksek gürültü değil şarkıyı anlamak yanınızdaki insanın ne dediğini anlayamazsınız.
fransız sokağının merdivenlerinden inerken ilk soldan giriyorsunuz, sağda mor koltuklu mekanda sevgilinizle oturabileceğiniz süper bir yerdir.
kin güdülsün demiyorum ama ismini fransa ve cezayir arasında zamanında kurulan ilişkiye* fransız olan birinin koyduğunu düşündüğüm sokaktır.
asmalı mescit ile birlikte istanbul' un kedilerinin ve pussycat dolls klibinden fırlamışa benzeyen hatunların tek kitap okumadan sabah akşam edebiyat ve felsefe üzerine ahkam kestiği , yine de begonyaların sarktığı pencerelerden yükselen nağmeleriyle hoş bir sokak.
hala 90'lardan kalma akdeniz ili geleneği olan gitarla boğuk sesle şarkılar söylenen sokak. biri bunlara hangi yılda olduğumuzu, artık herkesin rock dinlediğini hatırlatmalı. yada sokağın en kalabalık olduğu anda soyunup bıktık akdeniz akşamlarından diye eylem yapsın.
soykırım yapılmış, işgal edilmiş, yağmalanmış, sömürülmüş bir sokak.

cezayir sokağı'nın kaşını gözünü boya, restorasyon çalışmasına sok fransız sokağı çıkar. sokağın girişinde cezayir sokağı tabelasını gör, fransız sokağı'nda şarabını iç. sokak, sokak değil ki, absürt olaylar silsilesi.
yapaydır.

fazlasıyla. evler sanki küçük kuzenin resim defterinden fırlamış gibi renklendirilmiştir. istanbul' a ait değildir. olmasındır. istemeyüktür.
bu sokakta 'Kısa Filmler Sokak Şöleni' yapılmış.
http://www.radikal.com.tr...p?ek=cts&haberno=6775
(bkz: arjantin caddesi)
türkiye'nin ilk temalı sokak projesi.

--spoiler--
http://www.fransizsokagi.com
--spoiler--
adı tekrar cezayir sokak olan yer. zaten fransız sokağı olarak düzeltilmesi saçma bir yaklaşımdı. fransa ile aramız açılınca tekrar cezayir sokak oluverdi. bu da ülkemizin garip bir protesto anlayışı. fransız ürünlerini boykot edip o firmalarda çalışan türkleri işsiz bıraktılar.
cezayir restaurant gidilesi şık nezih bir yerdir. sokağın hemen başında yer alır.
çok farklı kalitelerde canlı müziği beşer metre arayla bulabileceğiniz, camlarından begonyaların ve aşıkların sarktığı cafelere ve barlara sahip, şarap konusunda altyapısı zengin ve her an bir aktöre ya da yazara çarpabileceğiniz enfes sokak.
asıl adı cezayir sokağı olmasına ramen bu sokakta aynı cezayir insanları gibi soyu kırılıp fransızlaştırılmıştır
(bkz: chez sakman)
miniminicik bir sokak, o sokağa inmek bir ayrı çıkmak apayrı derttir, ama hoş bir havası var bu da türkiye' de olmasından kaynaklanıyor sanırım.
fransızlara yaranmak adına ismini durup dururken değiştirdiğimiz asıl adı cezayir sokağı olan sokaktır. son olaylardan sonra fransızlara küsüp sokağın adını eski haline getirmişiz ve bunu da kocaman tabelelarla belirtmişiz. artık bir karar versek yeridir. cezayir niye fransız oldu, fransız niye cezayir oldu.
eski isminin değiştirilmesi bir ayıp; hal-i hazırda, belediyenin, 'buranın ismini değiştirmeye karar verdik' dememesi ayrı bir ayıp gibin...