bugün

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin sömürge dönemi yüzünden Cezayir'den özür dilemeyi bir kez daha reddetmesi ile yinelenen tavrı. "geleceğe odaklanmak gerektiğini" belirterek gençlerin geçmişten ziyade geleceğe baktığını da eklemiş bu devlet erkanı.

yine aynı devlet ve uzuvları değil mi sözde ermeni soykırımı'nı inkarı suç sayan yasayı kabul eden. bizim gençlerimiz de geleceğe huzurla, güvenle bakmak isterken "hayır bakamazsınız" diye ayaklarımıza prangalar vuran.

ab, kültür, özgürlük ve medeniyet bu açıdan bakınca ne kadar çirkin duruyor değil mi?

not: belki bilmeyenler vardır; Cezayir'in Fransa'ya karşı verdiği 1954-1962 yılları arasındaki bağımsızlık savaşında yaklaşık 1.5 milyon kişi öldü.
doğru bir davranıştır. kimse bir başkasının yaptığı şeyden dolayı suçlu olamaz. ama bir ülkeyi eleştirirken içinde ki herkesi düşünerek yapmak daha mantıklı olur. sonuçta sadece hükümet ve onun başında ki kişinin yaptığı bir açıklama yüzünden koskoca fransaya da "ulan siz ermeni soykırımını kabul ettiniz, şimdi böyle böyle yapıyorsunuz" demekte abes bir davranıştır.

zaten insanları ırklara ayırmak, topluluklara bölerek eleştirmek saçmadır.

biz recep tayyip erdoğan ın her dediğinin arkasında durup, onu savunuyormuyuz? hayır. ee o zaman sorun nedir?

edit: işin kötü tarafı hala ben haklıyım, siz haksızsınız. ahahahahah. istediğiniz kadar inkar edin bunu değiştiremezsiniz.

bi de ermeni soykırımı şeysi kabul gördüğünde bizimkiler de hemen türk olduklarını gösterip cezayir soykırımını kabul etmişlerdi, komikti hakikaten aklıma geldi bayagı bi güldüm ahahah.

bir sürü gerizekalı ünlümüz televizyonlara çıkıp "kahrolsun fransa, boykot edin, gitmeyin sakın, fransız ürünlerini almayın" diye galeyana gglmişti hatırlayan var mı?

sırf başkalarına yaranan salak bi meclis yüzünden kendimizden geçip saçmalamaya başlamıştık. nooldu? 2 hafta sonra popülaritesi geçti kimse takmadı. zaten taksaydı asıl o zaman sorun çıkardı. işgücü var, düzen var, bok var püsür var.

yani demem o ki amelie güzel filmdi, audrey tatou ya da hastayım. pis te olsalar, bıyıklı da olsalar fransızları seviyorum.

salak gibi davranmayalım artık insan olalım yoksa döverim hepinizi, hem de herbirinizi ashdalfhalkjgh.

neyse kendime geldim.
birilerinin kapısında yatmayı marifet bildiği avrupa nın, kendine özgü ikiyüzlülüğünden kaynaklı tavırdır.
-cezayir..
+efendim
-bişe diycem
+söyle
-ben.. ee.. şeyy.. ya yok bişe..
"babalarının yaptığı hatayı inatla devam ettiren bir ülkenin özür dilemesi ne derece makbuldür?" diye düşündüren durum.
fransızlarda da mı "seçilmiş ırk" düşüncesi var acaba? yalan olan bir şeyi araştırıp etmeden kabul ediyorlar, ona karşı geleni yargılamayı kabul ediyorlar sonra cezayire yaptıklarını kabul etmiyorlar.
subjektif fransızlardan objektif olmayı beklemek zaten imkansız.
ermeni soykırımı için götünü yırtan bu adam, ölenler müslümanlar olunca geleceğe bakmak gerektiğini beyan etmiştir. ulan ahmşot ben senin gelmişini geçmişini diyeceksin entry siliniecek onun için ben seni allah'a havale ediyorum.
simgesi horoz olan bir ülkeden beklenen harekettir ne de olsa ayakları bokun içindeyken hala bağırabilen tek hayvan odur.
(bkz: cezayir soykirimi)
(bkz: fransa nin sozde ermeni soykirimini reddetmeyi suc sayan yasa tasarisi)
özümün de düştüğü bir hata olarak itiraf etmeliyiz ki, önemli olan bu adamların ahlaki seviyesini tespit etmek, veya nedenleri tespit etmek değil, ne yapacağımızı tespit etmektir. insanlığı bunlardan mı öğreneceğiz yoksa yüreğimizin rehberliğinden mi? bunların kapılarında mı yatacağız, yoksa ahlak ve insanlık kapısında mı?
sarkozy'den beklediğimiz şerefsizliktir.
fransa emperyal bir güç olduğunu kanıtlamış bir ülkedir.ekonomik olarak gelişmiş bir emperyal ,kimseden özür dilemez.yani ne ka para o ka köfte.biz ekonomik yönden güçlü olmadığımız için batı ermeni traşını bize koz olarak kullanmaya devam edecektir.olay bundan ibarettir,biz ne kadar çaba sarfedersek sarfedelim hikaye.ancak parayı bulursak mesele kendiliğinden halledilir..
soykırımı baba oğul olayına indirgeyen saçma bir cumhurbaşkanı olan bir ülkeden beklenecek durumdur. zira durum baba'nın yaptığı olay değil fransa'nın yaptığı bir olaydır.
edebi bir bilirkişi olan orhan pamuk'un üzerine eğilmesi beklenen konu. haydi aslanım.
babaların sıçtıkları boku oğullarının yalamamasıdır.
fransa'nın yapması durumunda Türkiye'ye soykırım hakkında söylecek sözünün kalmamasını sağlayacak olan durumun negatifi.
cezayir in başımsızlığının oylandıği oturumda olumsuz oy vermiş bir ülke olarak cezayirde katliam yapmış binlerce insanı öldürmüş acı çektirmiş fransa nın saçma sapan iddialarına cevap vermek için tarihi gerçekler yerine sanki aynısını biz de yapmışız gibi ama siz de cezayirden özür dilemiyorsunuz demek bir nevi suçu kabullenmektir ey canlar diye seslendiğim konudur...
türkiye de "kaşe" veya "saklı" ismiyle yayınlanan bir filmde bu olay çok güzel anlatılmıştır. fransızların yanında çalışan bir cezayirli aile üzerinden anlatılmıştır konu. cezayirli çocuk, fransızın kendi egoları yüzünden ıslah evine gönderilir. yıllar sonra bir kaset dolayısıyla karşılaşırlar.cezayirli,fransıza acı çektirmek için adamı evine çağırır ve boğazını keser.
insan olan bu olay karşısında acı çeker ancak fransız sinemaya gitmeyi tercih eder. birkaç gün sonra cezayirlinin oğlu farnsızın işyerine gider ve onunla konuşmak ister. fransızın söylediğin şudur.
-ne istiyorsun benden?
özür dilemememi mi?
ben özür dilenicek birşey yapmadım...

edıt:filmin gerçek adı cache. bilgi için electro' ya teşekkürler.
bu duruma biz Türkler'in tepki göstermesi doğaldır ama geçmişte tarihimizde Avrupa'nın yanında olailmek için müslüman kardeşlerimize olan u acıyı çektiren Fransızların yanında siyasi arenada bu olaya göz yummuş bulunuyor.Rahmetli Turgut Özal bizzat Türkiye adına geçmişteki bu durumdan dolayı Cezayir Hükümeti'nden devlet özürü dilemiştir.
zidanenin hatrına eder be insan.
fransa'nın halt etmesidir. kahrolsundur. hani sanki sömürge ve o kötü olaylar geçmişte kalmış, bugün herşey normale dönmüş gibi bir izdenim yaratılmaya çalışılmakta. uzaktan baktığınızda cezayire yasalara, devletin yönetim şekline, metinlere, basına sömürge bitmiştir.
cezayir üzerindeki sömürge bitmiş midir peki günümüzde?

fransa'nın sorması gereken soru budur.

gidilip görülebilir efendim. tüm resmii binalarda, eğlence merkezlerinde, okullarda bulunan tabelalar, önce büyükçe fontla arapça, sonra daha büyük bir fontla fransızcadır. okullarda fransızca eğitimi verilir deli gibi. ülkeye gelen bir fransız turist hiç yabancı hissetmez kendini. ülkedeki neredeyse tüm arabalar reault, citröen. tüm görkemli binalar, limanlar fransız yapımı. zengin yöneticiler fransada eğitim gören, fransız yanlısı insanlar. birçok doktor, politikacı eğitimlerini orada tamamlamışlar. ülkenin tüm gelir kaynakları da yine tahmin edeceğiniz üzere fransızların kontrolünde.

durum bu iken fransa'nın geçmişte yaşanan ölümler, sömürge, yapılan şerefsizlikler için günümüzde özür dilemesi ironik olmaz mı?

bence bu yüzden özür dilemiyorlar. ve dilememeliler. insanda yüz olur yahu.

edit: sanırım sözlüğü fransızlar bastı.*
gayet normal bir devlet politikası olayıdır. fransa'nın mayasında olan bir kendini üstün görme, başkalarına bok atma geleneğinin ürünüdür. zaten bunu yapması bekleyen angutlar var mı diye düşünmüyor değilim hani..
ortada haydi öpün barışın diyen bir türk ebeveyninin yokluğuna işaret eder. hem fransa zaten zamanında öpmüştür. bir daha bir daha ne gerek var.
güncel Önemli Başlıklar