bugün

ransız töresini, örf, adet, anane ve göreneklerini sonuna kadar içselleştirmiş türk kızlarının fransız'dan çok fransız, ejnebiden çok ejnebi olduğuunun göstergesi sevinç kaynağı davranış.

efendim biliyoruz ki kanuni ile fransız kralı fransuva tanışana kadar fıransızlar olduğu gibi bütün donlara dolduruyorlardı nevaleyi. sonra kanuni ile fransuva kankiliği ilerletince birlikte türk hamamına gittiler. bi güzel temizlendiler, kese bile attırdılar. püri pak oldular. olbu olaydan sonra fransuva bir ferman yayınladı: " her asilzade fransız hayatında en az bir kere yıkanmalı."

demem o ki fransa'da dona sıçmak köklü bir gelenek. hatta eski kıyafetlerini düşünün bu adamların. tam dona sıçmaya müsait. hatta ve hatta "o dö tuvaaalet" dediğimiz parfüm sektörü sırf bu köklü geleneğin eseri eğil mi be canlar!

işte entegresyon sorunu yaşamayan, batılılaşmayı götünden anlamış türk kızı da anladığı bölgesinden devam etti icraatlerine. "hıh! ben fransız'dan daha fransız'ım adamım, size bu bokun nasıl yapılıcağını öğreticem" diyerek başladı cozur cozur donuna sıçmaya...

sanki buna karşı olduğum gibi bir hava oluşmasın. bilakis çağdaş cumhuriyetimizin fransa görmüş kızlarının sıçıp sıvadıklarını yalayıp yutmak, çabuk bitmesin diye dilimizle eme eme eritmek boynumuzun bir vatandaşlık borcudur. kutlu olsun!