bugün

bitkilerin sözüm ona karbondioksit ve güneş ışığını kullanıp besin artı oksijen üretmeleridir. lan bu kadar geri zekalıca bir teori duymadım. sanki gerçekmiş gibi de teori filan da demiyorlar ha, sanki görmüşler ibneler, öyle de kitaba girmiş.

şimdi arkadaşlar, yer yüzünde bir çok ağaç var. kaç milyon var, saydık mı, elbette saymadık. onun için internetten bakıyoruz ve 420 milyar ağaç olduğunu öğreniyoruz. dile kolay tam 420 milyar ağaç. vay anasını, bayaa da çokmuş ha. neyse buna takılmayalım. şimdi de yer yüzü kaç kilometre kare ona bakalım: 1 019 611 781 km kare. yani 1 milyar küsür. eheheh bu da ebesinin nikahı kadar çok. şimdi biz biliyoruz ki gündüz havada oksijen miktarı bol, gece karbondioksit miktarı bol, oksijen az olur. buna göre her ağaç kaç kilometre kare alandaki karbondioksiti oksijene çevirmesi lazım ona bi bakalım:

diyelim ki hiç olmazsa 100 metre yüksekliğinde bir tabakayı oksijene çevirmek lazım. bunu da şehirlerin ortalama denizden yüksekliği olarak aldım, yani aslında biraz salladım. siz bunu daha iyi araştırabilirsiniz.

şimdi ilk önce kilometrekareye kaç ağaç düşüyor onu bulalım: 420/1019 yaklaşık: 412 ağaç.

peki 1 ağaç başına kaç "metrekare" düşüyor: 1.000.000 /412 = 2427 metrekare.

pekiii, bir ağaç başına, oksijene çevirmesi gereken kaç metreküp hava düşer?

2427 metrekare x 100 metre= 242 700 metreküp.

yani arkadaşlar, her sabah olduğunda, gece mevcut olan karbondioksitin oranının, gündüz mevcut orana kadar azalması için her bir ağaç, yaklaşık 242 bin metreküp havadan karbondioksit alıp oksijen vermesi gerekir.

pekii. gece ve gündüz karbondioksit ve oksijen oranlarını kim hesapladı, ağaçların bu fotosentez miktarıyla ne kadar karbondioksiti çevirdiğini kim hesapladı. dahası, mesela bir ağaç bir poşet içine konup, poşet içindeki karbondioksit miktarı gündüz ve gece ölçülerek "aha bak gördünüz mü ağaç büyüdü ve oksijen arttı" diyen çalışmayı kim yaptı? yanıt: hiç kimse.

pekiii. nerden çıkıyor bu fotosentez saçmalığı? çünkü ağaçlar büyümek için güneşe, suya, havaya ve toprağa ihtiyaç duyarlar, bu yüzden de teori uydurmak lazım. deneye filan gerek yok, ağaca su veririz güneşi veririz al sana fotosentez deriz, kerizler de inanır nasılsa.

gerçek bilim bu değil.
güncel Önemli Başlıklar