bugün

" Birgün yağmur başladı ve tam dört ay sürdü. Olabilecek her türlü yağmuru gördük. incecik yağmurlar, kocaman şişman yağmurlar... Hatta bazen yağmur aşağıdan yağıyordu. "

görsel
run forest run
hipi sevgili falan filan.
" annem hep şöyle derdi: hayata devam edebilmek için geçmişi arkada bırakmak gerekir. benim koşmam da bununla ilgiliydi sanırım. 3 yıl, 2 ay, 14 gün ve 16 saat koştum.. "

görsel
Kötü bir kadına aşık olması aslında kaderidir.
Kadın dünyayı yedi yine de doymadı.
Geçen gün izlediğim keşke daha önce izleseydim dediğim efsanevi filmdir. Forrest in naifliği ve her işte başarılı olması gerçekten de takdire şayandı ama aşk hayatında bunu pek fazla söyleyemedim. Jenny denen kız her batağa kendini sokuyor hayatını yıpratıyodu oysa farkında değildi ki kendinden daha çok seven ve hayatını şekillendiren birisi onun arkasından hep iyi niyet beslemiş ve karşılıksız sevgi beslemişti. Sonunda forrest la evlendi ama o da kifayetsiz kalmıştı. Unutmadan herkesin kalbinde bir Jenny yatar fakat önemli olan o Jenny nin size nasıl davrandığıdır...
iMDB top 250'de 12. sırada olan film. klasik.
Vücutlarda sıcak çikolata etkisi bırakan filmdir.
iyi bir film olsa da çok daha iyi filmler izledim.
Kendi adıma zevksiz turnusolu olarak kullandığım film. Forrest Gump sevmeyen kişi her zaman biraz eksik oluyor.
efsane filmin en akılda kalıcı sahnelerinden biri de şüphesiz forrest'ın beyaz saray önündeki kalabalığa konuşma yaptığı an.

hippiler, vietnam savaşından gazi olarak dönen forrest'tan savaş hakkındaki hislerini açıklamasını isterler. ne de olsa savaş kötüdür. savaşta hayatı tehlikeye girmiş bir adamın söyleyeceği birkaç söz de bu anlamda etkili olacaktır.

forrest, her zaman yaptığı gibi hislerini dolandırmadan aktaracaktır.

sahneye çıktığında, o aheste konuşma tarzıyla aklına gelenleri söylemeye başlar.

fakat savaş, son derece iyi ve naif bir adam olan forrest'ın dürüst sözleri için fazla karanlık ve kirlidir. bir ordu mensubu gizlice yaklaşır ve kabloları sökerek konuşmayı sabote eder.

bağlantıyı tekrar kurmaya çalışsalar da, forrest sesinin duyulmadığının farkına varmadan konuşmasını sürdürür

bağlantı tekrar sağlandığında ise konuşması bitmiştir. gerçekten forrest hariç kimse (izleyiciler dahil) onun ne söylediğini bilmez. film de bu gizemle sona erer.

iyi ama ne forrest ne söylemiştir? her izleyici bunu merak etse de, bir muamma olarak kalmıştır bir defa.

neyse ki, kritik soru yıllar sonra tom hanks'e yöneltilmiş. "ne söyledin o sahnede be tom abi?"

o da söylemiş sağolsun. ne de olsa satırlarını ezberlemiş vaktinde. tam olarak şunları söylemiş:

"bazen insanlar vietnam'a gittiğinde, annelerine bacakları olmadan dönerler. bazen hiç dönemezler bile. bu kötü bir şey. bu konuda söyleyeceklerim bu kadar."

görsel
görsel
neden bu sahneye çok güldüğümü hala anlamam. ne zaman izlesem kahkaha krizleri yaşıyorum.
-annem der ki; "hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını asla bilemezsin"
jenny' e " o da benim gibi mi" diye sorduğunda sigara paketten çıkıp abi yanayım mı dedi.

aslında gump sorununun her zaman farkındaymış.
Kendi çocuğunu gördüğünde iki adım geriye gidip yüzünü korku kaplıyor. "O da benim gibi mi" demeden hemen önce. Eskiden o sahnede neler olup bittiğini anlamıyordum. BABA olunca anladım. Her izlediğimde yeniden ağlıyorum.

Anne baba olunca siz de anlarsınız.
" birgün yağmur başladı ve tam dört ay sürdü. olabilecek her türlü yağmuru gördük. incecik yağmurlar, kocaman şişman yağmurlar... hatta bazen yağmur aşağıdan yağıyordu. "
görsel
Mükemmel bir filmdir. Tavsiye edilir.
efsane filmin en akılda kalıcı sahnelerinden biri de şüphesiz forrest'ın beyaz saray önündeki kalabalığa konuşma yaptığı an.

hippiler, vietnam savaşından gazi olarak dönen forrest'tan savaş hakkındaki hislerini açıklamasını isterler. ne de olsa savaş kötüdür. savaşta hayatı tehlikeye girmiş bir adamın söyleyeceği birkaç söz de bu anlamda etkili olacaktır.

forrest, her zaman yaptığı gibi hislerini dolandırmadan aktaracaktır.

sahneye çıktığında, o aheste konuşma tarzıyla aklına gelenleri söylemeye başlar.

fakat savaş, son derece iyi ve naif bir adam olan forrest'ın dürüst sözleri için fazla karanlık ve kirlidir. bir ordu mensubu gizlice yaklaşır ve kabloları sökerek konuşmayı sabote eder.

bağlantıyı tekrar kurmaya çalışsalar da, forrest sesinin duyulmadığının farkına varmadan konuşmasını sürdürür

bağlantı tekrar sağlandığında ise konuşması bitmiştir. gerçekten forrest hariç kimse (izleyiciler dahil) onun ne söylediğini bilmez. film de bu gizemle sona erer.

iyi ama ne forrest ne söylemiştir? her izleyici bunu merak etse de, bir muamma olarak kalmıştır bir defa.

neyse ki, kritik soru yıllar sonra tom hanks'e yöneltilmiş. "ne söyledin o sahnede be tom abi?"

o da söylemiş sağolsun. ne de olsa satırlarını ezberlemiş vaktinde. tam olarak şunları söylemiş:

"bazen insanlar vietnam'a gittiğinde, annelerine bacakları olmadan dönerler. bazen hiç dönemezler bile. bu kötü bir şey. bu konuda söyleyeceklerim bu kadar."

görsel
Run forest run repliği ile aklımızda yer alan bir film.
'' her türlü soruna rağmen hayattan keyif almak mümkün mü ? '' ve '' gerçek aşkı bulabilir miyiz ? '' sorularını yönelten kaliteli film.
tekrar tekrar izlense bile yeniden izleme isteği verir.

(bkz: umut yeşerten filmler)
bizi zaman zaman hüzünlendiren zaman zaman ise güldüren bir başyapıt. filmin içinden çıkarılacak dersler çoktur. ve gelmiş geçmiş en iyi filmdir.