bugün

rahat bir koltuk, bir bilgisayar ve football manager serilerinden biri sayesinde gerçekleşen durum.
aslında niyetiniz gayet de masumdur, oturup zevkli vakit geçirmektir. ama oyunu başlatınca her şey değişir.
hayranı olduğunuz futbolcular emrinizdedir, istediğiniz taktik sizin hizmetinizdedir, taraftarlar sizinle coşmak istemektedir. bir anda kendinizi kaybeder ve üstünüze bir pardesü alıp bir sigara yakarsınız. sanki 3d motorunun bir köşesinde futbolculara talimat ve cesaret verirsiniz. ara sıra duvara ve kapıya vurulur ama oralı bile olmazsınız.
basın toplantılarında en akıllıca ve geniş yanıtı arar, gazetecileri şaşırtmak ve kontrol altına almak istersiniz. futbolcularınıza cesaret vermenin bir başka yolu da budur zaten, ne derece etkili yorum yaparsanız o kadar iyi motive olur futbolcularınız.
ya maç öncesi konuşma? ' çıkın ve kazanın ' cümlesi cesur yürek william wallace' nin sesi gibidir, uçan kafayla tekmeye uzandığında her futbolcunuz, içinizin yağları erir, bilardoya benzeyen paslaşmalar sizi gülümsetir ve bir anda tribünlere kapılıp tezahurat yaparsınız.
ve birden annenizin sesini duyarsınız: ' oğlum yat artık! '