bugün

kaderin bir oyunu. çoğunlukla sakallı amcalardan duyulan bu söz, sözkonusu karakter üzerinde o kadar etkili olur ki kahramanımız hemen olaya müdahil olur, mahallenin kızını kötü kalpli [sakalsız] tipin elinden kurtarır.
(bkz: sakalın söz gecirme sürecine olumlu etkisi)

bu repliğin hitap ettiği kişi başrol oyuncusu olduğu için böyle bir retoriğe ihtiyacı vardır. hani olay bittikten sonra 'ben yapmayaydım da bu dingile mi bırakaydım' ifadesi inandırılmışlığın ve kararlılığın da ifadesi diye geçer orta dünya masallarında.
(bkz: süper kahraman kandırma teknikleri)
(bkz: porno filmlerde olması gereken diyaloglar)
birde beğendiğimiz filmlerin kendi kaderimizi yansıttığı durumlar vardır, "aynı ben bak bak aynı aynı yazık bize dimi banderas" konuşmaları..
sanırım en güzellerinden biri avatar the last airbender'a aittir.

--spoiler--
zuko, babasının tahtına gider ve onu öldürmeye bir kılıç kadar yakındır. muazzam bir konuşmanın sonunda "hayır. seni öldürmeyeceğim, bu avatar'ın kaderi." diyerek kapıdan çıkıp gider.
--spoiler--
lost, yüzüklerin efendisi gibi fantastik filmlerde örneğini gördüğümüz bir klişedir. filmde bilge bir eleman olur. filmin kahramanına "bu senin kaderin, hede hödöyü yapman lazım" tarzı bir emrivaki ile konuşur. saf kahramanımız da," ulan nerden biliyosun kaderim olduğunu, malum mu oluyor sana, yoksa sen yapacaktın da işi, bana yaptırmak için mi bunları söylüyosun" diye sorgulamadan tavşan gibi kabul eder.
film olmasa da merlin'de bu durum sinir bozacak derecede çoktur. diziyi izlemeyi bırakmamı sağlamıştır. kadere inanmayan biri için çekilmezdir. ayrıca kader kavramı bilimkurgu filmlerinde çok geçer. (bkz: tron)
güncel Önemli Başlıklar