bugün

ilginç bir bölümü şöyledir;
feriştah - erotik yayınevi değil mi orası? telefonunuzu komşumuzun oğlunun elindeki kitaptan aldım... bakın ama ne olursunuz şu son fentezimi dinleyin bari... çünki bir daha benim gibi diri vicutlu bir kalem erbabını bulamazsınız... sağolun... okuyorum... uyandirma servisi fentezisi... ben uyandırma servisinde çalışan orta yaşlı, vicut hatları had safhada muntazam olan ve kocasından nefret eden nefis bir kadınım... o gün servise gelen bir telefon her şeyi birden bire değiştirdi.. telefonun öbür ucundan gelen ses adeta bana bazı edeleleri müjdeliyordu... adının mükremin çıtır olduğunu yine edeleli bir ses tonuyla söyleyen genç bana, sabah altıda uyanmak istediğini ve bekar olduğunu söyledi... sabah altı olunca servisimizde adet olmadığı üzre gidip genci küçük öpücük darbeleriylen bizzat ben uyandırdım... ve uyanır uyanmaz, ikimiz azgın bir nehrin üstünde su kayağı yapmaya çalışan bir insan kadar heyecanlı, fakat aynı zamanda bulutların üstünde uçan bir otomatik pilot kadar paraşütsüz ve rahattık... *
kacasını beğenmeyen feriştahın nükremin ile ilgili kurduğu edeleyi içinde barındıran fentezilerdir.
"sevişirgene çıkarttığımız sesler, uludağ'ı ve çevresindeki diğer tepeleri inletiyordu."
diye, unutamadığım pek güzel bir repliği vardır "bir demet tiyatro" da.
2004 yilinda yusufpasa ustgecitten korsan olarak aldigim kitaptir. yillar sonra tekrar elime gectigi icin buruk bir mutluluk ve 2004 yilini gencligimi ozledigim anlari yasatmis azda olsa bogazimi dugumlemistir.