bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu36
- evlilik10
- ali erbaş16
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- icardi190517
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
yıllar önceden beri söylenendir. ne zaman söylense çemkiren galatasaraylılar yüzünden netleşmemiş olandı daha yeni yeni kişiler anlamaya başladı.
andrea pirlo'nun yazdigi kitapta degindigi konudur. yalniz tek problem pirlo'nun iman gücü ve gaz verme kelimelerini bilmemesidir. bu kelimelerin anlamini bilmediginden dolayi mevzuyu uzatmistir.
It's the fıtbol that's the fıtbol deyişinden anlamamız gereken hede.
andrea pirlo dan : ( not karakter ve kariyeri terimi katlayan biri )
Berlusconi ve Ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişli vardı. Fakat bunun Milan'ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin Fatih Terim...
Fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı. Daha en başından Milan'da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.
Terim Milan'dan önce canının istediği her şeyi yapabildiği, daha düşük profilli takımlarda görev almıştı ama burası Milan'dı. Burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi...
Mesela, öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. Milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor, sonra bu aktivitelerden 'evinde Biri Bizi Gözetliyor' izlemek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, Galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. Kendisini tesislerde John Travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.
Görevi boyunca kendisinin adete gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. Terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz bir şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam... Tercümanı bir ara Terim'e medya ile tüm ilişkilerini süresiz kesmesini tavsiye etti... Medya ile ilişkileri kesmek... Süresiz... Milan'da... iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetilen bir kulüpte...
Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...
Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'Costacurda, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, Costacurta değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.
işin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu Berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
Ancak şaka bir yana, Terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama Milan'da işlemezdi. işlemedi zaten, Milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."
olay bu kadar basit arkadaşlar. kel düştü takke göründü. Bu yazılanlar sana yeter.
Berlusconi ve Ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişli vardı. Fakat bunun Milan'ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin Fatih Terim...
Fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı. Daha en başından Milan'da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.
Terim Milan'dan önce canının istediği her şeyi yapabildiği, daha düşük profilli takımlarda görev almıştı ama burası Milan'dı. Burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi...
Mesela, öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. Milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor, sonra bu aktivitelerden 'evinde Biri Bizi Gözetliyor' izlemek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, Galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. Kendisini tesislerde John Travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.
Görevi boyunca kendisinin adete gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. Terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz bir şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam... Tercümanı bir ara Terim'e medya ile tüm ilişkilerini süresiz kesmesini tavsiye etti... Medya ile ilişkileri kesmek... Süresiz... Milan'da... iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetilen bir kulüpte...
Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...
Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'Costacurda, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, Costacurta değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.
işin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu Berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
Ancak şaka bir yana, Terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama Milan'da işlemezdi. işlemedi zaten, Milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."
olay bu kadar basit arkadaşlar. kel düştü takke göründü. Bu yazılanlar sana yeter.
rize maçıyla yine tescillendi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar