bugün

istifa edene tazminat ödenmez.

bu nasıl yüzsüzlüktür, o parayı gururdan almaz adam olan. adam kendini ziyan etti şu 2 yıl içinde.

zaten hakkın olmayan o ultra yüksek maaşı hiç bir bok yapmadan aldın...

bu ülkede zaten popüler olman yeterli, ne bok yediğin, ne yaptığın, hiç önemli değil.

edit: tazminat ücreti 20 milyon türk lirası.
@2 buse terim.
4 küsür milyon eurodan bahsedilen tazminattır. 4 küsür milyon euro.. ulan bütün sözlük birleşsek yemesek içmesek 10 yılda falan ancak toparlarız bu parayı. hesap yapacak takatim bile kalmadı tüm enerjim çekildi duyunca.. milli takım en son ne zaman maç yaptıydı ondan 2 önceki maçı ne zamandı o arada hep paralar yattı tabi hesaba şimdi de bu tazminat. bu ülkede öğretmenler 2 ay tatil yapıyor ve maaş alıyor diye kıyamet kopuyor hesap et..
andrea pirlo'nun otobiyografisinde fatih terim için ayırdığı satırlar;

--spoiler--

Fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı. Daha en başından Milan'da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.

Terim Milan'dan önce canının istediği her şeyi yapabildiği, daha düşük profilli takımlarda görev almıştı ama burası Milan'dı. Burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi...

Mesela, öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. Milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor, sonra bu aktivitelerden 'evinde Biri Bizi Gözetliyor' izlemek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, Galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. Kendisini tesislerde John Travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.

Görevi boyunca kendisinin adete gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. Terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz bir şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam... Tercümanı bir ara Terim'e medya ile tüm ilişkilerini süresiz kesmesini tavsiye etti... Medya ile ilişkileri kesmek... Süresiz... Milan'da... iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetilen bir kulüpte...

Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...

Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'Costacurda, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, Costacurta değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.

işin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu Berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.

Ancak şaka bir yana, Terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama Milan'da işlemezdi. işlemedi zaten, Milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."

--spoiler--

Ne yazık ki bu gerçekleri bizim yöneticiler anlamıyorlar. adam galatasaray ile milli takım arasında mekik dokuyor ve hiç birşey yapmadan dünya kadar parayı götürüyor. umarım gerçekten ortada bir tazminat yoktur.
istifa ettiği halde, tazminatıyla deveyi hamudu ile yutan kişi.
Türk futboluna kattıkları yadsınamaz olsa da, şan, ün, şişmiş ego ve nerdeyse sınırsız maddi gücün etkisiyle, hata üstüne hata yapmış, astığım astık kestiğim kestik duruşuyla gerek spor camiası gerek ülke insanının nazarında saygınlığını ve duyulan sevgiyi kaybetmiş teknik direktördür.
Fazla pohpohlanmaktan, ülkenin tek direkrörüymüş gibi şişirilmekten şirazesi kaymış, olaylar, işyeri baskınlarına kadar varmıştır.
Üzücü ve vahim bir durum.
Tff bütçesinden değil, tüpçünün kendi cebinden ödemesi gereken tazminattır.

Yukarıda bir arkadaşın da bahsettiği gibi istifa edene tazminat ödenmez. Maden o tazminatı almasını biliyor, çıkacak delikanlı gibi "aslında istifa etmedim, sağa sola salça oldum, sonra beni bir güzel dövdüler, karizmayı çizdirdim, gençlere iyi örnek olamadım, ben adam değilim, türk futbolunun başında olmayı haketmediğim için kovuldum" diyecek.

hem istifa ettim diyip erkekliğe bok sürdürme hem de çatır çatır tazminat parasını al. yok öyle iş.
hem yeni türkiye'nin barzo tiplemesi gibi kebapçı bas, hem de 16 milyon tl para al.
Hiç kimse zorla vermiyor parayı o adama, olay şu istifa etmiş gibi gösterildi o kadar. hakkı olan parayı da aldı gitti. Futbolumuzun uzun adam tarafından yönetildiğini bilmeyenler bol keseden sallıyor.
eger benim, ailemin 1 kurus hakki varsa o parada zehir zikkim olsun.
Fatih hocam severim seni sana iltimas kolay bitmez çok büyüklük yap o para ile spor lisesi yada anadolu da cocuklar için küçük spor tesisleri yap yediğin önünde yemedigin arkanda o haketmedigin parayi almayi kendine nasıl yetireceksin.
Bu futbola futbolculara ödenen parayla yunan adalarının hepsi satın alınırdı.
mantık hatası var. eğer istifa etmişse o tazminattan da vazgeçmiş sayılır o yüzden o para verilmez ancak kovulmuşsa verilir. haberin doğruluğu kanıtlandı mı yoksa fanatik denen yandaş ibneleri mi okuyosunuz?
Kovulana tazminat ödenir.
Çok gelişmiş bir ekonomimiz ve zengin devletimiz olduğu için bize koymayacak tazminattır. Allah RTE den razı olsun, utanmasak parayı götümüze bile sokacağız.
Sırf galatasaraylı olduğu için bu herifi aklayanın da anasını sikeyim, destek verenin de.

Orospu evlatları anasını siktiniz memleketin amk futbol comarları.
Güntekin Onay’ın Fatih Terim’in kazandığı 6 milyon TL tazminatı bağışlaması hakkındaki yorumu: “Ergenlere şöyle anlatmak lazım: Diyelim iyi okudular, üniversiteyi bitirip 5000 TL maaşla işe başladılar. 6 milyon TL’yi kazanmak için 100 yıl hiç harcamadan para biriktirmeleri lazım”