bugün

dünyanın en zor şeyidir hele hele ülkemizde (bkz: mumla ararsın).
demokrasinin temelleridnen bir tanesidir.
aramızdan kimilerini farklı, diğer ya da karşı taraf olarak ayrı tutup, düşündüğümüz sürece başaramayacağımız eylemdir.
Her düşünceye saygı duyulmaz. Farklılıklar ve zenginlik olarak kabul edilir evet, ama Renklere tahammül sınırı zorlanmaz zorlanamaz; evet her düşünceye saygı duyulur ama saygısızlığı ayırtacak kadar ince bir çizgi eğer düşünce saygısızlığı getirecekse kesinlikle saygı duyulmaz... insan bazen nefsinin etkisindedir ve düşüncelerinde bencilce çıkarları gözönüne seren, düşünceleri yanlış, düşünceleri zararlı olduğunda saygı duyulamaz. hele ki bir kişinin ya da toplumun, kutsallarına ve vazgeçilmez değerlerine dil uzatılıyorsa asla...
ne düşünceye ne de düşünce sahibine saygı şarttır. Ancak hiç kimse düşüncesinden dolayı yargılanmamalı, fiziksel ve psikolojik yöntemlerle linç edilmemelidir. buna saygı denemez, bu her insanın doğal hakkıdır. istersen sen düşünce sahibini sevme, saygı duyma, içinden küfret ama düşüncesini açıklamasına engel olmamalısın.
objektif düşünceden kaynaklanan hadise.
tahammülün bokunu çıkartıp içinden saydığın küfürlerinde artık yetmemesiyle birlikte adama dalmakla sona erer.
herkesin bu konu hakkında fikri varsa, demek ki pespaye birşeydir, basittir. farklı düşüncelere saygıymış. yok böyle birşey. içinden fikre söven dışından "saygı duyuyorum" diyenlere dal taşak giresim gelir, o ayrı.
uc kutuplarda yaşayan insanların kolay kolay yapamadağı bir olgunluktur bu. bu uc tipler, bazen bir yazar, bazen bir öğretim üyesi , bazen bir gazeteci,bazen de bir artist olarak çıkar karşımıza.

acınacak derecede seviye yoksunudurlar bunlar.
aslı saygı duyuyormuş gibi yapmaktır.

kimse doğru bildiği bir şeyin zıttında ısrar eden birini ne kadar da saygıdeğer diye göklere koymaz.
olaylara, fikirlere ve insanlara objektif yaklaşmaktır. bildiğimizin dışına çıkarak hem kendi düşüncelerimizin doğruluğunu ölçme fırsatımız olur, hem de yeni düşüncelerle kendimizi besleriz, geliştiririz. ama günümüzde pek rastlanmaz, çünkü; insanlar herşeye karşı tahammülsüz ve ön yargıyla bakar olmuştur.
komplekssiz insanların yapabildiği şey. saygı duymaktan çok hoşgörü kelimesini kullanmak daha uygundur. tabi bu gibi nüansları anlamak için bu meretten az buçuk nasiplenmek gerekir. aslında dünyada doğrunun olmadığını anlamakla, tam anlamıyla kazanılacak özelliktir.her zaman biz siz onlar olacaktır ve bunun bu dünyanın kuralı olduğunu farklı düşüncelerin madde bağlamında farklı çıkarları temsil ettiğini anlayan insanın oyunun kuralı gereği kendi düşüncesin yüceltmeye hakkı vardır. ama nasıl bir esnaf kendi malını güzelleştirirken başkasının malına küfretme hakkına sahip değilse kişininde kendi düşüncesini överken başkasının düşüncesine sövme hakkı yoktur.
''farklı düşüncelere saygı duymamak gerektiğini düşünenlerin, bu düşüncelerine de saygı duymak gerekir mi? ''şeklinde bi soruyu akla getirir. *
hiç sormamanıza rağmen birim saniye de milyonlarca kez çağdaş, elit, ilerici, modern gibi kavramlar ile kendini ifade eden bireylerin bu kavramların yüzeyinden derinine doğru yol alamalarını sağlayacak şifre mahiyetindeki söz öbeğidir.
türkiye'de duyulmayan durumdur.
dine küfretmemektir.
yaşa faşizan, asan kesen, bi kere o eli indirci halkım. yaşa! *

farklı düşüncelere saygı duymak için ise:

(bkz: hani nerde)
olgun olan insanın davranışıdır, her insan aynı fikirde olmak zorunda değil önemli olan farklılıklardan güzellikler çıkarabilmek. bütün arkadaşlarınızın, çevrenizin aynı fikirde olduğunu düşünün, sıkılmaktan başka bir şey yapamazsınız. önemli olan sağlıklı bir biçimde fikirleri ortaya koyabilmek, kimsenin amacı kimseyi değiştirmek olmamalı. karşımızdaki insana öncelikle insan olduğu için saygı duymayı bilirsek gerisi kolayca gelir. fikirler paylaşılır, tartışılır sonra paşa paşa herkes evine, tahammül ya da hoşgörü dediğimiz şey bu kadar zor olmamalı.
kendisi gibi düşünmeyen, zıt fikirli olana duyulan saygıdır..

ezbere, sonuçları çok da fazla düşünülmeden varılmış bir sonuçtur bence. kendine hümanist diyenlerin daha çok dillendirdikleri birşeydir. dünyadaki tüm kavgaların zıt fikirli kişiler-topluluklar arasında yaşanmasından duydukları rahatsızlığa buldukları çözümdür bu.
"herkes birbirini sevse, herkes birbirinin düşüncesine saygı duysa böyle mi olur ya" derler hep.. çiçekler, böcekler, dünya barışı..
gayet masumca ve iyi niyetli bir şekilde varılmış bir sonuçtur aslında. ama yine de böyle düşünen kişiler bir cam fonus içinde mi yaşıyor, kendisinden farklı düşünen bir insanın yaptığı kötülüğe hiç mi maruz kalmamış diye düşünürüm.

burda bahsedilen bir siyasi görüş de olabilir, günlük hayatta tanık olduğumuz herhangi bir davranış da..
bunu söylerken iyice düşündük mü, gerçekten her farklı görüşe saygı duyabilir miyiz? ya da duymalı mıyız?

diyelim ki evli bir arkadaşım eşini aldatıyor, ben yanlış olduğunu düşünüyorum, o benden farklı düşünüyor diye saygı mı duymalıyım? hani ben onun dostuydum? ona saygı duymak yerine onu uyarsam daha doğru olmaz mı? hatta daha can yakıcı bir örnek verelim, baba anneyi aldatırsa "sana katılmıyorum ama saygı duyuyorum" mu demek gerekir?
bir adam karısını gece gündüz dövüyor, karısı da "kocamdır, döver de sever de" diyor, bizden farklı düşünüyorlar, saygı mı duyalım, bırakalım öyle yaşamaya devam mı etsinler?
bir adam kız çocuğunu okula göndermiyor, saygı mı duyalım?
yankesiciye, taciz-tecavüzcüye saygı mı duyalım?
insanları yoksulluğa, açlığa mahkum edenlere,
çoluk çocuk demeden zulmeden, katledenlere saygı mı duyalım?
ne alaka demeyin, bunların hepsi bizden farklı düşündükleri için farklı davranıyorlar işte.. bu davranışlar hep o yanlış görüşlerin sonuçları.. hani her görüşe saygı duyacaktık?

biliyorum bu cümleyi sarfedenlerin amacı bu değil, hatta tam tersi bunlar yaşanmasın diye buldukları çözümdür kendilerince. ancak gerçekte işler bu kadar basit değil.

ben başkalarına zarar veren farklı görüşlere saygı duymuyorum. eğer saygı duyarsam onların bu görüşleri yaşamaya devam eder. benden farklı görüşe sahip olanlardan da saygı beklemiyorum.
uludağ sözlükte olmayan bir durumdur.
birçok kişinin erişemediği, yoksunluğu birçok tartışmanın, anlaşmazlığın kaynağı olan, erdemdir.
farklı düşüncelere saygı duyun diyenlerin en beceremediği eylemdir.
bir ülkenin, bir toplumun vs gelişmesi için artık önünde hiç bir engelin olmayacağı bir durumdur
ancak bu gerçekleştirildiği zaman insanların birbirleriyle anlaşabilecekleri durum.
duymuyorum arkadaşım anladın mı saygı maygı duymuyorum bu kadar basit, riyaya gerek yok. ben senin benim kafamı siken ideolojine de örümcek beynine de bağnazca sözlerine de inandığın sikimsonik hurefelere de göklere çıkardığın o tırı vırı zatlara da sana da saygı falan duymuyorum duymayacağım da...
yahu bu nasıl bir yalandır "karşıt fikre saygı duymak" yemeyelim kardeşim birbirimizi kimse işine gelmeyen bişeye saygı duymaz. şartlar saygı duymasını gerektirir o kadar. o yine içinden verir veriştirir. eğer dünya özgür bir yer olsaydı zaten saygı diye bir kavram-olgu ne sikimse olmazdı. anlıyorsun değil mi?

ek: tamams sakinim geçti...