bugün

ellerine aldiklari kaval ile ulkemizdeki fareleri peslerine takan, bas rolunu oynadiklari masal daki gibi bir ucuruma dogru ilerleyen "tarih tekerrur den ibarettir" sozunu dogrularcasina kendi felaketlerini hazirlayan masal kahramanlari.
hic bir aciklamasi olmadan, kendi utopyalarini dunya tarihinde gorulmeyen bir kalleslik ve alcaklik ile ayakta tutmaya calisan, yasadiklari ulkenin masumlarini, belediye otobuslerini, ormanlarini hedef alan kahpeliklerine; canak tutan kavalcilari ile birlikte ilerleyen fareler elbet tarihde ki yerlerini alacak.
"her masal mutlu sonla biter"
diye;
bir kanun yok elbet. kaldiki batan gemiyi ilk once farelerin terk ettigini kabul edersek, kavalcilar ucurumdan asagi duserken peslerinden surukledikleri fareler ucurumun dibinde kendi leslerini yemesi normal olacaktir. kanin ve kinin tadini igrenc dislerinde hissetmis olan fareler, emecek kan bulamayinca kavalcilarina dunyayi dar edecektir.
tarih;
farelerden cok kavalcilarlardan hesap soracaktir.
bu versiyonda herkesin elinde birer kaval mutlaka vardir, ama cesitli gruplara ayrilmistirlar:

> repeat after me grubu uyesi olanlar onceden sectikleri liderlerinin caldigi notadan 3 oktav yuksekte calarlar.

> freewill grubu uyelerinin herbiri elinde saksafon caliyormus edasiyla ayni anda farkli sololar atarlar.

> col kobrasi ndakiler kavali calmazlar, farkli amaclarda kullanirlar.

> anarchy in the turkey mensuplari ise kaval yerine cello, viola vb. calar.
(bkz: fareli köyün kavalcısı ve saz arkadaşları)
(bkz: fareli apartmanın kapıcısı)
bir kavalcı çalar ve bizde peşinden giderizdir.

edit:üzgünüm fakat gerçekçi olmakta fayda var.