bugün

görsel

Fantastic Beasts serisinin merakla beklenen yeni filmi Fantastic Beasts: The Secrets of Dumbledore'dan ilk tanıtım geldi. Serinin 3. filmi 15 Nisan 2022'de sinemalarda olacak.

Mads Mikkelsen'in Grindelwald karakterini Johnny Depp'ten devraldığı filmin kadrosunda Jude Law, Eddie Redmayne, Mads Mikkelsen, Dan Fogler, Alison Sudol, Ezra Miller, Callum Turner, Jessica Williams, William Nadylam ve Katherine Waterston da yer alıyor. 

Filmin yönetmenliğini bir kez daha David Yates üstlendi. Senaryosunu J.K. Rowling ve Steve Kloves kaleme aldı.

http://www.ranini.tv/ozel...doredan-ilk-tanitim-geldi
öncelikle (#45489479) üşenmedim * ve posterini yaptım:

görsel

tanım: beklentilerimin mads mikkelsen'den de kaynaklı olarak, cesaret etmek istediğimden daha yüksek olduğu, harry potter evreninden spin-off serinin üçüncü filmi.

ne zaman gideceğimi bilmiyorum ama film iyi de olsa kötü de olsa 2-3 kez izleme ihtimalimin yüksek olduğunu biliyorum zira sinema salonunda hedwig's theme'i dinleme ve hogwarts'ı görme ihtimali insanın eline kaç kez geçiyor ki:)

edit: imla
Filmi izlemeye muhtemelen yarın gideceğim, umarım özlediğim kadar güzel, beklediğim kadar enerjik geçen bir film olmuştur.
dün izlediğim, harry potter evreninde anlatılanlarla olan birtakım tutarsızlıkları saymazsak fantastik canavarlar serisinin en derli toplu filmi. başlı başına çok iyi bir "harry potter evreni" filmi değil, tekrar edeyim, ama serinin en iyi filmi.

özellikle görsel efekt anlamında harry potter serisindeki 8 film de dahil olmak üzere en özenli çalışma bu filmde yapılmış diyebilirim. mest edici sahneler vardı gerçekten. hogwarts'a konuk olmak, john williams müzikleri dinlemek falan bunlar zaten bana -ve benim gibilere- akasya durağını bile pür dikkat izletebilecek detaylar olduğundan uzun uzun övme gereği duymuyorum.

geçelim filmin spoilerlı kısmına.

--spoiler--

serinin adındaki "fantastik canavarlar" kısmını söküp atmaları gerektiğini bildiklerinden logoda bile ufacık, minicik yazmışlar. o kadar anlamsız bir durum bu. bu filmde qilin falan bi fantastik canavarı nispeten başrole oturtmuşlar yine ama kalan 2 filmde (5 film olacağı varsayımıyla) "newt ve fantastik arkadaşlarının" olaya dahil olması gittikçe daha da absürt duracak. hazır şu taze uydurulmuş "kan yemini" şeyini, credence "gizemini", fransız büyücü soyunu (?) falan halının altına süpürmüşken, doğru düzgün bir dumbledore dramı & grindelwald çatışması izleriz umarım gelecekte.

izledik, "eh" dedik geçtik ama filmde fazlasıyla canımı sıkan bir noktaya değinmek istiyorum. kitaplarda dumbledore, ariana'nın ölümüne sebebiyet veren büyüyü yapmış olduğu ihtimalini grindelwald'dan duymaktan korktuğu için kendisiyle yüzleşmekten kaçındığını *açık açık* dile getirmişken bu filmde grindelwald'a olan mesafesini açıklamakta "çünkü seviyodum kardeş, insan sevdiğine ters düşer mi" arabeskini kullanması, hatta "o yüzden o büyüyü kimin yaptığını siktir ettim" falan demesi; hp evrenindeki dumbledore'un o ailevi travmaları taşıyan acı çekmiş imajını bir sahnede yerle bir etti. zaten o meşhur yaz tatilindeki travmalardan sonra hayatın ihtişamlı kısmından elini eteğini çekmiş, sürekli büyücü cüppesi ile gezinen müşfik dumbledore imajını çoktan dağıtmışlardı katalog mankeni gibi dönemin büyük ihtimalle en pahalı takım elbiselerini, deri eldivenlerini giyen ve şık fötr şapkalar takan jude law ile, şimdi bir de bu eklendi.

mads mikkelsen'in muhteşem grindelwald performansının hatrına bu tarz değişikliklerine bu filmde sabrettim ama umarım serinin kalan filmlerinde dumbledore'u kitap çizgisinden daha da uzaklaştırmazlar. genel tavrı, sakinleştirici sesi ile jude law hala o ana dumbledore imajını kurtarma potansiyeline sahip. yeter ki yazarlar "cesur" gözükmek adına evrene sadakatlerini yitirmesin.

son olarak, o son qilin, ölü ikizine seslenince gözümden birkaç damla yaş süzülmüş olabilir-

derken bak yine aklıma geldi. "fantastik canavarlar" ne güzel, ne sevimli bir seri olabilirmiş lan. eddie redmayne'i ayrı, o fantastik yaratıkların özenle çalışılmış görsellerini ayrı sevdim. ne bok yemeye dumbledore gibi aşırı ağır bir karakterin, grindelwald gibi ondan da karanlık bir karakterle çatışmasına yedirdiniz bu güzelim alternatifi? ikisi de ayrı ayrı işlense muhteşem olabilecek farklı hikayelerin bu anlamsız birleşimi, hangi tonda ilerleyeceğine bir türlü karar veremeyen filmler izlememize sebep oluyor. neyse tamam, sakinim.

--spoiler--