bugün

olay her seferinde şöyle sonlanıyor. şimdi aklı evvel bir yazar bir fake nick alıyor, aklı sıra sazan avı yapacak, milleti birbirine kırdırırken bir köşede onları izleyecek, böyle patolojik bir eğlence anlayışına sahip yani. Fakat Allah'ın sopası yok ki, milletle böyle taşak geçerken bir gün bir bakıyorsun, hoooop, adam resmen bu muhabbet maksadıyla aldığı mahlasla ciddi ciddi yazılar yazıyor, cevaplar veriyor falan. Yani dalga geçmek, hiciv yapmak istediği kitlenin bizzat beşeri oluyor. Kendini savunma hali görüyorsun, hani bir nevi stockholm sendromu. Piyasaya farklı amaçlarla girip, sıradanlaşmaya giden zaman diliminde idrak ediyorsun ki bu aynen, süpermen'in, süper güçlere sahip hayali bir karakterin, böyle kanlı-canlı vergi iade zarfı dolduran, karpuzu koklayarak alan adam sıfatına bürünmesi gibi.

edit zarfında şu örnek aklıma geldi, edit bu maksatla yapılmaktadır.

şimdi şahan gökbakar'ın bir röportajında "biz tayfun güneyer değiliz öyle senaryolar yazacak, çünkü bizim zekamız var" deyip, sonra fatih solmaz'ın mizah anlayışıyla taşak geçtikten, onu fatih sonkaz müstear ismiyle yerin dibine soktuktan sonra recep ivedik karakterinin filmini çekmesi.