bugün

arkadaş yazmayayım yazmayayım diyorum fakat artık yeter, sıkı durun!

aslında başlık facebook görgüsüzlüğü olmamalıydı belki de, bahsedeceğim şeyler toplumumuzdaki genel görgüsüzlükler fakat malum artık insanlar sokakta değil facebook ta ve bu görgüsüzlükler de en çok burada karşımıza çıkıyor, bunlardan bazıları;

-yediği yemeğin fotoğrafını çekip facebook ta paylaşmak: apaçisinden akademisyenine, ateistinden müslümanına facebook ta çoğu kişinin yaptığı bir şey bu. kaymaklı künefe yiyip künefe nin kaymağına zoom yapıp paylaşmanın mantığını biri bana açıklasın. ya ilk defa künefe yiyorsun, ya da bakın ben neler yiyorum siz de var mı la kaymaklı künefe yiyecek para diyorsun. her türlü allah belanı versin.

-dünyanın son harikası biricik bebeklerinin fotoğraflarını facebook ta çılgın attırmak: bu da bir iki senedir revaçta. arkadaş herkesin bebeği dünya tatlısı olmuş: minik efe sıçarken, küçük ece kovanın içinde vb. bir sende var zaten çocuk. hayır bir de çocuğun çirkini olmaz hepsi masumdurlar falan ama yamuk kafalı iki aylık bebeğinede dünya tatlısı sıfatını yapıştırma hemen, ben görüyorum en azından.

bunların dışında @starbucks ları, espinho'da porto şarabı içmek leri, adidas'ta alış veriş keyiflerini yazmaya bile gerek yok.

demem o ki: edeb ya hu!
arkanızdaki starbuck yazısının kafanızdan büyük olduğu andır.
Ne zaman biter bu moda allah bilir hani ölse vasiyet eder mezar taşının fotoğrafını paylaştırır face'de ışte öyle de ısrarcıdır.
insanların içindeki ünlü olma isteğini çok iyi şekilde tatmin etmiş sitelerdir facebook ve twitter. birileri tarafından takip edilmek insanların egolarını okşar, sırf bu sebepten dolayı artık insanlar yaptıkları aktivitelerden keyif almak yerine onları insanlara göstermekten keyif almaktadır. ve en ufak bir yozlaşma da çocuklarda olmaktadır. küçük çocuk -sokakta oynaması gereken çocuk- facebooka girer ve orda gereksiz gruplara katılır, gelişimini ciddi derecede etkileyecek şeyler öğrenir. 9 yaşındaki kuzenim saçma sapan resimler paylaşıp inci siker falan yazmaya başlamış, ciddiyim.
kedi, köpeklerinin fotosunu kapak fotoğrafı yapmak dayanılmaz çekilmez bi görgüsüzlük. veya iphonelar masanın üstünde. hayır yani iphone 4S cebinizdeyken şebeke çekmiyor mu illa görünür mü olması mı gerek.
Sigara içen ergenlerin bunu facebook'tan duyurmasıdır. Ayrıca saçma sapan tumblr fotoğrafları da artık sıkmıştır. Siktirin gidin blog açın orda yiyin ne bok yiyecekseniz. Değil mi ama? Ayrıca dudak büzüştürmelere, sarı saç mavi göz kombinasyonunu şans eseri yakalamış insanların bunun bokunu çıkarmasınada şahit oluruz ki bu başka bir başlığın konusudur.
facebook hayatımızda o kadar büyük yer edinmişki, artık ölen yakınımızı bile durum paylaşarak bildiriyoruz..
iğrenç bir yer bir iki defa kapatmaya çalıştım tekrar açtım ama bı daha kapatırsam geri dönmeyeceğim mekan. insanlar sadece mutlu anlarını paylasıyor kımse mutsuz bır anını paylasmıyor sonra ulan bı benmıyım dusunen bı benmıyım mutsuz dıyorsun aslında onlarında mutsuz oldugunu bilerek. bide su köşede ki aptal bant ne yapsan yazıyor ya o çok kötü.
yazilan sözlerin kötülüğünden mi bahsetsem yoksaa bicikbicik birbirinin duvarina yazan sevgililerden mi yada selam tanisalim mi diyen apaçilerinden mi. Karar vermek zor. Toplasan 10 kisi için kullandiğimiz face hesabinda yüzlerce insanla arkadasiz. Böylede samimiyetsiz.
facebook'ta 'görgü' arayan yazarın hezeyanı.

facebook zaten başlı başına görgüsüzlüktür esasen, insanların hayatlarınızı kurcalamasına gönüllü bir biçimde izin vermenizdir. bunu kimi belirli ölçülerde yapar kimi vurmakla yetinmez öldürür. bana facebook hesabı olan kimse kendini insanlara anlatmak ve 'bakın işte ben buyum' demek gibi bir derdinin olmadığını söylemesin, kıçımla bile gülmem. ki aslında bu kötü bir şey de değildir. sonuçta her insan kendini anlatmak ister. bu da bir ihtiyaçtır sonuçta. ama dünya kadar insanın kullandığı ve görgüsüzlük yapmanın moda sayıldığı bir ortamda bunun 'belli sınırlar içinde' olmasını beklemekte pek gerçekçi değil. diyeceğim o ki, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. nasılsa onlar da sıkılır zamanla bu saçmalıktan.
zamanla alışabileceğimiz bir yapılanmadır.
toplumumuzda son yıllarda kendisini iyiden iyiye hissettirmiş, bireyleri adeta esir almış, internet kültüründen de öte, bir facebook kültürünün neden olduğu görgüsüzlüktür. hayatımızı facebook'a göre şekillendirir olduk. profil resminin çekiciliği, paylaşımlardan alınan beğeni sayısının fazlalığı; hasılı egolarımızı zirveye çıkarmaya yardımcı bu hadiselerin günlük yaşantımızın tamamına hakim olmaya başlaması, onu şekillendirmesi aslında nasıl bir tehlikeye doğru ilerlediğimizin habercisidir. her anımızı adım adım, yazılı yada görsel olarak belgeleme isteği içinde olmuyor muyuz? kaç bardak su içildiğinden tutun da, af edersiniz sıçarken kaç sigara tüketildi, ne kadar vakit harcandı, neler düşünüldü şeklinde facebook'ta belgelendirme girişiminde bulunanlarımız yok mu? elbette var! yoksa da çok yakın bir zamanda bunlar olacak ve çok doğal, ahlaki bir eylem haline gelecektir. gittiğimiz manzarası güzel bir yerin kaçımız fotoğraf çekinmek yerine güzelliğini yaşayıp, algılayabildik? güzel bir mekanda yemek yerken, yemeğin lezzeti, fotoğrafın facebook'ta kaç beğeni alacağı kaygısının önüne hiç geçmiş midir? sanmıyorum! peki ya alkol masasındaki ziyafetini aşikar şekilde paylaşmanın mantığına ne demeli? bu entelektüel bir hava mı kattı sana? çok mu modern oldun? neyi ıspatlamaya çalıştın? sorular, sorular, sorular... a dostlar! facebook, farketmesek de sahip olduğumuz değerleri günden güne yozlaştırıyor, görgüsüzlük eylemini normalleştiriyor.
facebook da görgü aramak yanlıştır. insanların birbirlerine en iyi şekilde hava atabildikleri, sahip olduklarını gösterebildikleri üstelik bununda normal bir şeymiş gibi karşılandığı bir site.
- "ayy! bu resimde çok iğrenç çıktım sakın ekleme facebooka" gibi repliklere sebep olur.
arabasıyla resim çektirir facebooka yükler. sebebi, hava atmak, karı kız düşürmektir.
kedisiyle, köpeğiyle resim çektirir facebooka yükler. asıl sebebi karı kız düşürmektir.
Siyasi bir video paylaşılır altına sadece küfür yazarlar. sebebi akıllıca cümleler kuramadıkları için tarafınıda belli etmeleri gerektiğini düşündükleri için küfür yazarlar.
arkadaşlarına resimlerini ıvırlarını zıvırlarını beğenlemeri için yalvarır. yeni tanıştığın birisi hemen facebookda seni ne diye aratınca bulurum der. bir kere göz ucuyla selam verdiğini birini hemen arkadaş olarak ekler, amaç arkadaş listesi büyük olsun. (yenibiris.com üzerinden bir iş ilanına başvururken ilan otomatik olarak bir kaç tane soru sormuştu,
- facebookda kaç arkadaşınız var?
-hangi sosyal medyayı daha etkin bir biçimde kullanıyorsunuz?

bu tip soru sorarak işe alan bir işletme olduktan sonra, facebook ne yapsın ki. tek temennim bir an önce facebook furyasının bitmesi. yerine illaki başka bir şey gelir ama olsun bir süre ortalık rahatlar.
Gittiği her yeri foursquare de gözümüze sokan facebook ana sayfasında başka hiçbir şey bulunmayanlardır.
güncel Önemli Başlıklar