bugün

en düşük ücreti alıp, en yoğun bedensel çalışmayı yapan işçilerin sadece haftada bir gün dinlenmesidir. o günü mesai olarak işveren el koymadıysa.
insanların dünyaya kapitalizme kölelik yapmaya gelmiş olmasının ispatıdır.
bazı bakanların bakış açısının "benim işçim memleket kalkınsın diye gerekirse günde 14 saat de çalışır" diyecek kadar empatiden yoksun olduğu bir ülkenin gerçeklerinden biridir.
özellikle ağır sanayi, maden ocakları v.s gibi yerlerde çalışanlar için kesinlikle yetersizdir.
kapitalizmin, omuzunda yükseldiği insanları çökerttiğine dair güzel bir örnektir.
(bkz: altta kalanın canı çıksın)
ayda bir kere olmak üzere, vardiya dönüşüm saatleri sebebiyle 56 saat tatil yapar. yine de azdır.
birileri çalışmasın, göt üstünde keyif yapsın diye
fazladan çalışanların;
maaş alınca teşekkür edenlerin ülkesinden sevgiler.
bence pazar günü de çalıştırılmalılar. işçilerin hafta içi mesaiden çaldıkları zaman hesaplanıp pazar günü çalıştırılarak telafi edilmelidir. işçiler hakları elinden alındıkça mutlu olmuşlardır. önceden durmadan bar bar bağırırlardı, hak ararlardı/arayabilirlerdi. fakat şimdi öyle mi? kıdem tazminatı, grev hakkı, mesai saatleri düzenlemesi ellerinden alındıkça mutlu oldular ve bunları yapanlara gidip üye oldular.