bugün

lise yıllarım geldi aklıma.
faber castell'in sadece bu kalemin satışından gelen parayla yedi ceddini doyurabileceği gerçeğini de beraberinde getiren, ilkokulun efsanesi kalem. bir tarafı mavi bir tarafı kırmızı ve yeşil olan renkleri de hayalimizi süslerdei.
arkası kemirilir bu kalemin. sonra dudaklarınız kırmızı olur. garip birde kokusu vardır.
çocukluk rujum.o değil de pembe yazmasına uyuz oluyordum ben bunun madem pembe yazıyo neden adı kırmızı kalem falan deyin.
O benim küüklüğümün 'Kırmızı' ruju.. Islatır ıslatır dudaklarıma ruj niyetine sürerdim. Annemde üstüne acı biber sürünce, tam olurdu.
valla bu kalemin arkası kemirilerek düşünme eylemi yapılmaması yetkililerce uyarılmalıdır. genç yaşta travesti muamelesi görmek yakın arkadaşların tarafından hoş olmuyor çünkü... üzerinde uyarı işareti olması şart..
küçük kızların aynanın karşısına geçerek oralarına buralarına sürdüğü kalem.
silinmesi zor olan ve ölümüne bastırarak yazı yazdığımız kalem.
tırnaklarımız kırılıncaya kadar üstüne sıkıca bastırıp boyamaya çalştığımız kalem. çocuk olmak lazım hep hep hep.
bir şekilde yanlışlıkla da olsa insanın ağzına ucunun değdiği andaki o acı tadı anımsadım şimdi.
bir tarafı kırmızı, bir tarafı mavi olanları da vardır.
johann faber kırmızı kursun kalemin yanında pembelik , yumuşaklık , incelik , naiflik , zariflik ve buna benzer meziyetler hususunda halt etmiş bir kırmızı kalem markası..

hoca not aldırırken başlık geldiğinde kurşun kalemle kırmızı kalemi değiştireceğiz diye telef olurduk..hey gidi hey..
kendine has bir kokusu vardır bu kalemin.
hernekadar adi kirmizi olsada pembe yazan bu kalem; ilkokul birden orta ikinci sinifa kadar kesin bir sekilde ogrencilerin cantalarinda ki demirbaslardan birtanesidir.anne dandikten bir kirmizi kalem aldiginda neden faber castell degil diye aglatir o kadar bagimlilik yapar.gunun anlam ve onemini belirten herhangi bir kompozisyonda onunla baslik atmak farzdir.