bugün

isimlerini bal yapamadıkları için almış olabilirler. bi bal yapamıyorsun lan eşek misin.
eşek arıları da bal yapmış olsaydı; 5 kavonoz bal 50 lira olabilirdi.
(bkz: bal deresi)
yaratılan her mahluğun hayatta bir yeri ve görevinin olması durumu ile arı olduğu halde bal yapması gerekliliğini sorunsal olmaktan çıkartır.

--spoiler--
Bok Böceği

Adamın biri bir gün bahçesinde otururken boktan top yapan bir bok böceğini görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:

"Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?"

Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış. Derdine kimseler çare bulamamış.

En sonunda bilge bir doktor ''Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin." demiş.

Adam köfteyi çakmış ve 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş. En birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu ne rahatlık ne be adam!."

Adam şöyle cevap vermiş: ''Kurban olduğumun bir kere işine karıştım bana kırk gün bok yedirdi, ister yüzdürür, ister batırır ben karışmam kardeşim."
--spoiler--
--spoiler--
Yeni ilmi araştırmalar arı zehirinin en kuvvetli bir antibiyotik olduğu neticesine varır. Araştırıcılar 20 ppm.lik arı zehiri çözeltisinin mikrop öldürücü olduğunu tesbit etmişlerdir. Paramezyum denilen mikroskobik canlı 100 ppm.lik arı zehiri çözeltisinde hemen 20 ppm.lik çözeltide ise 30 saniyelik bir bekleme neticesinden öleceği 17 ppm. nisbetinde de bölünmede bölünme hadisesinin görüleceği düşünülür. Bu açıklamalardan; değişik ölçülerde arı zehiri ihtiva eden çözeltinin biyolojik tesirlerinin de o ölçülerde olabileceği anlaşılır.

Yapılan araştırmalar arı zehirinin çok sayıda hastalık tedavisinde faydalı olduğunu tespit etmiştir. Arı zehiri ile tedavi yaygın hale gelmiş dünya devletlerinin bir kaçında arı sokmasıyla tedavi merkezleri açılmıştır. Arı sokmasıyla tedavi edilen hastalıklardan biri de romatizmadır. Uzun yıllar süren araştırmalar neticesinde 1897 yılında neşredilen bir makalede arı zehiririn romatizmada ciddi ve isabetli bir ilaç olduğu belirtilmişitir.

Arı zehiri bazı cilt hastalıklarında faydalı bir ilaçtır. Onun Sülfidin gibi bazı ilaçlarla karıştırılmasıyla yüzdeki çıbanların tedavisinde tesirli olduğu görülmüştür. Aynı şekilde o cilt veremi için de isabetli bir ilaçtır. Petersburg Enstitüsü Profesörlerinden M. Lokosliu 1864 yılında arı zehirinin sıtma tedavisinde tesirli olduğuna dair bir makale neşretmiştir. 1861'de Dr. Soliz 1859 baharında sıtmanın her çeşidi için arı zehirinin ilaç olarak kullanıldığını açıklar.
En gelişmiş bilgisayar saniyede 16 milyar işlem yaparken bir arı beyni saniyede 10 trilyon işlem yapabiliyor

Prof. Dr. Davut Başaran arılarla ilgili teorik araştırmalar yaptığını belirtti. Arılarla içiçe büyüdüğünü ve çok sevdiğini bu nedenle “arıların gizemli dünyasını” irdelediğini anlatan Başaran arıların çok mükemmel işleyen bir yaşamları olduğunu anlattı.
--spoiler--

kaynak: mynet.com
eşek her yerde eşek işte!
(bkz: zeki ama çalışmıyor)
bal arıları ve alaca arı (bombus) dışındaki arılar bal yapmazlar.

eşek arıları özellikle tırtıl ve kurtçukları yiyerek tarım alanlarındaki zararlı istilalarının azalmalarına neden olarak doğal döngüye katkıda bulunurlar.
arılar büyüleyici hayvanlardır. bal arısı diye tabir ettiğimiz tür, 1 kraliçe, birkaç erkek ve çok miktarda cinsiyetsiz arıdan oluşan koloniler halinde yaşar. kraliçe ve erkek arılar daima kovandadır ve işçi arılar diye tabir ettiğimiz bal arıları, kovan dışına çiçek özü toplamaya, bunu yaparken polen taşımaya, bulduğu çiçek özünün miktarıyla ilgili özel bir dans yapıp diğer arıları çağırmaya çıkar.

eşek arısı ise yuvalarını ağaç kovuklarında, duvar oyuklarında kurarlar .yuvaların içi, çiğnenmiş bitkisel maddelerin tükürükle karışmasından oluşmuş, kağıda benzer peteklerle döşelidir. eşek arıları ağızlarındaki dişleriyle ısırır. ancak zorda kaldığı vakit iğnesini batırır. bu iğne zehirlidir.sokması çok ağrı veren eşekarısının zehiri, insanda ağır alerji tepkilerine yol açabilir. kraliçeleri yoktur ve erkek - dişi kavramı bal arılarından daha değişkendir. 1 sene erkek, 1 sene dişi oldukları rivayet edilir. bal yapmazlar, çünkü ekolojik nişleri arasında öyle bir şey yoktur.
bal yapamayan arılardır.
Bunu örnek verecek olursak, bazı insanların da bu eşşeklikten nasbini almış olduğunu göreceğiz ki; bal yapmayan arı misali bazı insanlar sürekli konuşur, sürekli akıl verir ve sürekli birşeylere karışır ama iş yapmaya gelince söylediklerinin sadece lafta kaldığını görürsünüz, yani sen bütün gün uç vızz, vızzz, diye ama bal yapma eee! Ne konuşuyorsun o zaman?
onlar daha çok taşımacılıkta kullanıldıklarından bal yapmaya vakitleri yoktur.
(bkz: şu balları haççe teyzeye bırak hadi sallanma)
bir enteresan bilgi de benden olsun. eşek arılarının kanatları vücutlarına göre küçüktür. yani aerodinamik açıdan eşek arısının uçamaması gerekir ama uçmaktadır. bilim henüz bu olayı çözememiştir.