bugün

saygı gösteriyorum ama biolojik olarak rahatsızlıktır.

şimdi doğal seleksiyonun doğanın şleyişi vardır.
üreme ve dişi erkek bunun bayrak taşıyanlarıdır.
sen üreme olmaksızın cinsellik yaşıyorsan bu doğanın dahilinde değildir.
yani yazılımcı olarak bakarsa kod açığıdır.sistem boşluğudur.

ha saygı gösteririm elbette ama özünde bir bozukluktur.
muhabbetin dibine nadir vurabildigim cok sevilen insanlardir. evet kimliktir ve hor gorulmemesi gerekir.
Bir hastalıkdır denilemez fakat kanıtlanmış bir hormon bozukluğudur ve tedavisi de mevcuttur fakat her zaman kesin sonuç vermez. Kişi ya bununla yüzleşir ve tedavi olmayı seçer ya da böyle yaşamayı. işte işin kimlik kısmı bu zaten. Ayrıca eşcinsel eğilimi olan bir çok kişinin hormonal bozukluğunun sebebi de geçmişte çocukluk döneminden kalma bir travma ya da travmalarda olabilir ve kullandığımız bir çok ilacında hormonal dengesizliklere yol açtığı tıp dünyasının kabul ettiği bir gerçektir.
her eşcinselin hormonları bozuk değildir. Birçok arkadaşım hormonlarına da baktırmıştır gayet de normal çıkmıştır. Eşcinsellik bir cinsel yönelimdir ve bu yönelimin sebebi ne hormon ne de hastalıklır. Yönelimin sebebi yetiştirilme tarzı, bastırılmış duygular olabildiği gibi tamamen doğuştan bir his olarak da gelebilir insana. Eşcinsellik bir tercih de değildir. Ben çayı da kahveyi de denedim çayı da severim ama hep kahve içeceğim kahveyi tercih ediyorum gibi bir durum ortada yoktur. insanın içinden kahveyi sevmek geliyorsa çayı düşünemez bile.
Anormal birşeyi normalleştirme çabasıdır. Bence küçük yaşta tacize uğramış, anne yada baba sevgisi görememiş ve benzeri özgüvensizlik yaratan olaylar yaşamış, bunlardan dolayı sevgiyi yanlış yerlerde aramanın sonucu olan hastalıktır.
Biyolojik olarak "rahatsızlık" ya da sadece "hormon bozukluğu" olarak tanımlamanın yetersiz olacağı bir fenomendir.

öncelikle eşcinsellik sadece bir hormon bozukluğu değildir ve tedavisi mevcut değildir. Pediatrics 2004 haziran sayısında American Academy of Pediatrics tarafından yayınlanmış sexual orientation and adolescents makalesinden: (kaynak: Frankowski BL; American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence (June 2004). "Sexual orientation and adolescents". Pediatrics 113 (6): 1827)
"Sexual orientation probably is not determined by any one factor but by a combination of genetic, hormonal, and environmental influences."
yaklaşık olarak türkçeye şöyle çevrilebilir: "cinsel yönelimin tek bir faktör tarafından belirlenmez, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bunda etkisi olduğu düşünülmektedir."

ufak bir araştırmayla çok daha fazla araştırmaya ulaşabilir gerçekten merak eden yazarlar ancak benim kanıtlamak istediğim şey için sadece bu yeterli olduğundan uğraşmıyorum -ve üşendiğimden.
****

evrim mekanizmalarına ters görünen bir şeyi doğrudan "hastalık" "rahatsızlık" olarak tanımlamak saçmalıktan başka bir şey değildir. öncelikle şunlara bakınız: S.W. Cole, Social threat, personal identity, and physical health in closeted gay men, in Sexual orientation and mental health: Examining identity and development in lesbian, gay, and bisexual people, 245-67 (A.M. Omoto & H.S. Kurtzman eds., 2006); E.D. Strachan et al.,
Disclosure of HIV status and sexual orientation independently predicts increased absolute CD4 cell counts over time for psychiatric patients,
Psychosomatic Medicine, 69, 74-80 (2007); P.M. Ullrich, et. al., Concealment of homosexual identity, social support and CD4 cell count
among HIV-seropositive gay men, 54 J. of Psychosomatic Research 205- 212 (2003)
bu makaleler eşcinselliğin fiziksel veya zihinsel bir "rahatsızlık" olmadığını, eşcinsel bireylerin gayet sağlıklı olduklarını anlatıyor. Şimdi de sıra asıl hatalı olan argümanda: doğal seleksiyonun doğanın şleyişi vardır ve eşcinsellik bu işleyişe karşıdır, doğanın dahilinde değildir. Öncelikle insanlarda %11e ulaşan oranda (kaynak: Gary J. Gates, Williams Distinguished Scholar; April 2011; How many people are lesbian, gay, bisexual,and transgender?. link: http://williamsinstitute....-People-LGBT-Apr-2011.pdf) görülüyorsa bu doğanın dahilindedir. hatta insanı da bırak, daha 1999da 1,500 türde -primatlardan bağırsak kurtlarına- eşcinsellik gözlemlenmiş ki bu sayı bugün çok daha fazla ve hala kayıt altına alınamamışlar türler var (Harrold, Max (1999-02-16). "Biological Exuberance: Animal Homosexuality and Natural Diversity". The Advocate). şimdi doğada bu kadar çeşitli ve bu kadar sık gözlenen bir fenomeni "doğal değil" ve "evrim mekanizmalarına" aykırı diye nitelendirmeden önce biraz düşünmek gerek. Evolution and Human Behavior'da 2008de yayınlanan Genetic factors predisposing to homosexuality may increase mating success in heterosexuals başlıklı çalışmada biliminsanları şöyle diyor: "it is not known how homosexuality, which tends to lower reproductive success, is maintained in the population at a relatively high frequency."[...] "while genes predisposing to homosexuality reduce homosexuals' reproductive success, they may confer some advantage in heterosexuals who carry them"[...] "genes predisposing to homosexuality may confer a mating advantage in heterosexuals, which could help explain the evolution and maintenance of homosexuality in the population" yani diyorlar ki: evet eşcinseller üremiyor ve genlerini gelecek nesle aktaramıyor, bu yüzden de doğal seçilimde eşcinselliğin yok olacağını öngörmek mantıklı olabilirdi. ama heyhat! şu işe bakın ki insan ve diğer hayvan popülasyonlarında gayet yüksek bir frekansda rastlanılıyor. bu kadar zaman sürüklenip bugünlere geldiyse bu fenomen ve bu kadar sık raslanıyorsa, o zaman bir şekilde -doğrudan mantık yürütmeyle anlaşılamayak bir şekilde- doğal seçilime hizmet ettiğini varsayabiliriz -sadece tam mekanizmasını bilemiyoruz.

velhasılıkelam eşcinsellik bir "hastalık" veya "rahatsızlık" değildir ve eşcinsel bireyler heteroseksüel bireyler kadar sağlıklıdır. ayrıca hormon bozukluğu da değildir ve "tedavisi" yoktur-tedavi gerektircek bir şey yoktur ortada aslında. homoseksüellik "doğal"dır ve doğada gayet sık rastlanabilinir. ilk bakışta doğal seçilime ters gelse de bu kadar sık rastlanması bunun, popülasyonun gen havuzuna bir şekilde katkıda bulunduğunu gösterir. bu arada şöyle bir mantık yürütme de saçmalıktan ibarettir: evrim mekanizmlarına ters görünen herhangi bir şey biyolojik olarak "rahatsızlık" değildir. hele gereğinden büyük beyinlerimizle bu mekanizmaları gayet manipüle edebildiğimiz şu günlerde.
bakıyorum da, ne kadar zındık varsa hep bu tarz şeyleri savunuyor, sırf bu bile yanlış olduğuna delildir,

düşünsene: kadın erkek herkes ibne olmuş, kaç yıl daha sürer insan hayatı?
yani genel için yanlış olan senin için değil mi.
eşcinsellik hastalık değilse birisinin çıkıp kadın ve erkeğin birbirine olan uyumunu açıklaması gerek, birleşip yeni insan yapmaları, üstelik zevk almaları. eşcinsellik kimlik arayışı değil psikolojik sorundur.
Eşcinsel olmayan beyinler hemen nasıl da hastalıktır diyor.
Adam, kadın böyle doğmuş. Senin nasıl sarışın, çekik gözlüysen o da eşcinsel. Zararları var mı ülkeye? Yok. Kendilerine olabilir. Bu da sizi ilgilendirmez.

Not:Toplumun normal olarak nitelendirdiği bir bireyim.
eşcinselliğe hastalık sapıklık diyenlere bir sorum olacak, tecavüz taciz olaylarını gerçekleştirenlerin hepsi ama hepsi, sizin normal olarak adlandırdığınız hetero insanlar.. şimdi hangisi gerçek sapık? yada hangisi daha sapık?

bir film repliğiydi sanırım "eşcinsel değilim ama aşkın ne olduğunu çok iyi bilirim" diye.. hakaretleriniz küfürleriniz aşağılamalarınız, siz çok ahlaklı çok mükemmelsiniz değil mi? bi rahat bırakın artık o çocukları..
ne demiş dekart: iddia ediyorum, öyleyse haklıyım. tabi dekart dedüktif bir hata yaptığının farkında değildi.
binyıl öncesinden kalan normları evrendeki tek doğru bilip eskilerden gördüğü tüm değer yargılarını sorgulamadan sindirenler için gösterilen kaynakların, yıllar süren araştırmaların, emeğin zaten bir anlamı yok. onlar zaten her zaman haklı ve haklı kalacaklar. diğerleri için bir kaç konuda kafa açayım:

"eşcinsellik hastalık değilse birisinin çıkıp kadın ve erkeğin birbirine olan uyumunu açıklaması gerek"

bakınız: ispat yükünün terslenmesi safsatası: birşeyi(eşcinsellik hastalık mı ola ki?) sorgulayan birine sorgulamasının temellerini ispatlama yükünü yıkamazsın.
yine de bu tartışma kültürü yoksunluk sendromunu görmezden gelebiliriz çünkü o sorunun muhattabı olan birisi açıklama yaptı. hatta 15 yıl geçti üzerinden. biraz araştırmayla daha önce yapılan açıklamalara da ulaşılabilinir aslında. o birisi University College London'dan Andreas Bartels yazısına da The neural basis of romantic love ismini vermiş: http://www.vislab.ucl.ac....pdf/NeuralBasisOfLove.pdf

*
herneyse uzatmanın, lafı çevirmenin bir anlamı yok. gerçekten sırf kendi tabularına ters düştüğü için eşcinsellere saldırmayan ve gerçekten bu "birisinin yaptığı açıklamayı" merak eden biri google'a sorarak şu yazıya ulaşabilirdi rahatlıkla ve tüm sorularının cevabını alabilirdi: Aşkın Evrimi ve Neden, Nasıl Aşık Olduğumuz Üzerine: http://www.evrimagaci.org/makale/398 -hem de türkçe ve tamamen bilimsel, geçerli argümanlara dayalı bir yazı.
ama tabi ki burda mesele gerçekleri öğrenmek veya bilimsel merak değil. ne kadar çürütsen de ne kadar kaynak göstersen de hiç bir anlamı yok. dededen duyma, ezberlenmiş aynı cümeleleri tekrar tekrar argüman diye sunuluyor.
bitirmeden yine google'a sorup bulduğum şu yazıyı da paylaşayım, gerçekten konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için: eşcinselliğin biyolojik temelleri, evrimsel bakışaçısı ile incelenmesi ve hastalık olup olmadığı sorunu, Eşcinsellik ve Evrim: http://www.evrimagaci.org/makale/117
'adam öyle doğmuşsa ne olacak' diyenler olabilir,

doğuştan gelen hastalıklarını tedavi ettirmeye çalışmıyormusun kardeşim, bu da aynen öyle, üstelik tedavisi de var,
tedavi edilebiliyorsa hastalıktır öyle değilmi?
Eşcinselliğin bazısı hastalıkken bazısı doğuştan böyle bir eğilim gösterir.Ben bunun bir kimlik yada hastalıktan ziyade renk gibi zevk kategorisine girmesini düşünüyorum.Sizin diğer insanlardan farklı rengi sevmeniz gibi.
Evvela bur bi rahatsizliksa da veya değilse de hor görülüp asagilanmamasi, en insani tutumdur. Bunun yaninda eşcinsel olmak bir kimlik bunalımıdır. Insan olmadigi birsey oldugunu iddia ediyorsa ilk goze çarpan bu kimlik karmasasidir. Bu durum belli bir tarihe kadar psikoloji biliminin kitaplarında akademik makalelerinde görülebilir. Sonradan yavas yavas bu tavir terkedilsede aksini gösteren bulgular içeren bir akademik calisma yoktur. Ancak sosyal hayat alaninda cesitli calismalar yapilmis ve is ajitasyona dönmüştür. Bu sosyal tabanda yapilan calismalar escinselligin getirdigi sosyal zorluklari konu edinmiştir. Halbuki bunlar olayin sosyal acidan sonuçlaridir. Escinselligin temel sebepleri ve rahatsizlik olmadigi yönünde bir veri icermez ise de bu calismalardaki insanin icini acitan üzen hadiselerden dolayi insanlar üzülüp evet bu bir hastaliktir diyemez.
günaha ortak olunmamalıdır.
dedirtir.
hasta bir kimliğe sahip olmaktır. doğuştan gelen bir hastalık yada sonradan oluşan bir hastalıktır. bilimsel olarak kanıtlanmıştır. sizi duygularınız değil hormonlarınız yönlendirir. şimdi sevişin.

edit: eşcinseller tepkisini göstermiş yazık.
(bkz: afedersin eşcinsel)
Bir Uzun adam deyimidir.
ne kimliği. nerde verdiler lan sana o kimliği. kandırmışlar seni.
bunu topluma benimsetmeye çalışmayın lütfen . Allah adem ile havvayı yarattı . adem ile ibrahim degil. aklınızı başınıza alın .
bunu topluma benimsetmeye çalışmayın lütfen . Allah adem ile havvayı yarattı . adem ile ibrahim degil. aklınızı başınıza alın .
Kimileri için hormonal bozukluk kimileri için cinsel yönelimdir. Eşcinsel haliyle kendini zorla heteroseksüel yapacak hali yoktur öyledir öyle gidecektir.

(bkz: insanların doktor kesilmesi)
Ne olduğunu bilmiyorum ama Allah istediyse olmuştur.
hastalık mıdır orası tartışılır ama doğuştan gelir ve kesinlikle tercih değildir.
valla bildiğin ruh hastalığıdır. hemde en ağırından. hiç öyle kimliktir, şudur budur çabalarına girmeyin yemezler.
sokak röportajında dayımızın dediği gibi...

(bkz: alın viren razı kime nolir)
güncel Önemli Başlıklar