bugün

türkiye'de çekilmiş en iyi diziden akılda kalanlar ve uzun yıllar hatırlanacak olanlardır. aslında tonlarca şey var ama lafı olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım. (spoiler içerir)


--spoiler--

*oyunculuklar ve senaryo: zaten dizinin bu hale gelmesindeki en büyük iki etken. belki ayrı ayrı ele alınıp yazılması gerekiyordu; ancak ikisinin de alışılmışın dışında olması bir diziyi en iyi yapıyor işte..

*ezel: kenan imirzalıoğlu'nun oyunculukta çağ atladığı karakter. zeki, düşünerek iş yapan ve 'dışı ezel, içi ömer' olan adam rolünü mükemmel oynadı. özellikle ağlaması çok gerçekçiydi. leonardo dicaprio bir, kenan iki yani o derece samimi geldi bana her zaman.. (bkz: dayının ölme sahnesi)

*ali: sabırsız, delikanlı, başına buyruk, "banane lan!" havalarında; seyircinin en sevdiği adamlardan biri. barış falay'ın harika performansı bu karakteri bambaşka yaptı.. her bölüm saydırması ile de hatırlanabilir. hatta yusuf eğir'i kaçırmaya gittikleri bir bölümde limuzin falan vardı. oralarda bir 5-10 sn. aralıksız "dıııııt" koydular. şahsen ben bildiğim tüm küfürleri söylesem yetmez. bir de unutulmaz repliği var tabi: (bkz: noluyo lan)

*cengiz: öncelikle (bkz: yazık la kimin çocuğuysa). yiğit özşener sayesinde türk dizi tarihinin en kötü adamları listesine kafadan giriş yaptı. bana göre, oynadığı karakterin ruh halini bütünüyle aktaran en iyi oyuncuydu. çoğu kişi gibi benim de favori adamımdı cengiz. yanlış anlaşılmasın; kötü bir şey yapınca "yürü be cengo!" diyen tiplerden değilim. kendime en yakın bulduğum karakter olmasının nedeni yalnızlığı idi. yalnız ve kıskanç bir adam ancak bu kadar güzel oynanabilirdi.* gerçekten olağanüstü bir oyuncu. (bkz: hadi be) repliği de yıllarca hatırlanacaktır...

*eyşan: senaristlerin bu ismi 'şeytan' kelimesinin harflerini karıştırarak bulduklarını düşünüyorum. kaç tane erkeği elinde oynattı lan kadın! isteyip de elde edemediği şey yoktu. cansu dere her ne kadar oyunculuktan gelmemiş de olsa, özellikle dizinin 2. sezonundaki performansını görmemek için kör olmak lazım. güzel kadın vesselam...

*dayı: her lafı aforizma değeri taşıyan bilge insan. usta oyuncu tuncel kurtiz'in çok şey bilen yüz ifadesini ve ilk sezon ali ile olan karşılaşmalarındaki 'cool'luğu ile aklımdan hiç çıkmayacak. "yeğen" ve "demek ki neymiş mesele?.." diye başlayan lafları meşhurdur. son oyununu öldükten sonra oynamıştır.

*kenan: (bkz: forever alone) haluk bilginer'in world class oyunculuğunu anlatmaya gerek yok zaten. o, yıllarca intikam için bekleyen; ama ufaktan tırsan adamı çok iyi oynadı. zamanında kenan birkan şener şen olsun diye bir şeyler vardı; iyi ki olmamış.

*tefo: en harbi karakter. mutluluğu belki de en çok o hakketti, olmadı.*

*şebnem: şarışın aptal rolü ile bizimkileri uyutan, dizinin en güzel oyuncusu; ajan. o son uyuşturucuyu almayacaktın şebo!

*temmuz: sayko. kısa pantolon, converse ve yelek kombinasyonunu hasta bir ruhla birleştiren soğukkanlı, az konuşan, ışınlanabilen* kiralık katil. öldüğüne sevinmemiz lazımken üzülmeyen yoktur heralde. (bkz: böyle adamlar zor gelir)

*bahar: dizide en çok sırıtan karakterdi sanırsam. fazla iyiydi. her şey bunun yüzünden oldu; o da kanser olmasaydı canım!

*kamil: ezel'in ayak işlerini yapan sadık adamı. ilk kurbanlardan biri idi sanırım. ezel sürekli çağırıyordu bunu, "hayrola ezel?" -"kamil burda kal!" "ezel?!" derken ezel basıp gidiyordu. büyük ihtimal hep dolmuşla dönüyordu. aklımda kalan şeye bak arkadaş!

*azad: dizideki en iyi bayan oyuncu. burçin terzioğlu gülmesi ve ağlamasıyla ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu gösterdi. hakikaten çok güzel gülüyordu...

*mümtaz amca & meliha teyze: cennetlik insanlar. çekmedikleri çile yok. (bkz: yazık lan)

*mert: kötü öldü; serdar pis çarptı.*

*serdar: a.k.a. yakışıklı serdar. tek kelimeyle tilki. kızları dahil herkesi, her şeyi kullanabilecek kadar alçak. senaryoya göre bu olmasaydı dizi de olmazdı. ulan ali'nin o küçük çocuğu öldürdüğünü öğrenmiş; adamdaki background check e bak lan! "eyşan, kızım, babacığını almıycan mı içeri?" "ben size naptım kızım, yoksa babacığınızı istemiyor musunuz artık?" gibi gıcık söylemlerle akıllarda yer etmiştir. (bkz: babacık) çok sevmiştim ben bu adamı...

*bade: berrak tüzünataç yerine başkası olsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. çok ama çok donuk oynadı yani kaç kere kanal değiştirdim.. ezel gibi bir dizi de olacak şey mi? bir tek ben mi böyle düşünüyorum diye etrafımdaki insanlara sordum, onlar da ısınamamış bu karaktere. (bkz: öleydi iyiydi)

*kaya: aklımda kalan tek şey rocco oldu.*

*selma: zamanında az değilmiş...

*eskiler: 1970 yılları yani... çok detaylı ve ince işlendi o kısımlar.

***

çoğunluğun hemfikir olduğu şey ise şudur ki; artık diziler ezel ve diğerleri şeklinde anılacak. böyle oyuncular böyle senaryo bir daha zor bir araya gelir. buram buram kalite kokuyordu sahneler, mekanlar falan. finale değinmeden geçmeyeceğim. en son 5 ay 8 gün önce* ağlamış biri olarak dün beni hüngür hüngür ağlatmayı başarmıştır. final nasıl yapılır, son oyun nasıl oynanır göstermiştir.

hatalar yok muydu, elbette vardı. sonuçta bu bir dizi. dizinin tek kötü yanı hakiki ezel seyircisinin artık kolay tatmin olmayacak olmasına yol açmasıdır; seyirci artık zor dizi beğenir.

ha bir de şimdi aklıma geldi; dayı bir bölümde "çıkarın benim cadillac'ı garajdan" deyip arabaya binince ezel'e "bu sizin zamazingolara benzemez" demişti. hiç unutmayacağım onu.* (bkz: bir zamazingo olarak maserati)


behzat ç. ile kıyaslayan ilk sazan'a maserati veriyorlarmış..*

--spoiler--
eyşan: taş.
ali ve ömer'in vedalaşma sahnesinde hüngür şakır ağlamam.
(bkz: hayrettin)
ramiz dayının seslendirdiği "tut yüreğimden ustam" şiiridir.

ustam!
aklım firarda.
gözbebeklerimde müebbet hüzün,
dilimde ay kesiği bir yara,
düşüm kırık dökük,
umudumun boynu bükük,
bir öksüzün omuzlarında sükut.
yüreğim sana emanet sıkı tut.
tut ki; kancık pusulara düşmesin.
bir hain kurşunu gelip deşmesin.
ustam!
ne zaman o senin bildiğin zaman,
ne sevda gördüğün masallardaki.
eskiden,
halı tezgahında dokunurdu aşklar,
nakış nakış, körpe kız ellerinde.
mendillere yazılırdı isimler,
yüreklere kazılırdı gizlice.
sevdalılar asil ve de yürekli
sevdalar, kavgalar iki kişilik.
oysa şimdi;
çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
meşru sevdalardan,
gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
günahkar gecelerden.
beni herkes sevdaya asi sanır,
oysa aşk, beni nerde görse tanır,
hasret tanır,
zulüm tanır,
ölüm tanır,
yüzüm yüzümden utanır.
yorgunum ustam;
ne katıksız somun isterim senden,
ne bir tas su,
ne taş yastıkta bir gece uykusu.
var gücünle asıl sükunetime,
çığlığım kopsun,
uzat ellerini güneşe dokun,
uyandır uykusundan,
tut yüreğimden ustam tut,
tut beni, sür güne...
kenan birkan önceden çok havalı ve kimsenin ulaşamadığı bir karakterdi. sonradan adamı kadın kölesi maymuna döndürdüler.
eyşan "yap" desin herşeyi bırakır yaparım vallahi.
üç kişiyle dar ve alışılmış bir senaryoyu çevirmeye çalışan yönetmen.
bitmiş olduğundan mütevellit mutlu olduğumdur. evet aklımda bu diziyle ilgili başka bişi kalmadı.
bahar çok güzel masum kızda ona yazık oldu.
bahar çok güzel masum kızda ona yazık oldu.
--spoiler--

ezel'in kenan'a karşı kurduğu plan. (bkz: kusursuz cinayet)

--spoiler--
tek birşey:

(bkz: ramiz dayı)
rekor kırdık yeğen. * *
Oyunculukların yanı sıra artık senaristlerin de kaliteli olması gerektiğini göstermiştir. Yeşilçamvari senaryolar değil, içerisin de oscar wilde tan shakespeare e türkiyenin en iyi şairlerine kadar bir çok kişinin duymadığı onca şiiri sözü de hafızalara kazıtmıştır. Bundan sonra yapılacak dizilerin senaristlerinin de önemini ortaya koyduğunu görünce artık daha iyi senaryolara sahip dizilerin ekranlarda yer almasını umarak beklemekteyim.
ezel'in ta kendisi.
mümtaz'ın afra-tafraları.
(bkz: ismail filiz)
yaşlı başlı adam* ölmemiştir bir bıçak darbesiyle, ama aynı bıçağı aynı yerden yiyen yıllarca asker eğitimi almış* güçlü kuvvetli koca adam ölmüştür.
o değilde onun* yürürken bile kalbinin teklemesi lazım, kalbe bıçak sokuyorlar tık yok.*
türk dizi tarihine oyunculuğuyla, senaryosuyla, çekim kalitesiyle, çağ atlattırması.

tartışmasız türk televizyonlarının en iyi 3 projesi arasına kafadan girebilir bu dizi.
Son bölümde Ömer'in Ali'den ayrılma sahnesi şu yaşımda benim gibi adamı salya sümük ağlatmıştır. "Hatta Ali bırakma olum bak öldürecek kendini bırakma" diye haykırmama da sebep olmuştur. Bu arada tek kişilik odada kalıyorum yoksa ağlamam hani.

Ezel'in o şeytan kadına her şeyden sonra dönmesini de unutamam sanırım. Ulan olum o kadar kız var. Bade var tertemiz kız ona döneydin hazır o karı da ölmüşken dediğim anlarda aklımdan çıkmaz hani. Ayrıca hem Bahar hem de Bade kim ne derse desin bence Eyşan'dan iyiydi. Olum cansu dere bile olsa tiksindim lan...
herkes öldürür sevdiğini... ama herkes öldürdü diye ölmez.

bütün dizinin özünü anlatmaya yeter bu iki dize.
hiiiiçbişey.
son bölümde Kenan imirzalıoğlunun "eğdim boynumu" demesidir doktora. Bir de "olmaz abimmm" diye ağlaması Alinin...
görsel
Dayı büyük adamdı güzel konusurdu.