bugün

eskiden bayramlarda filan köye gittiğimizde duyardık yaşlı ninelerden, dedelerden.
ezana, ezen derlerdi. hep bi naif gelirdi bana bu. samimi gelirdi. hâlâ öyle.
- yeenimm ezen okundu mu ezen ?
aşırı samimi bir soruydu. köyümü özledim evet.
yaşlanırsam, yani başıma bir iş gelmeden o yaşa erişirsem, mahalledeki tıfıllara ben de öyle sorucam.
ezen okundu mu ezen ?
ya kardeşim ambulansa da ambalaj diyolar aslında o kadar da zor değil bunların telaffuzu..
her cahil buruşuk yaşlıyı karlı dağların eteklerinde evreninin sırrını çözmüş saçları örgülü çinli budist dedelerden sanmayın amk ya ahaha.yeter bu köylü yaşlı edebiyatı amk bunların gözlemesi iyi oluyo ama bulsam yerim.
taşıdıkları samimiyetin bazı ipnelere ağır geldiği aşikârdır.
bahsettiğimiz şey, yaşlı edebiyatı değil özlenen kelimelerdir.
ha ama bahsettiğimiz şey yaşlı insanlar olarak algılandıysa, en azından saygılı olmayı öğrenip dalga geçmek için entrylere malzeme etmemeliyiz.
dalga konusu yapanlar, gözlemesini değil, bokunu yesin o ihtiyarların.
güncel Önemli Başlıklar