bugün

bundan iki yıl önce falan mahallenin marketinde duyduğum söz.

adam rahatsız , ezan türkçe olsa çoluk çocuk hep beraber ne güzel dinlerdik diyor. ezanı müzik ve melodi açısından eleştiriyor. ne güzel. türkçe olursa dinleme vaadi de veriyor. ilginç. evet.
vay be gözlerim yaşardı dediğim hede. ulan böyle iki yüzlü böyle kıvırtkan bir tavır olabilir mi? oportünist seni..
ezani telefon melodisi sanan zihniyetin düsünmeden söyledigini düsündügüm cümle olmasini düsündürendir..
sıradaki ezan sevipte kavuşamayanlara gelsin türünden çok densiz geyiklere sebep olabilecek cümledir.
insanın aklına şöle bi soru geliyor, ulan hadi türkçe okundu diyelim ki geçmişte de türkçe okundu, sanki millet akın akın camilere koşacak yada ne bilim millet hidayete erecek diye düşündüğüm olay.
ben internetten 1945 lerde okunan Türkçe ezanı dinledim bazı şeyler tabu olarak kalması gerekir. Şimdi ki ezan 1400 yıllık ezan buna dokunulmaması imanımız açısından çok iyi olur diye düşünüyorum.
evet anlamı açısından doğru bir tespit. Bencede böyle olması lazım.
tam anlamıyla bir yalandır. kuran ı kerim in türkçe meali var hayatında kaç kez açıpta okudun ?
linç korkusuyla gerçek fikrini açıklayamayan biri tarafından söylendiğini düşündüğüm söz. halbuki hiç okunmamalı. okunacaksa da çıksın şerefeye yalın sesiyle okusun ezanını. megafonu açmakla yetinmeyip çarşıya pazara burnumuzun dibine dayadıktan sonra makamdan tilavetten anlamayan fırça bıyıkları anırtmanın alemi nedir arkadaş? varsa din diye birşey, mühümse eğer kul hakkı o denli, halis muhlis gevur olarak hakkımı helal etmiyorum. avaz avaz anırtılarını megafon cızırtılarını sabahın beşinde kulağıma dayama hakkını nerden bulduklarını da anlamıyorum. istemiyorum la ezan falan.. çanını davulunu böğürtüsünü türkçesini arapçasını istemiyorum arkadaş.
yok artık ezanı da kendinize mi benzetecek siniz dedirten bir başlık. bazı şeyler vardır olduğu gibi değerlidir ve bu değer yargılarını bazen aşmamak gerekir tıpkı ezan meselesinde olduğu gibi.
Allah en büyüktür (dört defa söylenir)
Allah’tan başka ilâh olmadığına şehadet ederim (iki defa söylenir)
Muhammed’in, Allah’ın elçisi olduğuna şehadet ederim (iki defa söylenir)
Haydi namaza (iki defa söylenir)
Haydi kurtuluşa (iki defa söylenir)
Allah en büyüktür (iki defa söylenir)
Allah’tan başka ilâh yoktur (bir defa söylenir)

bütün her şeyi geçtim, dini boyutunu, etik değerini, olması gerekeni falan... ezan böyle olsa daha iyi olmazdı ya. her şeyin bir usulü var. fransa'da fransızca mı okunsun ezan? almanca'da almanca mı okunsun. tüm dünya'da tek dil olsun. arapça ise arapça. flemenkçe ise flemenkçe. eğer siz bunu bir yerden bozmaya başlarsanız her şeyi bozulur, diğer dinler gibi olur. zaten islam'a uygun yaşayan biri, bunları araştırır, neyin ne olduğunu öğrenir, bilir. dert etmeyin. ezan okunuyorsa camiye gidin. bu kadar basit.
Evet sıkıntı burada sadece dinlersiniz kanımca. Tanım ezanın dinlenmesidir. Devamında maalesef camilerin ibadet için dolmamasıdır.
zamanında denenmiş toplum yadırgamış ve nihayetinde tekrar arapça olarak okunmuş.lakin şunu unutmamak gerek o ezanın türkçe okunmadan önceki döneminde (yani 1932 öncesi) imamların hutbeleri de arapça okuduğuydu.halk hocanın anlattığından hiç birşey anlamıyordu.sonra ise ezanla birlikte türkçeleştrildi hutbe.1950 de ezan tekrar arapça olarak okunurken, hutbeler ise türkçe okunmaya devam edilidi.
Ezanın bir amacı vardır o da insanlara vakitin girdiğini belli edip namaza çağırmaktır. Bunun usulu arapça okunmasıdır. Müslüman ülkelerin bir ortak yönüdür. Hangi ülkeye gidersen git ezanın okunduğunu ve vaktin girdiğini anlarsın. Eger arapça okunmasa bir ülkeye gittiniz mesela onların dilinde okunsa bu ne der anlamazsınız ( büyük ihtimal ).ille de ne anlama geldiğini bilmek isteyenler araştırır bulur.
o zaman adnan menderes bir hiç uğruna ölürdü diye düşündüren önermedir.
hayatında kuranın türkçe mealine bir kez bile göz atmamış kişi söylemidir.
güncel Önemli Başlıklar