bugün

bir parabol ile açıklayacak olursak; şehirler arası ve ülkeler arası ilişkinin, paradoks eksendeki doyum sınırıdır.
anlaşılmamak ve anlayamamak temel zaafiyet olsa da anlamlandıramamanın ve evrimsel keyif veren sahip olamamanın şevki önsöz'dür.
ağzı yakan acı biberi sevmek gibi, çocukken yenilen anne dayağını özlemek gibi, 80'lerde çocuk olmak gibi...
o son dubleyi içmemen gerektiğini bildiğin halde, içip kusmak gibi..
geceden kalmak gibi...
gündüzü (de) geceye çevirmek gibi..
gündüzden kalmak gibi..
hiç ilerleyememek, olduğun yerde kalmak gibi.
sevmenin güzelliğini keşfedemeden aşık mertebesine ulaşmak, bilinmezliğin girdabında dolanmak gibi.
ünlü şair "ben" in dediği gibi;
- memeleri öpmekten haz almadığımda
yine beddualarımdasın.
sana olan acizliğim:
buram buram orgazm kokan, cinsellik dışı bir eylem.
(seninle karşılıklı simit-ayran yemenin lüksüne özeniyorum)
karışılmaması gereken ilişkidir. bırakın evrenler kendi arasında çözsün olayı, güzin abla mı olalım şu saatte?
güncel Önemli Başlıklar