bugün

insanın ne kadar aciz olduğunu gözler önüne seren gerçek. dünyadaki milyarlarca insanı ve o insanların sorunlarını, nasıl yaşadıklarını bile düşünmekte zorlanan insan beyninin, evrenin sonsuzluğu karşısında çaresiz kalması durumu.

doğru düzgün tanım bile yapamadım mına koyim...
(bkz: çare sarıgül)
hepimizin aslında küçücük ve geçici birer nokta olduğumuzu idrak etmemizi sağlar. bu sebeptendir ki hayatı fazla ciddiye almamak lazım.
şöyle bir aynayı kendimize çevirirsek daha fazla hayret ederiz.

niye mi?

beyinde hardal tanesi büyüklüğünde yer kaplayan hafızanın, bir kütüphaneyi dolduracak kadar bilgi alması daha dehşet verici. evrenin sonsuzluğunu küçücük beynimiz ile düşünüp, düşleyebildiğimizi ve nasıl idrak ettiğimizi düşünmüyoruz da büyüklüğü karşısında dehşete düşüyoruz. heyhat!
üniversitede kozmoloji dersi alırken galaksiler ve sistemleri inceleyince kendimi hem bir gerizekalı hem de ufacık manasız ve önemsiz bi şey gibi hissetmeme sebep olan büyüklük karşisinda hissettiğim şey. gerçekten sahip olduğum ya da olacağım egomun çok manasız ve aptalca olduğunu farketmeme sebep olmuştu bu. salakça tripler, gereksiz şımarıklıklar, yani dünyaya ve kişiye dair her bi şey çok küçülüyor birden. çok enteresan.
(bkz: evrende ufacık bir yer kapladığının farkına varmak)
allah'ın insanlara haddini bil demesidir.
(bkz: google earth)
gereksiz bir hissiyattır. hani çaresi olsa ne yazar, evreni mi küçülteceksin, kendini mi büyüteceksin. türk insanının boyu da kısa o ayrı mesele.
bak bu basligin altina yazilir iste...

sözlüge uydurmak babindan tanim : aynen de öyledir.

devami...

ben bir akdeniz cocugu olarak hayatimda ilk kez- sonrasinda cok durdum orada, ama ilki cok enterasandi- atlantik okyanusunun yaninda durdugumda... hic beklenmeyen bir bicimde aglamaya basladim- ben ki hic sulugöz degilimdir-...

o dalgalar beni mahfetti, o güc...gemileri kibrit cöpü seklinde oraya buraya savuran atlantik... o dalgalarin en kücügü 4 metreydi. önce "bu nasil birseydir böyle?" diye düsündüm....sonrasinda o 4 metrelik dalgalarin cok daha güclülerini gördüm.

o atlantik maceramdan sonra "ne kadar kücük bir sey" oldugumu artik biliyorum. bu olay hayat görüsümü degistirdi. hele o dalgalarin, elele tutusmus 50 kisiyi böyle sanki hicbir seylermis gibi hallac pamugu gibi dagittigini gördükten sonra, kendim büyük dikkatle "guard"imi almis olmama ragmen karsisinda hicbir sey yapamadan devrilmis oldugumdan beri....

ben evreni bir yana birak atlantigin karsisinda bile kendim cok kücük ve caresiz hissediyorum.

herifin (yazar burada "herif" kelimesini atlantik icin kullanmis) sadece bir "porto rico cukuru" bile türkiye kadar büyükmüs - ki o cukurun genel derinligi 9500 metreymis- !!!
herifin bir ucuyla diger ucu arasinda 7 (yaziyla yedi) saat farki var.

sen de evrenden bahsediyorsun...
insan olmanın dehşeti duyumsandığında o evrenden ayrı bir varlık olmayıp onun bir parçası olduğunu anımsamak gerek ve bu anımsama beraberinde huşuyu getirir ki o ezici güce karşı ancak huşu sayesinde dayanılabilir.
evrenin büyüklügini anlatıp haritasını çıkarabilmek emin olun şimdiki teknolojimiz ile imkansız ayrıca teknolıjimiz ne kadar gelişirse gelişin evrenin sonuna gidemiyeceğiz çünkü sürekli genişliyor lanet olası.
(bkz: http://www.facebook.com/s.../video.php?v=409276283709)