evlenince ne yapılır sorunsalı

Yemek, temizlik yapılır. Sabahları kahvaltı hazırlar kocanla zıkkımlanıp işe gidersin falan. Standart bekar hayatının kadınlar için daha zor versiyonu gibi görünüyor.

Seks ve çocuk yapılır. Evliliğin önemi soyu devam ettirmektir.

pek sorgulanmayan bir sorunsal. toplumda evlilik iki bireyin çiftleştirilmesi, yasal seks, hatta daha hanzo bireyler tarafından "bedavadan mala vurma" gibi tabirlerle lanse edilir. bu mevzu tolstoy'un kreutzer sonat kitabınada konu olmuştur; tolstoy'a göre insan ilk ihtiyacı olan beslenmeyi giderdikten sonra ikinci ihtiyacı olan cinsel açlığını gidermeye çalışır, bunun içinde seksin yasal olduğu evlilik kurumuna başvurur. kitap boyunca tolstoy bu durumu "hayvani" olarak nitelendiriyor; kitabının bir bölümünde de "her ne zaman karımla büyük kavgalar yapsam ardından dediler gibi sevişirdim" diyor.

amacı tamamen hayvani duyguların bastırılmasına yönelik olan evlilikte kısır bir döngü vardır. sevmek -> arzulamak -> elde etmek -> nefret etmek -> tekrar sevmek -> arzulamak... tüm hayat bu döngü içersinde devam eder ve olayın trajıkomik tarafı kişi düştüğü bu durumu asla görmez. arzularına ulaşmaya sevmek der, gerçekleştirmeye de elde etmek, elde edince basitleşen karşıdaki cinse bir nefret başlar, ardından özlem ve tekrardan sevmek. zaman geçer, çiftler bir robot misali, yapılacaklar daha önceden kodlanmış gibi yaşarlar kendilerine biçilmiş rolü. roller oynanırken herkes yalnızdır. sadece ihtiyaçlar bir araya getirir onları.

düzenli bir hayat, kendine ait bir ev, sevdiceğinle paylaşacağın sıcak bir yatak ve daha da önemlisi ölüm döşeğinde bile yanında olacağına inandığın birinin - hayat arkadaşının yanında olması tabii ki güzel hayaller, istekler... sadece siz ve o... işte bu değecek biriyle mümkündür. yanlış kişiyle kısır bi döngü, ızdıraplar, hatta aldatmalar yaşanır. kısacası ömür boyu yalnızlık...

-evlenince dizi-maç kavgası yapılır!
-önce benim anneme gidecez seninkine sonra gidecez kavgası yapılır.
-çoraplarım nerde-çıkardığın yerde kavgası yapılır.
-akşama ne yemek var-zıkkımın kökü kavgası yapılır.

evlenince herbirşeyin kavgası yapılır.

ev temizlenir yemek yapılır çocuk yapılır.

iki insanın birbirini en hızlı sürede nasıl tüketebileceğinin deneyi.

göt göbek.

bazı insanlar var.. aşırı tipikler.. o kadar sıradanlar ki.. argümanları tahmin edilebilir.. muhalefet oldukları şeyler , sırf başkaları öyle diyo diye savundukları düşünceler..

beş para etmeyen insan sürüsü..

bunlardan en klişesi şudur : evlilik gerer adamı abiii yeaaa.. özgürlüğüm kısıtlancak hem evlencek kız mı var yaaeee işte en iyisi bekarlık..

şimdi gerizekalı erkek , yaşın maksimum 27.. büyük ihtimalle hala ailenle yaşıyosun.. tek başına ev açsan , fastfood mekanlar da eyleme gitse açlıktan ölücek kadar yemekten bihabersin.. çamaşır makinasına ne koyulur , ütü nasıl yapılır bilmezsin.. yalnızlığa gelemez oturur burd şarkılar şiirler yazarsın.. allah bilir çok karılar da siktin ama o kız var ya hani şu meşhur eski sevgilin , işte onu çok pis sevmiştin.. çok ayrıydı he mi ?*

bu kadar klişesiniz alayınız abicim.. evliliği sonra klişe ve sıradan diye beğenmiyosunuz.. bi adam olur , hayvan gibi iyi kariyeri , 6 milyar maaşı vardır , karı kız gırladır , annesini özleme triplerini bırakmış , içindeki çocuk denen zımbırtıyı pışpışlayarak uyutmuş , otel gibi bi ev tutmuş , evin altındaki danışmaya bi temizlikçi bulmasını emretmiş filan olur.. bu adam evlenmesin.. ben o adam olsam ben de evlenmem..

haftasonu pariste sufle yerim , hafta içi istinye'de balık akşamları da teomanın yattığı kızlardan bi kaçıyla yatarım..

bu adama evlen abicim çoluk çocuk filan dersen , yok almıyım der.. sonunda tabii 65ine filan gelince arkadaşlarının çocuklarına yaranıp babalık meylini onlarla tatmin etmeye çalışan sevimsiz bi herif olur ama olsun onun seçimi..

fakat siz nesiniz ? maksimum eğlenceniz asmalımescit'e gitmek , en büyük hayaliniz araba almak , en ideal kadınınız da pıleysiteyşın oynayan kız olan salak erkek çocuklarısınız..

yani bu ben evlenmem kızım tafranız kime ? dün bi çocukla buluşma ayarlamış arkadaşlarım.. bebek kırıntıya gittik.. masaya oturdum , buraya geleceğimize beşiktaş sahilde otursaydık ne işimiz var bu tiki yerlerde dedim.. çocuk bu arada yıldızın vasat bölümünden mezun piçin teki.. bana döndü dedi ki , ooo bebek'e kaç ayda bir gelirsin ki bi daha ve ben almanyada okuyorum.. ben de döndüm , ağzımı açıp lafları soktum sonra babasından aldığı kıytırık arabasıyla siktir oldu gitti..

yani bu adam dönüp bana evliliğin kendini esaret altına alacağından bahsediyo ? lan ben seni ormana bıraksam özgürlük anıtının üstüne oturtsam bile kapasiten belli.. al işte evli değilken , allahın tırt amerikan özentisi kafelerinde karı kız peşinde sürtüyosun.. hayatta ulaşabileceğin nokta , kaliten , seviyen belli.. sen evlensen nolur evlenmesen nolur.. evlen de bari ev yemeği ye..

bana kalırsa bunların alayı evlenmesin dünya böyle klişe adamlardan kurtulsun zaten soyları azalarak tükensin.. ama bi durun düşünün..

al işte hepiniz bekarsınız ? napıyosunuz bu özgürlükle ? paranızın pulunuzun yettiği sizden önce binlercesinin geçtiği vajinalardan geçip , kös kös eve gelip sözlüğü açıp biraz aşk meşk diye kendi çapınızda döktürüp , içten içe eski zamanları özleyip sonra gelip burda evlilikk mi vuuu havı türk kızı evlenmek ister bense alman sikerim başkasına el sürmem tripleri yapıyosunuz..

komiksiniz yahu.. size acımaktan başka bihis besleyemiyorum.. dua edin ki , analarınız zamanında oy oy oğlum güzel oğlum seni alacak kız çok yaşadı bak sen ki şölye mükemmel böyle tatlısın diye sizi şişirmiş yoksa bu boş ve manasız hayatta intihardan başka bi seçeneğiniz olmazdı..

evet evlilik çok sıkıcı gerçekten.. hele derinliği am derinliği kadar olan adamlarla bi ömür geçirme düşüncesi var ya.. dünyadaki en sıkıcı şey..

kardeş kardeş oturulur.*

düğün, kına gecesi vb.

(bkz: sonunu düşünen kahraman olamaz memati)

Çocukta yapılır, kariyerde.

önce gerdek , sonra iş güç , çoluk çocuk .

gözlemlerime göre evlilik insanı sıkıyor. kendini hapiste gibi hissediyorsun. mutlu olanı çok az. bence bu durum toplumun insanlara evliliği bir esaret gibi göstermesinden kaynaklanır.