bugün

şöyle sol tarafa bir bakıyorum da üye olduğum günden beri bir evet hayır savaşıdır gidiyor. diyelim ki evet dedik daha mı demokratik olacağız? refah seviyemiz mi artacak, bilinçli bir toplum, üreten, sorgulayan bireyler mi olacağız? benzinin litresi 50 kuruş, etin kilosu 5 lira mı olacak? bir mahkemenin süresi bir haftada sonuçlanıp, neticeye kimse müdahele etmeyecek mi? ya da hastanalerde kuyruk azalacak, sağlık hizmetleri ücretsiz mi olacak?

güldürmeyin beni

ya da hayır dedik...

bugüne kadar ip sallamaktan başka bir icraatı olmayanlar, genel başkanları evli kadınlarla basılanlar iktidar mı olacak? bugüne kadar çıkış yolu bulamayan türk solu bu düzensizliğin devam etmesi halinde yeni bir görüş mü getirecek? ya da şimdiki düzen o kadar mükemmeldi de korumak için mi mücadele ediyorlar?

güldürmeyin beni

bu neyin eveti ya da hayırı anlayabilmiş değilim. lan resmen iki ayrı kutup olduk. zannedersin ki etet denilince türkiye dünyanın süper gücü olacak. ya da hayır dersek çiftçi, emekli, memur, işçi gülecek. dışarıda dünyanın en pahalı akaryakıtını doldurduğum arabalar vızır vızır dolaşıyor; evet deyin, hayır deyin diye. basit bir referandumu bile şov zihniyetine çevirdik. yollar yeniden yapılıyor, kaldırımlar yenileniyor, alt geçitler yapılıyor. ama öte yandan yıllardır sikimsonik bir ehliyet sınavı yüzenden yüzbinler can veriyor; bu neyin yolu, kimin kaldırımı o zaman?

peki neden kimse, memleketin ırzına hep birlikte geçtik, neden hala bizim peşimizden gitmekte ısrar ediyorsunuz diye bağırmıyor? aha bu şekilde bağıranın daşşağını öperim, oyumu da ölünceye kadar ona veririm. en azından topluma ve kendine dürüst derim...
(bkz: işin ciddiyetine varamamak)

ayrıca

(bkz: başlık nick uyumu)
safsatadır.hayır denilirse bir şey değişmeyecektir ancak evet demek hükümetlere faşizm hakkı getirecektir.
o zaman neden akp cephesi evet çıkması için yırtınıyor dedirten önermedir.
12 eylül de evlensem bile hayır diyeceğim...