bugün

küçük prenste tilkinin küçük prens'ten istediği şey.

--spoiler--
'sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin'dedi tilki. 'insanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!'
'ne yapmam gerekiyor peki?' diye sordu küçük prens.
'çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.'
ertesi gün küçük prens yine geldi.
'her gün aynı saatte gelmelisin.' dedi tilki. 'örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim.'

böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde 'ah! sanırım ağlayacağım.' dedi tilki.
'bu senin hatan.' dedi küçük prens. 'ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedin.'
'doğru, haklısın.' dedi tilki.
'ama ağlayacağını söyledin!'
'evet, öyle.'
'o halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.'
'hayır, oldu. buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın.'
--spoiler--