bugün

öğrencileri rahat bırakmayan ve onların okuldan nefret etmelerine neden olan şey.
el işi dersinde mukavvadan yapılmak üzere verilen ödev.*
anaokulundan üniversite yıllarına kadar, öğrencinin hayatını bir kabusa çeviren, hayatın tadını tuzunu kaçıran, gençliğin heba olmasına sebep olan evde yapılmak üzere verilen ödevdir. istenildiği kadar sevilmesin, istenildiği kadar kaçılsın, yapılmak zorundadır.
öğrencileri okuldan ve hayattan bıktıran iki unsurdan biri. bir diğeri için (bkz: sınav)
Duyunca insanlıktan çıkartan ;genelde yapılmayan eylem
6.Ders derste öğrenilir mantığı ile yaşayanların elini bile sürmeyeceği boşa zaman kaybı olarak düşünülen eğitim şekli
7.Üniversitede bile kurtulamadığım anlamsız bir şey.
8.Kimin bulduğu anlaşılırsa Öğrenci milletinin Kulaklarını çınlatmaktan büyük zevk alacağı bir konu.
ev ödevi nurdan gürbilek'in metisten çıkan, denemelerden oluşan kitabıdır. 5 denemeden oluşuyor. ilk dört denemenin her birinde bir yazar, o yazarın kitapları ele alınıyor. oğuz atay, latife tekin, bilge karasuve tezer özlü.
her zaman her daim saçma bulunan bir icattır. zaten gün boyu okulda olan öğrenciler evde de ders yapınca beyinde bir kaynama yaşarlar ama bunu anlamayan öğretmenler yok yaz tatili ödevi yok sömestır ödevi yok hafta sonu ödevi derken, ilkokulda buhan kitaplarından başlayıp üniversitede kütüphane kütüphane gezdiren ödevler vermeseler, hayat gençken daha çekici olabilirdi.
(bkz: homework)
görsel
anaokulundan itibaren öğrenciliğin içini batıran görevdir.
bence osmanlı'da kesin vardı ama 'ya meraktan' şu bilgiyi veriyor:

"ev ödevi, ilk olarak 1905 yılında roberto nevilis isimli italyan bir öğretmen tarafından, öğrencileri cezalandırmak için kullanılmış."

görsel
(bkz: Hatırlamak istenmeyen nostaljik anılar)