bugün

tavsiyelere devam...

burgonya: her ne kadar topraklarınız bölünmüş olsa da oyuna dünyanın en çok para getiren iki ticaret merkezinden birine* sahip olarak başlıyorsunuz. bunun önemini anlat anlat bitiremem. oyunda ticaret parsayı götürdüğünüz konu ve sizden daha iyisi yok gibi. yalnız... avrupa'nın en büyük güçlerinden üçü*** de size rakip olarak başlıyor. hoş, başlamasalar da siz onlara düşman olmakla mükellefsiniz. fransa ve kutsal roma imparatorluğu tarihî açıdan sizi paylaşmaya mecbur. zaten oyuncu destekli olmayan oyunlarkda genelde kralınız veliahtsız ölüyor ve sizin benelüks'teki topraklarınız imparator olan avusturya'ya, fransa'daki topraklarınız ise fransa'ya kalıyor. ha, siz yönetince böyle bir durum ortaya çıkmıyor ama bu da askerî hareketlerle paylaşılmaya çalışılacağınız anlamına geliyor. dikkât edilecek hususlar:
1- ticaret en büyük silâhınız. o ekonominin dönmesi şart. zayıf manpowerparalı askerle ancak güçlü bir ekonominiz olursa dengeleyebilirsiniz.
2- yüzyıl savaşları bitmeden, fransa kendini tam olarak toparlamadan ilk savaşınızı fransa'ya açmanız şart. başka türlü kuzey ve güney topraklarınızı birleştiremezsiniz. bunun yolu da champagne'yı fransa'dan kopartıp önce vassallaştırıp sonra diplo-annex etmeniz.
3- doğu yani hre'ye savaşla genişlemek gibi bir planınız varsa size söylenecek tek bir şey var: saçmalama kuzen! onun yerine kutsal roma imparatorluğu'nun batısındaki bir-iki bölgelik devletçikleri diplomasiyle kendinize katın. öyle açgözlülük etmeden ve tek tek. utrecht ve gelre ilk hedefiniz olmalı.
4- ingiltere'nin kıta avrupası'ndaki topraklarından calais ve normandiya'ya salça olun. iyi kullanmanız durumunda donanmanız ingiltere'ye kafa tutabilecek kadar yüksek force limit'li. doğru ânı kollar, iskoçya'yla iyi ilişkiler kurar ve böylece ingiltere'ye asker çıkartabilirseniz tokatlamanız işten değil. yüzyıl savaşları sırasında işin büyük bölümünü fransa yaptı zaten...
5- kastilya, aragon ve portekiz üçlüsünden en az biri, mümkünse ikisiyle ittifak kurun. özellikle kastilya kritik. hele portekiz ilk kolonileşen olacak ki onun önemine birazdan değineceğim.
6- yeterince güçlüyseniz avusturya'yla ilişkilerinizi gerebildiğiniz kadar gerin. bunun için de olabiliyorsa lehistan litvanya birliği'yle yoksa macaristan'la ittifak kurun.
7- reform hareketleri ülkenizi sağlam sallayacak ve siz de önünde sonunda protestan olacaksınız. çekinmeyin, olun. böylece ekonominiz de güçlenecek.
8- her ne kadar kolonicilik fikirleri cazip gelse de sizin için birincil konu ticaret ve sonrasında denizcilik. bu da kolonileşme yarışına geç katılacağınız anlamına geliyor. 5. şıkta belirttiğim konu, yani portekiz'le sıkı fıkıysanız ve biraz da şansla tâcınız birleştiyse* sizden iyisi yok. onlar coğrafi keşifleri yapacaklar, siz keşfedilen yerlerde ticaret.
9- 10. diplomasi teknolojisini geliştirdikten sonra, eğer utrecht ve gelre'yı da aldıysanız hollanda'yı kurabilirsiniz. yapıp yapmamaksa size kalmış. eğer champagne'yı falan vassallaştırmışsanız güney topraklarınızı onlara satıp hollanda'yı kurmanız büyük avantaj. sonrasında onları da yutarsınız, olur biter.

kişisel düşünceler: şu âna kadar eu serilerinden en severek oynadığım oyun burgoynya'dan devşirme hollanda'yla çıkarttığım oyundur. 16. y.y.'ın ortalarına gelirken inanamayacağınız şeyler oldu. ile de france bende. galler'deki iki devletçiği ayırıp hemen yanlarını da ingiltere'den aldım. kalmar birliği'nden din nedeniyle çıkan norveç'ten faroe adaları, izlanda, orkney ve shetland adaları bende. öyle bir amacım olmamasına karşın kutsal roma imparatoru seçtiler. prestijim çok yüksek, devletim çok güçlü ve hemen herkesle iyi ilişkiler kurmuş olduğumdan önce *, sonra napoli'nin tâcı bana kaldı.

sizin anlayacağınız burgonya oynaması başlarda çok zor, sonrasında çok çok kolay bir devlet. öyle ki hem donanma hem de ordum forcelimit'te olmasına karşın para kaybetmiyorum.
europa universalis 4'un son dlc'si. bugün, daha doğrusu dün, şöyle bir baktım ve ilk izlenimlerim:

oyun mekanikleriyle pek oynamamışlar. harita ve devletler ölümüne çoğalmış. öyle ki mançurya bile dört farklı devlet. bölgeler de ilâ nihâye çoğalmışlar. özellikle afrika'ya bayağı bir abanmışlar. wasteland'ler bayağı bir azalmış ve kıtayı geçmek için en güney ya da kuzeyden yardırmak dışında yollar da açılmış. mali'yi de paramparça etmişler.

ticaret daha da güçlenmiş. dingilizler'i alıp londra, antwerp, holland üçlüsüne sahip olmak gerek. antwerp'in olayı ticaretin son noktası olması. yani oraya her yerden mal geliyor ama oradan başka yere gitmiyor.

teknoloji geliştikçe filoyo olduğu gibi suya gömüp yeniden çıkartma olayı sona ermiş. onun yerine güncelleme yapılabiliyor.

curia sistemi değişmiş. artık papal influence başka şeylere kullanılıyor.

kültür grupları yeniden düzenlenmiş. kuzey batı'daki türkler tatar grubunda toplanmış ki aralarında sibirler de var. türkiye türkleri, azerbaycan türkleri ve türkmenler oğuz başlığında toplanmış ki hele şükür! ulan araplar'la akraba diye her oyunda osmanlı'yı yıkmaya çalışmaktan gına gelmişti be!

yeni başlayacaklara tavsiyeler:

danimarka: oyuna kalmar birliği'nin tepesinde ve holstein vassalınızla başlıyorsunuz. holstein'ı hemen ilhak edip ilginizi kuzeydeki kardeşlerinize vermelisiniz. norveç', ilhak etmek kolay ama hem ekonomik hem de askerî anlamda sizden güçlü olan isveç'le durum o kadar kolay değil. zaten hemen her oyunda isveç bağımsızlığını kazanıyor. gelin gelelim danimarka'yı yönetirken isveç'i elinizden kaçırmamayı başarırsanız iskandinavya'yı kurabilirsiniz. dikkât etmeniz gereken nokta ise baltık denizi ticaret yolu. öresund boğazı sizde olsa bile danzig ve lübeck gibi iki hayvanî ticaret limanı işinizi çok zorlaştırıyor. bu durumda ilk hedefiniz dibinizdeki lübeck olmamalı çünkü orası kutsal roma imparatorluğu'nun üyesi hansa birliği'nin. kendinizi bir anda tüm alman devletleriyle savaşırken bulabilirsiniz ki sayıları 30'u geçiyor ve dahası one province minor'ların bile az 3000 askeri var. bunun yerine danzig'e dalmak daha avantajlı. töton şövalyeleri hre üyesi değiller ve dahası çevrelerinde dostları da yok. tabii bu durumda polonya'dan önce davranmanız şart. gerekirse agresif genişleme vurgununu yiyerek casus belli'siz dalın. emin olun yalnızca danzig bile buna değer. sonrasında sıra riga ve livonya'da. opm riga'yı diplomasiyle yutarsınız ancak livonya'ya sağlam dalmanız gerek. bu taktikte dikkât etmeniz gereken konu movkova knezliği'nin fazla büyümesi. adamlar novgorod cumhuriyeti'ni bitirmeye and içmişler. onlar işlerini tamamlamadan baltık denizi kıyısındaki topraklarını almak gerek. böylece ruslar'ın batılılaşma sürecininin içine edebilirsiniz. oyun ilerledikçe tech group'tan aldıkları %10 vurgun kendini daha da belli ediyor. baltık denizi'ne çıkmalarını engellerseniz siz yavaş gelişseniz bile rusya sizin gerinizde kalacak ancak baltık denizi'ne çıkarlarsa özellikle hansa birliği'nin küçük toprak ve büyük gelirler ile yardırdığı teknoloji nedeniyle hızla batılılaşabilecekler. kısaca gidebileceğiniz yerler sınırlı. ya kolonicilik yapacaksınız ya da baltık denizi'nin doğusuna salça olacaksınız ki isveç zamanında zaten bunu yaptı.

ingiltere: oyuna yüzyıl savaşları'nın sonlarında başlıyorsunuz ve fransa yancılarıyla birlikte normandiya ve gaskonya'ya yaldır yaldır geliyor. adamların ordu force limit'leri sizinkinden kat kat fazla zaten. ama burada önemli bir nokta var: bir asırdır savaşan fransa'nın manpower'ı yok! yani ölen askerlerin yerine yenileri gelemeyecek. biraz şans, biraz sabır, iyi bir taktik, yakıp yıkma taktiği* ile yenilmeyecek bir devlet değil fransa. üstelik başarırsanız kıta avrupası'nın en güçlü devleti sizin kralınız tarafından yönetilecek. sizin zaten donanmanız yenilmez. adamların orduları kezâ... yok, savaştan yenilgiyle ayrılırsanız da dert değil. yüzyıl savaşları bitmeden iskoçya'ya savaş ilân edin*. iskoçya'yı yıktığınız anda zaten büyük britanya'yı kumuş olacaksınız. sonrasında amerika ve afrika'daki önemli ticaret noktalarına koloni kurun. diğerlerini boşverin çünkü colonial government kurulmasın. irlanda'daki opm'leri de diplo-annex ederseniz cillop gibi izole olursunuz. ingiltere'yle oynarken burgonya krallığı'na dikkât etmek gerek. her oyunda kralları ölüyor ve ülke kutsal roma imparatorluğu'nun başındaki ülke* ile fransa arasında topraklar paylaşılıyor. benelüks'e konan avusturya cidden korkutucu bir güç. zaten ordusu hayvan gibiyken benelük sayesinde donanması da coşuyor. diplomasiyle buna engel olmanız pek olası değil çünkü burgonya her 10 oyundan 8'inde ilk iş ingiltere'yi ezeli rakip seçiyor. böyle bir durumda soylu evliliği yapmanız olanaksız. üstelik yapabilseniz bile büyük olasılıkla hiçbir işe yaramayacak. bunun yerine askerî çözüm gerekli. yüzyıl savaşları sırasında ingiltere'nin çekirdeklerinden bir ya da birkaçı burgonya'da kalıyor. onu bahane ederek burgonya'ya dalabilirsiniz. hre üyesi değil, fransızlar'la başı hoş değil ve üstelik ordusu çok zayıf. bu da kolayca yenilebilecekleri anlamına geliyor. burada ise tek sorun almak istediğiniz bölgelerin deli warscore istemesi. 3 parça toprak için tüm ülkeyi baştan sona fethetmek can sıkıyor ve üstelik agresif genişlemeyi patlatarak tüm avrupa'nın size karşı koalisyon kurmasına neden oluyor. işte bunlar yüzünden ingiltere'yle oynarsanız savaşsız bir gün bile geçirmemelisiniz.

kastilya: oynaması belki de en kolay devlet. zaten coğrafi olarak korunaklı bir alandalar. donanmaları gayet güçlü ve orduları da hiç fena değil. batı komşusu portekiz ki araları hep iyi. doğu komşunuz aragon krallığı'yla pek hoş başlamıyorsunuz ama o taç önünde sonunda sizde kalacak. yarımadanın güneyinde granada var ki endülüs emevi devleti'nin kalıntısı. hızla dövüp üç kuruşluk topraklarını kapmanız, ispanya'yı kurmanız için şart. sonrasında ister amerika ve afrika'ya koloni kurar, ister mağrip'te savaşırsınız. ispanya'yı kurduktan sonra fransa'yla bile savaşabilirsiniz ama bu savaşın belirleyicisi müttefikler olur.

osmanlı devleti: açıkçası oyunda önü her türlü açık belki de tek devlet. evet, kolonileşemiyor ama buna ihtiyâcı da yok aslında. oyunun mekaniği gereği ilhâk ettiğiniz topraklar yalnızca o bölgede bulunan devletlerin size sinir olmasına yol açıyor ki osmanlı'yla avrupa, asya, kafkasya ve afrika'da her türlü yardırabiliyorsunuz böylece. bir ora, bir bura, bir şura diye diye ortalığın anasını belliyorsunuz. burada birkaç püf nokta var. bunlardan ilki rival belirlemece. memlukler, avusturya ve karakoyunlular'ı rakip almanız her yöne genişlemenize yardımcı olur.
1- bizans'ı bitirin!
2- balkan ülkeleri'ni parçaladıktan sonra batı'da karadan gidebileceğiniz yeriniz yok. kutsal roma imparatorluğu, macaristan ve lehistan gayet sağlam duruyorlar karşınızda. hele ki balkan ülkelerini aldıktan sonra zaten herkes size karşı koalisyona giriyor. anadolu'yu birleştirmek pek zor değil. akkoyunlular'ı bile çatır çatır diplo-annex edebilirsiniz ama tam arkalarında hem ordusu hem de ekonomisi oldukça sağlam bir karakoyunlular var. biraz sabır göstermeniz şart çünkü onlar nomad tech group'ta ve teknolojileri yarı yarıya daha yavaş gelişiyor. sabredin, ajan gönderip isyanları destekleyin. timurlu devleti'yle ortak iki düşmanınız var. bu da ilişkilerinizin iyi olacağı anlamına geliyor. birlik olup dalın! yalnız timurlu devleti'ne arada bir bol miktarda para yollayın. borç yüzünden savaşlara gelemeyebiliyorlar. rahat olun, istanbul ve ragusa sayesinde sizin zaten cukkanız iyi durumda.
3- oyunun başlarında kırım hanlığı'nı diplomasiyle vassallaştırmaya bakın. yoksa ilk savaşlarında düşmanlarını kendileri vassallaştırıyorlar. kendi vassalı olan devlet başkasına vassal olamıyor.
4- memlükler'den korkmayın. onların teknoloji grupları muslim, sizinki ottoman. bu da her hâlükârda sizden geride kalacakları anlamına geliyor. zaten balkan-anadolu birliğini kurduktan sonra sizi zorlayamazlar.
5- timurlu devleti'nin dağılmasını elinizden geldiğince geciktirin. karakoyunlu yıkılıp timurlu'yla sınır kurmamışsanız oyunun en büyük fırsatını kaçırmış olursunuz. iran isyanlarla ve tüm iran coğrafyasında kurulursa hindistan'a ingilizler'den önce ulaşmanız çok zor. önce timurlu'yla sınırınızı kurun, sonra ister isyanlarla ufak ufak ya da doğrudan savaşarak topraklarını alın. 1600'den önce ulaşırsanız ne âlâ. bu araada... portekiz'i çok umursamayın. her ne kadar hint okyanusu'na çıkan ilk avrupalı devlet olsalar da gerek ordu forcelimit'lerinin olmaması gerekse güney amerika'dan daha fazla kâr etmeleri nedeniyle asya'da pek büyümüyorlar. ama birleşik krallık ve hollanda'yı gördüğünüzde asker yığmaya başlayın ki ikisini de rahat rahat tokatlayacak kadar çok asker besleyebileceğinizi unutmayın.

not: uykum geldi. daha sonra yazmayı sürdürürüm.